Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı; yapılan işlemin sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir, Mahkemece, davanın kabulü ile 05.01.2010 tarihli fesih işleminin iptali ile muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile ; davalı kurum tarafından yapılan fesih işleminin haksız olduğunu belirterek, sözleşmenin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiş, davalı ise işlemin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....

    583,23 TL borç ve uyarı işleminin uygun olmadığının bildirildiği görülmüştür....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/07/2022 tarih ve 2022/243 Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin Adana'da eczane işlettiğini, davalı kurum ile kurum hastalarına ilaç temini amacıyla protokol imzalandığını, avalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından müvekkiline uyarı ve para cezası işlemi uygulandığını, uyarı ve cezaya ilişkin 10/06/2022 tarih ve 47056398 sayılı işlemin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacı eczacıya uygulanan uyarı ve ceza işleminin taraflar arasında imzalanan protokole uygun olduğunu, davanın haksız ve yeriz olduğunu, dava ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Adana 14....

    Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olacaktır. Davacı asıl davada, davalı kurum tarafından 2011 yılı Protokolünün 6.3.10 ve 6.3.3 maddeleri gereğince 05.11.2012 tarih ve 19.212.863 sayılı uyarı yazısı ile talep edilen cezai şart ve ilaç bedelinin toplamı olan 38.799,16.- TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline ilişkin cezai işlemin yerinde olmadığını ileri sürmüş, birleşen dava da ise davalı kurum tarafından talep edilen ilaç bedeli isteminde ilişkin talepte bulunmadan yalnızca 9.514,80 TL'nin tahsili istemine ilişkin cezai işleminin iptalini istemiştir....

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurumun 18.01.2016 tarihli yazısı ile davacının ... kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2009 yılı protokolünün 6.3.3. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında uyarı cezası ve 1.418,30 TL cezai şart, 2016 protokolünün 5.3.10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 163,60 TL cezai şart ve uyarı cezası, 2012 protokolünün 5.3.5. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 676,90 TL cezai şart ve uyarı cezası, 5.3.6. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 500 TL cezai şart ve uyarı cezası, 5.3.10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 1.021,10 TL cezai şart ve uyarı cezası, 4.3.6. maddesi gereğince 487,39 TL reçete bedeli tahsili, 2009, 2012 ve 2016 protokollerinin 3.1. maddesi gereğince 929,04 TL reçete bedeli tahsili işlemi uyguladığını ancak müvekkilinin hastalar tarafından verilen rapor ve reçetelerin sahte olup olmadığını kontrol ve araştırma yapma görevi bulunmadığından uygulanan cezai işlemlerin...

        TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, numara taşınabilirliği uygulamasının başladığı 2009 yılında şebeke içi ve şebeke dışı arama ücretleri arasındaki farkın yüksek olması ve her yöne tariflerin yaygın olmaması nedeniyle uyarı tonu uygulamasının zorunlu tutulduğu, ancak arabağlantı ücretlerinde yaşanan düşüşler ve her yöne tarifelerin yaygınlaşması sonucunda uyarı tonu uygulamasına gerek kalmadığı, dava konusu düzenleme ile uyarı tonu uygulamasının tamamen kaldırılmadığı, talep eden abonelerin uyarı tonu kullanmaya devam edebileceği, abonelerin uyarı tonu duyma/duymama konusundaki tercihlerinin ne şekilde alınacağının … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile düzenlendiği, böylece temyize konu Daire kararında belirtildiğinin aksine tüketici menfaatlerinin dikkate alındığı, nitekim şebeke içi ve şebeke dışı ücretleri arasındaki farkın ortadan kalkması üzerine sadece isteyen tüketicilere uyarı tonu uygulamasının sunulmasını temin eden dava konusu düzenlemenin tüketicilerin menfaatine...

          İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava konusu işlemin ruhsat iptaline ilişkin kısmı yönünden; davacı şirket tarafından, 06.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren II(a) grubu işletme ruhsatına ait 2016 yılı ruhsat bedelinin yatırılmaması nedeniyle ilk uyarı niteliğinde olan ve 21.116,00-TL para cezası verilmesine dair kararın bildirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin; davacı şirkete tebliğe çıkarılmasına rağmen adres bilgisinin eksik olması sebebiyle tebliğinin gerçekleştirilemediği, bunun üzerine anılan işlemin 09/11/2016 tarih ve 29883 sayılı Resmi Gazete'de ilan edilerek davacıya tebliğ edildiğinden ve yasal süresi içerisinde ruhsat bedelinin yatırılmadığından bahisle davacı şirketin işletme ruhsatının 17/02/2017 tarihinden geçerli olmak üzere iptaline ilişkin … tarih ve E…. sayılı işlemin tesis edildiği, dava konusu işlemin, "ilk uyarı yazısı niteliğinde olan … tarih ve … sayılı yazının tebliğe çıkarılmasına rağmen adres eksikliği sebebiyle tebliğinin gerçekleştirilememiş...

            manevi tazminatın yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Dairesinin kesin olarak verilen iptal kararı ve Kültür ve Turizm Bakanlığının 11.04.2017 tarihli tahsis işleminin ihyasına ilişkin kararı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

                TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, numara taşınabilirliği uygulamasının başladığı 2009 yılında şebeke içi ve şebeke dışı arama ücretleri arasındaki farkın yüksek olması ve her yöne tariflerin yaygın olmaması nedeniyle uyarı tonu uygulamasının zorunlu tutulduğu, ancak arabağlantı ücretlerinde yaşanan düşüşler ve her yöne tarifelerin yaygınlaşması sonucunda uyarı tonu uygulamasına gerek kalmadığı, dava konusu düzenleme ile uyarı tonu uygulamasının tamamen kaldırılmadığı, talep eden abonelerin uyarı tonu kullanmaya devam edebileceği, abonelerin uyarı tonu duyma/duymama konusundaki tercihlerinin ne şekilde alınacağının … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile düzenlendiği, böylece temyize konu Daire kararında belirtildiğinin aksine tüketici menfaatlerinin dikkate alındığı, nitekim şebeke içi ve şebeke dışı ücretleri arasındaki farkın ortadan kalkması üzerine sadece isteyen tüketicilere uyarı tonu uygulamasının sunulmasını temin eden dava konusu düzenlemenin tüketicilerin menfaatine...

                  UYAP Entegrasyonu