Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada uygulama dışındadır. İkinci fıkrası “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599)yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29/07/2013 gününde verilen dilekçe ile mirası hükmen reddin tespitinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, mirası hükmen reddin tespitine ilişkindir. Davacılar vekili İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile özetle, 30/08/2012 tarihinde ölen mirasbırakan Ali Demir’in terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın yetki yönünden ve esastan reddini savunmuştur....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. TMK'nın 617.maddesi uyarınca; borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve mal varlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiye edilir. Sulh hakimi, reddeden mirasçıların yerine kayyım atar, diğer mirasçıların hakları korunur....
Kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir mirasbıranın mirasını reddeden mirasçılar onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması aşağıdaki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için; Miras açılmış olmalıdır. Ödemeden aciz bir muris bulunmalıdır. Miras süresinde reddedilmelidir. Reddenen mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Kanun koyucu mirası reddin iptali için altı aylık hak düşürücü süreyi mirasçıların alacaklarının korunması için koymuştur (TMK m. 617 f.I)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, 30.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine temyiz talebinin reddine dair verilen 05.08.2016 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Talep, mirası gerçek reddin tespiti istemine ilişkindir. Talep eden, ablası ...'un 27.10.2014 tarihinde vefat ettiğini, mirasını kayıtsız ve şartsız reddettiğini belirterek reddin tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
dan intikal eden mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin dava açtığı, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.09.2007 tarihli 2006/838-2007/1909 E.- K. sayılı ilamı ile ...'nun istemi kabul edilerek mirası reddinin tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı borçlu ... mirası reddettiğini savunduğuna, davacılar da davalı ...'nun muris ...'nun mirasçısı olduğunu iddia ettiklerine göre mirasın reddine ilişkin kararın iptali ile ilgili bir dava açılıp açılmadığının araştırılması, mirasın reddi kararının iptali davası açılmışsa, sonucunun beklenmesi, daha sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile dava konusu bağımsız bölümlerin satışına karar verilmesi doğru olmadığından, hüküm bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hasımsız bir dava açarak murisi annesinden kendisine intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğini belirterek ret beyanının tescilini istemiş, mahkemece 22.10.2010 günlü ve 2010/1038-1803 sayılı kararla isteği kabul ederek ret beyanının aynen tesciline karar verilmiştir. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Hukuk düzeni bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını korumaz. (TMK m 2.) Mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklılar ret tarihinden itibaren altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK m. 617) Davalı borçlu ...'in mirası reddetmesi nedeniyle davacı-alacaklı tarafından ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/633 sayılı dosyasında ret kararının iptali için bir dava açılmış ve mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ancak hüküm kesinleşmemiştir....
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeteri kadar bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilir (TMK m. 617/1). Somut olayda; murisin ölüm tarihi 05.11.2009 olup, davalı 19.11.2009 tarihinde mahkemeye müracaat ederek “mirası kayıtsız şartsız reddettiğine” dair beyanda bulunmuş, 27.12.2012 tarihinde mirasın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesinin açık hükmü karşısında ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenle mahkemece de resen nazara alınması gereken 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, mahkemece ... ....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muris T6 15/12/2020 tarihinde vefat ettiğini muristen kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini bu reddin tespitini talep etmişlerdir. Davacılar vekili duruşmada alınan beyanında; "Müvekkillerimin murisi T6 intikal edecek olan mirası kayıtsız şartsız olarak reddediyoruz, davamızın kabulü ile yasal süre içerisinde müvekkillerimin mirası reddettiklerinin tespitine karar verilmesini talep ediyoruz ayrıca müvekkilerin murisi T6 15/12/2020 tarihinde vefat etmiş olup, müvekkiller babaları T6 intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddediyorlar ayrıca T6 ölümünden 5 gün sonra vefat eden anneleri Fahriye Günsel'e babalarından intikal eden 1/4 mirası da kayıtsız ve şartsız reddetmektedir. Müvekkiller anneleri Fahriye Günsel'in mirasını reddetmemektedir" şeklinde beyanda bulunmuştur....
(Muhalif) K A R Ş I O Y Dava, mirasın gerçek reddin tespitine ilişkindir. Muris ... 30.12.2008 tarihinde ölmüş, mirasın gerçek reddin tespiti davası 13.02.2015 tarihinde açılmıştır. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler (TMK m. 605/1). Miras üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için miraçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar (TMK m 606). Davacı dilekçesinde yakın akrabası olmayan murisinin vefatını daha sonra öğrendiğini beyan etmiş bu hususun ispatı için delil göstermiştir. Mahkemece, davacının murisinin ölümünü öğrendiği tarihin tespiti ve mirasın gerçek reddin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır....