Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının davaya konu muhdesatların 1950 yılından bu yana kendisi tarafından meydana getirildiğini beyan ettiği, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 12/11/1991 tarihinde kesinleşmesine rağmen, davanın 09/04/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının hak iddia ettiği muhdesatların kadastro tespit tarihinden önce meydana getirildiği, davanın Kadastro Kanunu 12/3 maddesinde belirtilen yasal 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı sabit olmakla, ilk derece mahkemesi tarafından davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki yukarıda izah edildiği üzere muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında hukuki yararın bulunması dava şartı olup, somut olayda taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi de bulunmadığından, davacının hukuki yararının bulunduğundan da bahsedilemez....

Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın muhdesatın tespiti davası olduğu, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, dava konusu muhdesatların bulunduğu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; kadastro tesis tarihinin 08/07/1993 olduğunun anlaşıldığı, tapulama tutanağı incelendiğinde ise; tapulama tutanağının 10/03/1960 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacı tanıklarının 1990'lı yıllardan önce muhdesatların ve iyileştirmelerin yapıldığı yönünde beyanlarda bulundukları, keşifte ve duruşmada dinlenilen tanıkların; davacının kendi parası ile sıfırdan yaptığı şeylerin, garaj, duvar ve ahır/samanlık olduğu; dava dilekçesinde talep edilen diğer hususlarda ise bedelini ödediği veya iyileştirme yaptığı; yapılan bu yapıların yapım tarihinin ise 1990 yılından önceye rastladığı bu doğrultuda kadastro öncesi sebebe dayanılarak açılan bir muhdesat davası mevcut olduğu, kadastro öncesi sebebe dayalı açılan muhdesatın tespiti davasının 10 yıllık hak düşürücü süreye...

Taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın kadastro tutanağı ve taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için muhtesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirilmiş olması gerekir. Somut olayda taşınmazın ilk kadastro tespitinin kesinleşme tarihi de dikkate alındığında Kadastro Kanununun 19. maddesi hükmünün uygulanması imkanının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Böylece davacının muhdesat tespiti talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın ...'nın göl tarafında kaldığını, EPDK tarafından kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığını açıklayarak dava konusu taşınmaz sınırları içerisinde bulunan ev ve wc'nin vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın Alparslan -II Barajı'nın göl tarafında kaldığını, EPDK tarafından kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığını açıklayarak dava konusu taşınmaz sınırları içerisinde bulunan ahır, tandırlık, wc ve ev ile 432 adet ağacın vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda; dava konusu 263 ada, 11 parsel sayılı taşınmazın tam hisse ile Hazreti Emir Vakfı adına kayıtlı olduğu, muhdesatın bulunduğu taşınmaz hakkında, açılmış bir ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması veya kamulaştırma işlemi olmadığı anlaşıldığından, muhdesatın aidiyetinin tespitini istemekte davacı yönünden mevcut ve güncel hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bu sebeple bozulması gerekmiştir....

        Dava, Muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davalarda; Mahkemece araştırılması gereken husus, muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığı hususları olup, bu hususların duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir. Yargılama sırasında dinlenilen, davalı tanığı ... ; binanın yapımında çalıştığını, parasını, muris ... aldığını, davalı tanığı ... ; binayı muris babanın yaptığını, bina yapılırken murisin ... çalıştığını, davalı tanığı ... Değerli; binayı muris babanın yaptırdığını, davalı tanıkları ... ve ... ve ... ; binanın yapımında çalıştıklarını, paralarını muris babadan aldıklarını beyan ettikleri gibi, davacı tanığı ... da, davaya konu evin baba ile birlikte davacı tarafından yapıldığını beyan etmiştir....

          Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilmesi için, taşınmaz hakkında, derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi olması nedeniyle güncel hukuki yarar bulunması ve bu hukuki yararın davanın neticesine kadar da güncelliğini koruması gerekir. Dava, davacının paydaş olmadığı taşımaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Ayrıca dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/1534 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazlardan 146 ada 8 parsel hakkında ile ortaklığın giderilmesi davası açılmış olup 09/12/2019 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği tespit edilmiştir. Bu nedenlerle davacı karşı davalının muhdesatın tespiti istemi bakımından hukuki yararı bulunmamaktadır. Karşı dava bakımından; Sivas 1....

          Taraflar arasındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların birlikte maliki oldukları 117 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Gaziantep 2....

            UYAP Entegrasyonu