Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; dava konusu kaçak elektik tüketimine konu mahallin iş yeri ve dava konusu borcun varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu, söz konusu faturalar nedeniyle elektriğin kesilmesi halinde davacının telafisi zor zararının oluşacağına dair yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmiş ihtiyati tedbir dava konusu iki adet fatura ile sınırlanmış olmakla elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi HMK 389 md hükmüne uygundur. Mahkemece takdir olunan % 20 oranındaki teminat miktarının yeterli ve somut olaya uygun olduğu değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Buna karşın mahkemece, davacı tarafın elektriğin kesilmesi talebini içerir bu dilekçesi hakkında davalı kurum tarafından ne gibi bir işlem yapıldığı hususu ile yine taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin aboneliğin sonlandırılmasına ilişkin özel hükümlerin ne şekilde düzenlemeler içerdiği yönünde bir araştırma yapılmaksızın ve aboneliğin iptali istemine dair dilekçe verilmesinin o tarih itibari ile derhal aboneliği sonlandıracağı anlamına gelmeyeceği gözetilmeksizin, davacının dilekçe tarihinden (02.05.2014) sonraki borçlardan sorumlu tutulamayacağına karar verilmesi doğru değildir....

    Davacının işyeri için elektrik ener- jisinin " olmazsa olmaz" koşul olduğu, dava konusu borç nedeniyle elektriğin kesilmesi halinde dava- cının işyerindeki faaliyetinin duracağı ve telafisi güç zararının doğacağı tartışmasızdır. Somut olayda ihtiyati tedbir yönünden yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiştir, mahkemece elektrik enerjisinin kesil- memesi hususunda verilen tedbir kararı yerindedir. Mahkemece , davacının tedbir talebi dava konusu faturalar ile sınırlı olarak kabul edil- miştir. Mahkemece takdir olunan % 20 oranındaki teminat miktarı süresi içinde mahkeme veznesine yatırılmış olup takdir olunan teminat miktarı uygundur. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir....

      Davacı dava dilekçesinde dava konusu kaçak elektrik faturaları nedeniyle elektriğin kesilmemesi yönünde tedbir kararı talep etmiş, mahkemece tedbir talebinin kabulüne % 10 oranında teminat alınmasına karar verilmiş, takdir olunan teminat miktarı süresi içinde mahkeme veznesine yatırılmıştır. Davalı vekili; elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğini, tedbir şartlarının oluşmadığını beyanla tedbirin kaldırılmasını, mah- kemenin aksi kanaatte olması halinde ise % 100 oranında teminat alınmasını taleple karara itiraz etmiş mahkemece bu yöndeki itirazı reddedilmiş olmakla aynı nedenlerle istinafa başvurmaktadır....

      No:26 İzmit Kocaeli adresinde elektrik enerjisinin kesilmesi sureti ile oluşturduğu muarazanın men’ine, tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına" karar verilmiştir....

      Somut olaya bakıldığında; davacı, dava dışı ....... adına tahakkuk ettirilen abonelik borcundan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile muarazanın giderilmesini istemiş, davalı idare ise, mahkemeye gönderdiği 01.04.2016 tarihli cevabi yazısında;.... numaralı abonelikte 2003/11 dönemine ait ..... adına tahakkuk ettirilen faturanın sistemsel bir hata sebebi ile davacı adına gözüktüğünü, davacı tarafından yapılan şifahi başvuru neticesinde 08.07.2015 tarihinde cari borcu...... adına düzeltildiğini belirterek muarazanın varlığını kabul etmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kiracı olarak bulunduğu işyerinden 05.06.1997 tarihinde taşınmasına rağmen davalının, müvekkilinin aboneliğini iptal etmeden abonelik işlemini devam ettirdiğini ve sözkonusu yerde kiracı olan dava dışı kişilerin kullandığı elektrik tüketimi ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, sözleşme uyarınca bir aylık tüketim bedeli ödenmediği takdirde elektriğin kesilmesi gerektiği halde davalının bedelsiz kullanıma yıllarca göz yumduğunu, daha sonra hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmayan davacı aleyhine takibe giriştiğini iddia ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve davalı tarafın tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının takip konusu adreste elektrik abonesi olup, kendi adına elektrik kullandığını, aboneliğini kapattırmadan adresten ayrıldığını, borçtan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          Davalı vekili, davacının aboneliğinin iptali ve elektriğin kesilmesi için ...'a müracaat ettiğini iddia ettiği tarihten sonra tüketiminin devam ettiğini, bu nedenle tüketim bedelini ödemesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; son sayaç okuma tarihinden sonra davacının 162 kw elektrik tüketiminin sözkonusu olduğu dolayısıyla davalı kuruma 173,57 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yerel mahkemece, yargılamanın sonuçlandırıldığı son oturumda “davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar oluşturulmuştur. Oysa oluşturulup, duruşma tutanağına geçirilerek okunan kararın HMK'nın 297. (HUMK'nun 388) maddesinde belirtilen biçimde hüküm sonucunu içermesi gerekmektedir. Bu nedenle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi olumlu tespit şeklinde hüküm kurulamayacağının da gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

            .-2013/111 K. sayılı kararla "mühürde sahtecilik" ve ''mühür bozma'' suçları yönünden de yeniden hükümler kurulmuş ise de, kurulan ikinci hükümlerin yok hükmünde olduğu ve bu suçlar yönünden 26/01/2011 gün ve 2010/392 E -2011/23 K. sayılı kararla verilen hükümlerin temyiz incelemesine tabi olacağı değerlendirilerek yapılan incelemede; Sanığın kaçak elektrik kullandığı iddia olunan işyerini üçüncü kişilerden devraldığı, 2009 yılı Haziran, Temmuz aylarında elektriğin kesilmesi üzerine işyerini boşalttığı ve bu tarihten sonra tükütimin düşük olduğu mühürleme tutanağının bulunmadığı sanığın sayacın mührünü bozduğu, mühürde sahtecilik suçunu işlediğine dair savunmasının aksine cezalandırılmasına yeterli ve kesin kanıt bulumadığı cihetle tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....

              reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak, yapılan itirazların kabul edilerek elektriğin açılmasına yönelik verilen tedbir kararının kaldırılmasına, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde davacının borçlu olduğu tutar kadar teminat belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu