Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosya içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, dava konusu tescil harici taşınmaz üzerinde bulunan bağ teveklerinin davacı tarafından dikildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, mudesatların aidiyetine karar verilmesi doğru değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın ... Barajı'nın göl tarafında kaldığını, EPDK tarafından kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığını açıklayarak dava konusu taşınmaz sınırları içerisinde bulunan ahırın vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... vekili savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Davacı ... ile dayalı Karayolları Gen. Müd. ve ... arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.12.2012 gün 2012/134-527 Esas ve Karar sayılı hükmün Daire'nin 19.02.2014 gün 9962/2687 Esas ve Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının yargılaması sonunda, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, Daire'ce isabetsizlik görülmeyen hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine; davacı vekili süresi içerisinde kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir....

        Tüm bu bilgiler ışığında, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, dosya kapsamındaki beyanlardan muhdesatın kadastro öncesi yapıldığının anlaşılmasıyla birlikte tespiti istenilen kısımların ayrı bir muhdesat niteliğinde bulunamamasına ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış ve davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1- b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Hukuk Dairesinin 2014/14176 Esas - 2015/23312 Karar) Kabule göre de, kural olarak taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davalarında husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Muhdesatın tespiti davalarında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul ederek uyuşmazlık çıkarmayanlar dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Yukarıda açıklandığı üzere dava açılırken taraf teşkili sağlanmamış ise de; davanın mahiyeti gereği ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını açıkça kabul edenler dışında kalan tapu kayıt malikleri arasında "zorunlu dava arkadaşlığı"nın (6100 s....

        " muhdesatın 1....

        Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyizinde; ortaklığın giderilmesi davası derdest iken muhdesatın tespiti davasının açıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 s. TMK' nun 684., 718., 724., 728., 729. ve 1012/2, 3. maddeleri, 3. Kadastro Kanunu'nun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesi 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

          Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilmesi için, taşınmaz hakkında, derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin olması nedeniyle güncel hukuki yararın bulunması ve bu hukuki yararın davanın neticesine kadar da güncelliğini koruması gerektiği kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; davacı 2. kademede muhdesatın aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiş ise de dava konusu taşınmaz ile ilgili derdest ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması veya kamulaştırma işlemi bulunmadığından davacının muhdesatın aidiyetinin tespitini istemekte güncel hukuki yararın bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması(6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu