Dava konusu binanın ... izninin henüz alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; elektrik aboneliği sözleşmesi kurulması talebinin reddi suretiyle yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı; yeni abonelik tesisi isteminin reddine dair kararın hukuka aykırı olduğunu iddia etmiş, davalı ise; davacı şirket ile davacı şirketin kiralamış olduğu taşınmazın fiilen kullanıcıları olan şirket arasında organik bağ olduğu, borçtan kurtulmak amacı ile davacı adına yeni abonelik talebinde bulundukları ve işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür....
Davalı vekili, davaya konu işyerinde önceki abonenin elektrik borcu bulunduğunu, daha önce ... isimli bir şahıs tarafından 5 yıl süreli ve 04.01.2010 başlangıç tarihli kira kontratı ibraz edilmek suretiyle abonelik talebinde bulunduğunu, kira kontratı dolmadan 15.05.2010 başlangıç tarhli kira kontratı ile bu kez davacının abonelik talebinde bulunduğunu, uygulamada kimi zaman enerji talep edenlerin çeşitli kanuna karşı hile ve muvazaa yöntemleri ile eski borçlarından kurtulmak ve enerji satan konumunda olan müvekkil şirketin zarar uğratmak amacıyla işletme devri, satış ve kiralama gibi yönetmelere başvurmak suretiyle satış yaptığını veya kiraya verdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davalının açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme ilişkisi sırasında yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E. 2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir. Kaldı ki, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 gün ve 2010/3–119 E. 2010/159 K sayılı ilamında da; bir sözleşmenin devamı sırasında taraflardan biri tarafından muaraza (çekişme) çıkarılması halinde de, diğer tarafın kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir....
Görülmekte olan davada, davalı abonenin başvurusunun haksızlığının tespiti ve bu başvuru üzerine tesis edilen Bolu Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararının iptali istenilmiştir. Davalının açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme ilişkisi sırasında yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E. 2004/442 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Tedaş'ın elektrik abonelik sözleşmesi yapmaya icbar edilerek muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sinemasını 01.12.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı ... ...’den kiraladığını, abonelik tesisi için 04.01.2006 tarihinde davalı kuruma başvurduğunda, eski abonenin borcu olup, bu borç kapatılmadan abone yapılamayacağının beyan edildiğini, abonelik talebinin işleme konulmadığını, müvekkili ile hiçbir ilgisi bulunmayan eski abonenin borcunun müvekkiline yüklenmesinin yasal olmadığını, ayrıca devlet kurumu olan ve elektrik dağıtımını tekelinde bulunduran davalının elektrik abonesini keyfi olarak yapmasının mümkün olmadığını iddia ederek davalıca yapılan muarazanın men’ine ve abonelik tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili kurumun isminin ... Elek.AŞ.olup, husumetten davanın reddi gerektiğini, davaya konu olan ......
-YTL.kira gelirinden mahrum olduğu gerekçesiyle davacının davalı idare ile elektrik aboneliği sözleşmesi yapılarak elektrik bağlanması yönündeki talebinin yerine getirilmesi idari bir işlem olup İdare Mahkemesince incelenebileceğinden talebin görev yönünden reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000.00.-YTL.maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilip davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı davalının elektrik aboneliği talebini kabul etmediğini, işyerlerine elektrik bağlanmaması nedeniyle kiraya veremediğini ileri sürerek elektrik abonelik sözleşmesinin yapılmasına, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 15.02.2011 tarihli sözleşme ile kiraladığı yer nedeniyle davalı ile abonelik sözleşmesi yapmak için müracaatta bulunduğunu ancak önceki kiracı firmanın borcundan dolayı müvekkilinin abonelik müracaatının kabul edilmediğini, davalının müvekkili ile elektrik abonman sözleşmesi yapılabilmesini davalının daha önceki kiracıya ait olan abonelik akdinden kaynaklanan borcun ödenmesi koşuluna bağlanmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının elektrik bağlamaması nedeniyle müvekkilinin maddi-manevi zarara uğradığını ileri sürerek, davalının zararının önlenmesi ile davalının müvekkili ile elektrik abonelik sözleşmesi yapmaya icbarına, 1000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi, tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
KARAR Davacı, 17.5.2004 tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya ait arsayı kiraladığını, sözleşme arsaya ilişkin olduğundan ve 1 yıllık sürenin dolmasından sonra taraflarca feshedilmediğinden BK’nun 248-269 maddeleri gereğince sözleşmenin süresiz olarak yenilenmiş sayılacağını, buna rağmen davalı kiralayan tarafından sözleşmede yazılı tahliye taahhüdüne dayalı olarak ve kira sözleşmesinin niteliği konusunda yanılgıya düşülerek tahliye davası açıldığını ileri sürerek kira sözleşmesinin BK’ya tabi yalın kira akti olduğunun, yasa gereğince süresiz hale geldiğinin, feshi ihbar yapılmadığından halen yürürlükte olduğunun ve sözleşmedeki tahliyeye ilişkin hükmün geçersizliğinin tespiti suretiyle çekişmenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, açtığı tahliye ve müdahalenin meni davasının derdest olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....