Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 15.02.2011 tarihli sözleşme ile kiraladığı yer nedeniyle davalı ile abonelik sözleşmesi yapmak için müracaatta bulunduğunu ancak önceki kiracı firmanın borcundan dolayı müvekkilinin abonelik müracaatının kabul edilmediğini, davalının müvekkili ile elektrik abonman sözleşmesi yapılabilmesini davalının daha önceki kiracıya ait olan abonelik akdinden kaynaklanan borcun ödenmesi koşuluna bağlanmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının elektrik bağlamaması nedeniyle müvekkilinin maddi-manevi zarara uğradığını ileri sürerek, davalının zararının önlenmesi ile davalının müvekkili ile elektrik abonelik sözleşmesi yapmaya icbarına, 1000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi, tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalının açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme ilişkisi sırasında yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E. 2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir. Kaldı ki, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 gün ve 2010/3–119 E. 2010/159 K sayılı ilamında da; bir sözleşmenin devamı sırasında taraflardan biri tarafından muaraza (çekişme) çıkarılması halinde de, diğer tarafın kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir....

      Görülmekte olan davada, davalı abonenin başvurusunun haksızlığının tespiti ve bu başvuru üzerine tesis edilen Bolu Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararının iptali istenilmiştir. Davalının açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme ilişkisi sırasında yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E. 2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....

        KARAR Davacı, 17.5.2004 tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait arsayı kiraladığını, sözleşme arsaya ilişkin olduğundan ve 1 yıllık sürenin dolmasından sonra taraflarca feshedilmediğinden BK’nun 248-269 maddeleri gereğince sözleşmenin süresiz olarak yenilenmiş sayılacağını, buna rağmen davalı kiralayan tarafından sözleşmede yazılı tahliye taahhüdüne dayalı olarak ve kira sözleşmesinin niteliği konusunda yanılgıya düşülerek tahliye davası açıldığını ileri sürerek kira sözleşmesinin BK’ya tabi yalın kira akti olduğunun, yasa gereğince süresiz hale geldiğinin, feshi ihbar yapılmadığından halen yürürlükte olduğunun ve sözleşmedeki tahliyeye ilişkin hükmün geçersizliğinin tespiti suretiyle çekişmenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, açtığı tahliye ve müdahalenin meni davasının derdest olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2016 NUMARASI : 2015/81-2016/52 Taraflar arasındaki dava, abonelik sözleşmesi talebinin reddi suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, borcu olduğu iddiası ile su abonelik sözleşmesi yapmamak suretiyle doğan muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı ... ; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, abonelik kapattırılmadan başka bir abonelik verilmesinin mümkün olmadığını, abonenin aboneliğini kapattırması ve akabinde davacının abonelik başvurusunda bulunması gerektiğini, abone ve davacının ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının serbest irade ile başka elektrik şirketleri ile de abonelik sözleşmesi yapılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, ... yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, 1170731 tesisat nolu ... adına olan aboneliğin iptal edilmesi ve hak sahibi adına abonelik tesis edilmesi gerektiğinin tespitine, davacının elektrik abonelik sözleşmesinin tarafı olmadığından menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı ... vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur....

                Mahkemece; davacının kiracı olarak faaliyet gösterdiği yerin önceki abonesinin davacı şirket ile bağlantısının tespit edilemediği, iddiaya konu şirketlerin ticari sicil kayıtlarına göre bir kısım yetkili, hissedarlarının ve adreslerinin aynı olmasının tek başına muvazaayı kanıtlamaya yeterli olmadığı, daha önceki elektrik borçlarından dolayı davacı şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağı, davalının elektrik enerji dağıtım tekelini elinde bulundurması sebebiyle ihtiyaç sahibi olduğu anlaşılan davacı şirket ile abonelik sözleşmesi yapmak zorunda olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. ./.. -2- Dava; elektrik aboneliği sözleşmesi kurulması talebinin reddi suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir....

                  -TL.lik kısmını dava ettiklerini, müvekkili idarenin davalıya söz konusu yerleri devir aldığı noktalarda eski borçlardan sorumlu olmayacak şekilde abonelik alacağını bildirdiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, müvekkili idare adına devir işlemi gerçekleşmediğinden faturaları ödeyemediklerini bildirerek davacı ile davalı arasındaki muarazanın meni ile elektrik aboneliklerinin eski borçlarından davacının sorumluluğu bulunmadığının kabulüne, borçlu bulunmadıklarının tespitine, dava konusu elektrik aboneliklerinin davacı adına devredilmesine (fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına) karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin son bulduğu ve yenilenmediği kabul edilerek ve az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek kiracı tarafından açılıp eldeki dava ile birleştirilen muarazanın meni ve kiracılığın tespiti davasının reddine karar verilmesi, asıl dava yönünden ise davalının müdahalesinin menine ayrıca davacının cezai şart talebi konusunda da tarafların iddia ve savunmaları ile delillerinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı düşünceyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı-birleşen davanın davalısı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu