Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı; mülkiyet sahibi, abone ve fiili kullanıcının elektrik borçlarından müteselsilen sorumlu bulunduğunu, davacının abonelik talebinin usûl ve yasaya uygun olmadığını, abone ve davacının ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının serbest irade ile başka elektrik şirketleri ile de abonelik sözleşmesi yapılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince; abonelik tesisi talep edilen yerin dava açıldıktan sonra 26/11/2020 tarihinde dava dışı ...'e devredildiği, davacının kendi adına yahut dava dışı yeni malik adına abonelik tesisi isteyebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.10.2006 gününde verilen dilekçe ile hasılat kira sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın meni istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 01.11.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme üzerinde çıkartılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalı, davacının akte aykırı davrandığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan 01.11.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bir yıl sürelidir. Sözleşmede, kiranın 01.11.2005 tarihinde sona ereceği kararlaştırılmıştır....

      sağlanması hususunda yetki ve süre verilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, dava dışı Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. ile 22.2.2005 tarihinde kira sözleşmesi düzenlendiğini, o zamandan beri Eminönü 2 nolu ......

          Dava, eski abonenin borcu nedeniyle davalının, abonelik sözleşmesi yapmaması suretiyle ortaya çıkan muarazanın önlenmesi talebine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık ise yargılama sırasında abonelik sözleşmesi yapılmış olması nedeniyle davanın konusunun kalıp kalmadığı ve yargılama giderlerine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacının İstasyon mahallesi Faikbey caddesi Melek Apat No.8 adresli ve tapunun Kars Merkez İstasyan mahallesi 182 ada, 140 nolu parselde kayıtlı taşınmaz üzernideki binanın 2....

          İl Müdürlüğü'nün 2009 yılı protokolünün 6.3.24.maddesini gerekçe göstererek 20.02.2013 tarihli kararıyla sözleşmeyi bir yıl süre ile feshettiğini bildirdiğini, bu maddenin eczanelere yönlendirme yapılmasını yasakladığını, ayrıca aynı protokolün 6.3.3 maddesi gereği reçeteler arkasındaki imzalar hastalara ait olmadığından ve 6.3.10 gereği hastaya teslim edilmeyen ilaçlara ait fiyat kupürlerinin yer aldığı reçetelerin kuruma fatura edildiğinden toplam 1.283,60 TL para cezası ve uyarı cezası uygulandığını, davacının belirtilen maddeye aykırı davranışı bulunmadığını, kararın ve cezai şartın haksız olduğunu belirterek, fesih kararının iptali ile muarazanın meni ve akdi ilişkinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Hal böyle olunca; Mahkemenin “Başka bir aboneliğe ait borcun yeni abonelik verilmesine engel olmayacağı” noktasındaki gerekçesi ilke olarak doğru olmakla birlikte, davacının fiili kullanıcı olduğu noktasındaki ikrarı dikkate alındığında, doğan borçtan davacının sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde babasına ait abonelikten fiili olarak elektrik kullanan ve bu nedenle doğan borcunu ödemeyen davacının sırf bu borçtan kurtulmaya yönelik böyle bir isteği kabul edilmiş olur ki, TMK’nun 2.maddesi hükmü gereğince de hukuken himaye edilemez. Öyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              T4 KARAR TARİHİ : 05/04/2021 Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı elektrik idaresinin 10007083 tesisat numarasıyla elektrik enerjisi kullandığını, müvekkiline ait bürodaki önceki kiracının elektrik borcu olduğunu, kiracının borcunu ödemeden taşınmazı tahliye ettiğini, müvekkilinin aboneliğine elektrik borcu olduğu için elektrik verilmediğini, yeni abonelik almak istediğini ancak bu talebinin de kabul görmediğini, bu nedenlerle davalı kurum ile müvekkili arasında yeni abonelik sözleşmesi yapılarak aradaki muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiştir....

                İlk derece mahkemesince gerekli inceleme ve araştırma yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı taraf muvazaa ve fiili kullanım olgusunu ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre abonelik sözleşmesi tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılmakla sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince yanlızca tarafları bağlar. Yani satıcı-sağlayıcı tarafından aynı kullanım yerine ait önceki abonenin tüketimlerinden kaynaklanan borçların yeni abonelik isteyenin üstlenmesi talep edilemeyecektir. O halde somut olayda da yeni abonelik tesisinin önceki abonenin borcu nedeni ile geri çevrilemeyeceği açık olup, ispat yükü üzerinde olan davalı yanca fiili kullanım veya muvazaa olgusu ispat edilememiş olmakla; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur....

                KARAR Davacı, davalı ile yaptıkları 19.1.2010 ve 20.1.2010 tarihli kira sözleşmeleri ile davalıya ait alışveriş merkezinde iki adet işyeri kiraladığını, kira bedellerini peşin ödediğini, davalı şirket yetkililerinin tahliye kararı olmamasına rağmen 22.7.2010 tarihinden itibaren işyerine girişini engelleyip işyerindeki mallarını boşalttıklarını ileri sürerek, muarazanın meni ile dava konusu işyerlerinde kiracılığın devamını ve fazlası saklı kalmak üzere 10.000TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ihtilaf konusu kiralanan yerlerin 6570 sayılı kanun hükümleri gereği kiralandığı, bu yasadan doğan ihtilafın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın görevli İzmir Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muarazanın meni, kiracılığın devamı ve maddi tazminat istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu