K A R A R Davacı vekili, 6360 sayılı Kanun’un 1/1. maddesi gereği Aydın Belediyesinin büyükşehir belediyesi statüsü kazandığını, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 7 ve 27. maddesi gereğince Aydın Büyükşehir Belediye Meclisinin kararı ile büyükşehir belediye sınırları içerisinde bulunan alanların büyükşehir belediyesince yürütülmesine karar verildiğini, Nazilli Belediye Başkanlığının 25 adet otobüs durağı reklam panosu ile 25 adet ışıklı raket kiralaması devrine olumsuz cevap verdiğini ve devir işlemini gerçekleştirmediğini belirterek muarazanın meni ile alanların davacıya aidiyetinin tespiti ve teslimini istemiştir. Davalı vekili, Nazilli Belediye Başkanlığının 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan bir belediye olmadığını, bu sebeple sahip olduğu her türlü malvarlığını büyükşehir belediyesine devretmek zorunda olmadığını, Büyükşehir Belediye Meclisince alınan kararın davalı ......
ın müvekkili şirkete abone olduğu tarihten itibaren kullandığı elekirik faturalarının ödenmemesinden kaynaklı olarak 16.06.2020 tarihinde aboneliğinin iptal edildiğini ve hakkında icra takibi açılmıştır. Söz konusu aboneliğin iptalinin hemen ertesi günü 17.06.2020 tarihinde davalı ... aynı adres için abonelik başvuru yaptığını, davalının talebi doğrultusunda müvekkili şirketin iyi niyetli olarak davrandığını ve ... adına abonelik tesis ettiğini, ancak daha sonra müvekkil şirket tarafından harici yapılan saha araştırmasında davalı ile daha önceki abone sahibi ...'ın aynı adreste (... Mah. ... sok no: ...'...) ticari işletmenin hiç değişmediğini ve aynı iş kolunda faaliyetini yürütüğünü ve önceki aboneliğini 01/02/2020 tarihinden itibaren hiçbir fatura borcunu ödemeyerek 2-3-4-5-6 aya ait fatura borçlarının olduğunu, fatura borçlarını ödememek borçtan kurtulmak ve müvekkil kuruma zarar vermek maksadıyla hareket edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, muarazının giderilmesi suretiyle 10071460 tesisat nolu iş yerine abonelik tesisi ve elektriğin tedbiren bağlanması talebine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazı 25/11/2020 tarihinde satın aldığını, iş yerinin önceki kiracısından kalan 5- 6 yıllık elektrik borcundan dolayı abonelik taleplerinin reddine karar verildiğini, bu nedenle muarazanın meni ve tedbiren elektriğin bağlanmasını talep etmiştir. Yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanununun 389. maddesinde “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü havidir....
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı, dava konusu yeri (daha önce pastane olarak kullanılan) kiraladıktan sonra, 18.06.2009 tarihli su abonelik sözleşmesi imzalamış ve sözleşme sonrası (davacının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere) bu taşınmazın spor salonu olarak kullanılmak üzere uzun bir süre, muhtelif tamirat, tadilat ve ilaveler yapılmıştır. Spor tesisi hizmete açıldıktan sonra şikayet üzerine davalı idare görevlilerince yapılan kontroller sırasında, 30.01.2012 tarihli kaçak su kullanma tutanağı ile, davacı tarafından su deposundan giriş dönüş hidroforundan T konularak ayrı bir hat çekilmek suretiyle özellikle üyelerin kullanımında olan duşlardaki sıcak su hattında kaçak su kullanılmış olduğu belirlenmiş aynı şekilde mahkeme heyeti tarafından icra edilen keşif ile de sözkonusu bağlantının söküldüğü ve kör tapa takılarak iptal edildiği tespit edilmiştir....
Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp-kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp-kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp-kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde , davaya konu davacı işleminin hukuksal nitelikçe mevcut bir sözleşme (abonelik) ilişkisi sırasında, davalının kayıp-kaçak ve diğer bir kısım bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza (çekişme) olduğu, davadaki istemin de bu muarazanın (çekişmenin) giderilmesine yönelik bulunduğu açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 gün ve 2004/13–417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın meni (çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılığın tesbiti ve elatmanın önlenmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılığın tesbiti ve elatmanın önlenmesi davasına dair karar, davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı ...Ş hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı ... Belediyesi hakkındaki davanın kabulü ile Muarazanın men'ine karar verilmiş, hüküm davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, Alacaatlı Mahallesinde bulunan konutunun su aboneliğinin tesisi için davalıya müracaatta bulunduğunu, davalının abonelik için kanal katılım payı ödenmesini istediğini, bu talebin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davalı tarafça abonelik tesisini kanal katılım payı ödenmesi koşuluna bağlayarak çıkarılan haksız muarazanın meni ile ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıya ait meskenin olduğu yere kanalizasyon hizmeti getirdiğini, Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88.maddeleri ve ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi gereğince davacının kanal katılım payı ödemesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....