(TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda, davacı temyiz dilekçesinde mirasın reddi iradesinden döndüğünü beyan ettiği anlaşıldığında, mahkemece 25.04.2015 tarihinde vefat eden muris ...'...
Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir." şeklinde, aynı kanunun 610. maddesinde; "Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez....
İSTEM: Davacılar tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; T6 10/02/2018 tarihinde vefat ettiğini, kendilerinin diğer mirasçılar ile birlikte mirasçı durumunda olduklarını, kendileri T5 T4 T1 ve küçükler T2 ve T3 velayeten T1 olarak ölümüne müteakip üç aylık süre içerisinde miras bırakan T6 mirası reddettiğinin tescil edilmesini istediğini, muristen kendilerine kalacak olan mirası, Medeni Yasanın 605. maddesine göre mirası kayıtsız şartsız reddettiğini ve mirası reddettiğinin tesciline kararı verilmesi isteğinde bulunmuştur. YANIT : Dava hasımsız olarak açıldığından, davacıların dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt dilekçesi bulunmamaktadır....
Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK. m. 599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır. Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir. Somut olayda, mirasçılar yargılama sırasında miras bırakanın ödemeden aciz ve borca batık olduğu savunmasında bulunarak def’i yolunu tercih etmişlerdir. Mirasın hükmen reddinin her türlü delil ile ispatı mümkündür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mirası reddin iptaline ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.09.2013 (salı)...
S.. mirası reddettiğinden düzenlenecek mirasçılık belgesinde mirasçılık sıfatına sahip kişi veya kişiler miras paylarının gösterilmesi, mirası ret durumuna işaret etmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nın 611/1. maddesinde düzenlenen "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" hükmü uyarınca, mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir. Mahkemece nüfus kayıtları ve mirasçılardan M.. S..'a ilişkin mirası ret kararı değerlendirilerek, mirası reddeden mirasçıların paylarının kime kalacağı hususunun açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Talep eden vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/07/2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 01/12/2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Talep, mirasın gerçek reddin tespitine ilişkindir. Talep eden vekili, müvekkillerinin mirasbırakanı ...’ın 15/04/2012 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini beyan ederek mirası reddin tespitini istemiştir....
K A R A R Dava, mirası hükmen reddin tespitine ilişkindir. Davacılar vekili, mirasbırakan ...'un 13/06/2004 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir....
YANIT : Davacı avukatı tarafından istinaf dilekçesine karşı verilen yanıt dilekçesinde özetle, davalının kötüniyetli alacaklıları zarara sokmak için mirası red ettiğini, murisin mirasının aktifinin bulunduğunu, pasifinin bulunmadığını, davalı tarafça yeterli güvencenin verilmediğini, davanın kabulüne dair kararın yerinde olduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. TMK'nın 617.maddesi uyarınca; borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve mal varlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; mirası reddettikleri için alt soyuna geçtiğini, mirasın reddi kararının kendilerine tebliğinden itibaren yasal süresi içinde red davasının açıldığını kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacılar tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Gerçek reddin, yasal koşullarının gerçekleşmesi halinde mirasçılar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, aynı Kanununun 605/2 maddesine dayalı olarak da dava açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....