Ancak davacı, taşınmaz üzerinde, kendisine ait meyve ağaçları ve binalar bulunduğunu bildirmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine göre "Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir." Anılan madde hükmü dikkate alınmaksızın ve muhdesat yönünden inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde muhdesat olup olmadığı araştırılmalı, var ise muhdesatın sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi araştırılmalı ve davacıya ait muhdesat varsa, tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2002 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil veya muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerhi talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...
Ne var ki; Mahkemece bahsi geçen muhdesatların tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 743 sayılı eski ve halen yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kural olarak taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça nitelikli muhdesatların mülkiyeti arzın mülkiyetine tabidir. Muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığı düşünülemez ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatın arzın maliki olan taşınmaz maliki dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez....
Davacının istemi olmadığı halde, muhtesatın aidiyetinin davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan ( 2 ) bent uyarınca hükmün bozulması gerekir ise de ; bu husus yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden hüküm H.U.M.K.nun 438/VIII maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ Yukarıda ( 1 ) bentte yazılı nedenlerle temyiz edenin sair temyiz nedenlerinin reddine , ( 2 ) bentte yazılı nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinin son satırında yer alan ( ... ve Tapu Kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesine “ sözcüğünün hükümden çıkartılmasına hükmün DÜZELTİLMİŞ bu hali ile ONANMASINA, 29.01.2008 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Buna göre ancak, aynı kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir. On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında 148 ada 16 parsel sayılı 1608.76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1995 yılından beri ...'nın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir bölümünün kendisinin kullanımında olduğunun beyanlar hanesine işlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde yazılı parselin tamamına yönelik "1995 yılından beri ...'...
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Beyanlar" başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Söz konusu yasal düzenlemelere göre, her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterilmesi mümkün değildir. Bunun için, Türk Medeni Kanunu'nda ya da özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmiş olması veya Tapu Sicil Tüzüğü'nde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez....
Hüküm özetinin tapunun beyanlar hanesine işlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece geçit hakkı usulüne uygun bir biçimde tesis edilmiş ise de; hükümde, kurulan geçit hakkının tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesi yönünde herhangi bir ibarenin yer almaması infazda tereddüt oluşturabileceğinden hükmün bu haliyle bozulması gerekmekte ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının HUMK'nun 438/VII maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescil imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır. Hal böyle olunca, tespit olunan muhdesatın tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca; H.M....'nın, Hükmün kapsamı başlıklı, 297/2 maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi mevcut olup, iş bu yasal düzenlemeye aykırı olarak, Mahkemece hükmün sonuç kısmında, gerekçenin tekrar edilmesi de doğru görülmemiştir....
ün zilyetliğindedir." ibaresinin iptaline, kadastro tutanağının beyanlar hanesine "taşınmazın tamamı 1969 yılından beri eşit paylar ile ..., ..., ..., ... zilyetliğindedir" açıklamasının yazılmasına, 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında belirtilen yüzölçümü ve niteliği ile Hazine adına tesciline, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....