Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince ise "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabileceği belirtilmiş olup davalı tarafça mirasın reddinin iptaline ilişkin herhangi bir dava açıldığı belirtilmemiştir. Bu halde davacı tarafça mirasın reddedildiği anlaşılmakla mirası reddeden mirasçının miras bırakana ait borç ve yükümlülüklerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/14320 E. Ve 2017/4134 K. Sayılı kararı) Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/563 E. Ve 2013/883 K....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 14.06.2019 tarih ve 2018/758 E. - 2019/759 K. sayılı veraset ilamının iptali için Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ve davalı olarak mutlaka müvekkillerinin gösterildiği bir iptal davası açılmasının zorunlu olduğunu, müvekkillerinin de kendi kendilerini davalı/hasım göstererek, kendi kendilerine dava açamayacaklarına göre; bizim Mirasın Reddi için açmış olduğumuz Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2019/906 E. sayılı dosyasında işlem gören işbu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, bu nedenle haklı davanın aktif dava ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddinin çok haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Talep mirasın gerçek reddinin tespit ve tesciline ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda talebin aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, talep edenler vekili bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
dan intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğini beyan ederek, mirası reddinin tespit ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ...'ın, muris ...'nın mirasçısı olmadığını ve ancak yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Davacı, muris ..... oğlu .... ....'nın mirasını reddettiğini, murisin eşi ....'ın kardeşi ....'dan kendisine muristen miras kaldığını bu nedenle murisin mirasçısı olduğu gerekçesi ile hükmü temyiz etmiştir. Dosya kapsamındaki UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneklerine göre; muris .... ....'nın 11.02.2002 tarihinde, murisin eşi ....'nın eşinden sonra 14.12.2007 tarihinde, ....'nın kardeşi ....'ın ise kardeşinden önce 27.02.1967 tarihinde vefat ettiği, yani ....'nın vefat ettiği tarihte ....'ın hayatta olmadığı bu nedenle ....'ın ....'...
Davacı vekili, muris ... adına borçlandırma yapıldığını, davalıların mirası reddettiğini belirterek kamu zararının doğmaması için tereke mallarının korunması konusunda gerekli önlemlerin alınmasını talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalıların mirasçılığının tespit edildiği, tahsilatın mirasçıların mal varlığından yapılması gerektiği, bu nedenle davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1556 Esas, 2008/1552 Karar sayılı veraset ilamıyla, davalıların, muris Mustafa Metin'in mirasçıları olduğu tespit edilmiştir. Davalılar, Bolu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1825 Esas, 2008/1939 sayılı Kararıyla muris ...'in mirasını reddetmiştir. Davacı vekili tarafından, davalıların mirası reddinin iptalini istemesi üzerine, bu dosyadan tefrik edilerek yapılan yargılama sonucu, Bolu 2....
Maddeye göre "mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddedilmiş sayılırlar." En yakın mirasçıların reddine rağmen durum kendilerine tebliğ edilen alt derecedeki mirasçılar bir ay içerisinde mirası kabul etmezlerse bu halde tereke tasfiye edilir. Mirasçılardan birisi mirası kabul ettiği takdirde tasfiyeye gidilmez. Tasfiyeye gidilmesi halinde mirastan arta kalan miktar mirası reddetmemiş gibi asıl mirasçılara verilir. HMK.nun 26. maddesinde, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin mirasçı olduğunu bilmediğini, kendilerine tasarrufun iptali dosyasından gelen tebligat üzerine mirasçı olduğunu öğrendiğini, mirasın reddi kararından haberdar olmadıklarını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, mirasın gerçek reddinin tescili istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 605/1 maddesi gereği yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Aynı Kanunun 606. maddesi gereği miras 3 ay içinde reddolunabilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar. Aynı Kanunun 611....
Dosya kapsamından; muris T2 04/04/2019 tarihinde vefat ettiği, davacıların babası olan ilk derece mirasçı T1 Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23/01/2020 tarihli ve 2019/457 E., 2020/107 K. sayılı karar ile muristen kalan mirası yasal süresi içerisinde reddettiği, davacıların ise muris Beyzari’nin alt soyu olup babası olan ilk derece mirasçı Bedir’in mirası reddetmesi ile mirasçılık sıfatını kazanıp akabinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, talep edenler, Beyzari Yalçın'dan gelen mirası reddeden T1'ın altsoyu (çocukları) konumundadır. Talep edenlerin babası T1 murise ait mirası reddettiğinden miras payı kendisi hayatta değilmiş gibi miras açıldığı anda altsoyu olan davacıya gececeğinden mirasın gerçek reddinin tespitini isteyen davacı bakımından ret süresi, önceki mirasçı tarafından mirasın reddedildiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır....
"Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.”(TMK m 617) Söz konusu hükmün lafzından malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirastan feragat etmesi halinde de feragatin iptalini isteyebilme yönünde bir sonuç elde edilememektedir. Feragat, mirasbırakanın ölümünden önce gerçekleşen bir hukuki işlemdir. Mirasın reddi ise, mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleşir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Dava, SGK'ca davacıya gönderilen 2011/10616, 2011/10619, 2012/12101 sayılı ödeme emirlerinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. .............Tüm dosya kapsamına göre;Davacının miras bırakanın 27/02/2020 tarihinde vefat ettiği, davacının, (vefat eden babası) İrfan Uçar'un mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tespitine dair davacının Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/309 Esas 2020/644 Karar sayılı dosyası ile kayıtsız şartsız mirası reddettiği, Ankara 4....
(TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir....