hükümlerine göre ortaklık giderildikten sonra maliklerden istenebileceği…" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili, takibe vekaleten itiraz edildiği halde dava dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, asile çıktığını, bunun HUMK’nun vekalete ilişkin hükümlerine aykırı olduğunu, dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı ise zamanaşımına uğradığını, çeke dayalı ise koşullarının oluşmadığını, muhatap bankaya süresinde ibraz edilmediğini, temel borç ilişkisi olmadığı gibi borcun da bulunmadığı, önceye dair temerrüdün oluşmadığını bildirerek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....
Diğer taraftan, bir uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun, muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın, taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşme, satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, süresinde bankaya ibraz edilmemiş olan çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Somut olayda davacı taraf, dava dışı ... Şti.'...
Aile Mahkemesince ise; "Her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusunun eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteminden kaynaklanması nedeniyle görevsizlik kararının verildiği, somut dava dosyasında, davacı alacaklı, müşterek çocuk adına kayıtlı araç nedeniyle ödemiş olduğu paranın, aracın tesciline yanaşılmaması nedeniyle tarafına ödenmesi yönünde icra takibinde bulunulduğu, icra takibine yapılan itiraz üzerine 6098 sayılı Borçlar Kanununda yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemli itirazın iptali davasının açıldığı, Davacı alacaklı, eşler arasında 4721 sayılı TMK.'nın 202 vd....
SAVUNMA: Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması gerektiğini, davalının borcunun bulunmadığını, bu nedenle borca itiraz ettiklerini, ---ile hiçbir alışverişlerinin olmadığını, geçersiz bir çeke dayalı geçersiz bir ciro nedeni ile alacak talep edilemeyeceğini, ciro silsilesinin bulunmadığını, bu nedenle belgenin alacak için delil oluşturmadığını, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak için ibraz edilmeyen çek üzerinden hak düşürücü süre geçtiğini, ayrıca davacının sebepsiz zenginleşmediğini, bilakis davalının mağdur olduğunu, davalının ---kullanma ve --- aldığını, kendisi--- yaptığını, gecikmeden --- sahibine tazminat ödediğini, çek adına düzenlenen kişi bu sebeple bankaya ibraz edemediğini, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmektedir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava; davacının hamili olduğu zamanaşımına uğrayan çek nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine...
A.Ş. tarafından kredi ilişkisine teminat olarak davacı bankaya verildiğini, çekin bankaya ibrazında karşılıksız olduğu şerhinin çeke yazıldığını, sonrasında davalıların çek bedelinin ödeneceği beyanları nedeniyle çekin zamanaşımına uğratıldığını, girişilen icra takibine itiraz edildiğini, ancak çekin zamanaşımına uğramış olmasının davacının alacak hakkını ortadan kaldırmayıp, alacağın dayalı olduğu temel ilişki olan kredi borcu esas alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı borçluların itirazının iptali gerektiğini belirterek itirazın iptali ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takibin devamına, % 40’ dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket temsilcisi, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkündür....
Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK m.114/1- h, 115). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, davacının paydaşı bulunmadığı tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda dava açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....