DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Muris eşinden Almanya devletinde mahkeme kararı ile boşanmış ancak Türkiye devletinde söz konusu karar ile ilgili tenfiz davası açılmadan vefat ettiğini, akabinde eşi ve çocukları mirasını Almanya mahkemeleri kanalı ile ret etmişler, bu durumda alt - üst soy kapsamında murisin mirası, aktifleri ve pasifleri baba, anne ve kardeşlere geçmesi gerekirken yerel mahkeme sıfat yolluğu sebebi ile haksız olarak talebin reddine karar verdiğini, yerel mahkemenin yeterli inceleme yapmadan vermiş olduğu karar usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılarak yeniden mirasçılık belgesi düzenlenmesini talep etmiştir. DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, mirasçılık belgesi düzenlenmesi istemine ilişkindir....
Somut olayda, dava ve talep mirasçılık belgesinin iptali ve yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Asıl davada, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1947/457- 467 E. K. sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilenler, karşı davada ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/775- 834 E. K. sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilenler hasım gösterilerek açıldığından çekişmeli hale gelmiştir. Bu nedenle mirasçılık belgesinin iptali ve yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan dava çekişmeli yargı niteliğinde olduğundan asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece, yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemi yönünden davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yeni mirasçılık belgesi verilmesi konusunda görevli olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasçılık belgesi düzenlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.01.2015 gün ve 2014/2738 Esas, 2015/619 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ HUMK'nın 440/III-2 maddesine göre, istisnaları hariç olmak üzere, sulh hukuk mahkemesi kararları karar düzeltmeye tabi değildir. Bu dava da yasanın öngördüğü istisnalardan olmadığına göre karar düzeltme istemi incelenemez. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteğini içeren dilekçenin REDDİNE, gereksiz yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu olgunun sonucu olarak ister başkaları tarafından isterse kendisi tarafından hasımsız olarak açılan dava sonucunda mirasçılık belgesi alınmış olsa dahi, önceki mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesinde hata yapıldığını veya eski tarihli mirasçılık belgesinde ölümler nedeniyle paylarda değişiklik olduğunu ve bu hali ile eski tarihli mirasçılık belgesinin infazı hukuksal sorunlar oluşturacağını öne süren her mirasçının hasımsız olarak açacağı yeni bir dava ile mirasçılık belgesi verilmesini isteme veya önceki günlü mirasçılık belgesinde kendilerine pay verilen diğer mirasçıları hasım göstererek bu mirasçılık belgesinin iptali ile gerçeğe uygun yenisinin verilmesi istemiyle dava açma hakkı bulunduğundan kuşku duymamak gerekir. Somut olaya gelince, davacı ve birleştirilen dosya davacıları ayrı ayrı murisleri İbrahim oğlu....ın sadece kendilerinin mirasçısı olduğunu ileri sürerek .... 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davada Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ve Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın malvarlığı haklarına ilişkin olup diğer yandan daha önce verilen veraset belgesinin iptali de talep edildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın konusunun yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise; ıslah usûlüne uygun olmayıp davanın yalnızca mirasçılık belgesi istemine ilişkin olduğunu ve bü tür davalarda veraset ilâmı için başvuran kişinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, uyuşmazlığın davacının murisine ait veraset belgesinin verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar duruşmadaki beyanında; talebinin mirasçılık belgesi verilmesi yanında murise ait taşınmazda kendisine intifa hakkı tanınmasını da talep ettiğini bildirmişse de; davacının hasımsız olarak açtığı bu dava da, diğer mirasçıların hakkını da etkileyecek şekilde talebini genişletmesi mümkün olmadığına göre; davanın mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olarak değerlendirilmesi gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/1199 Esas, 1318 Karar sayılı ve 13.07.2007 tarihli dava dosyası üzerinde verilen karar nedeniyle mirasçılık belgesi alındığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair hüküm kurulmuş ise de Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/1199 Esas, 1318 Karar sayılı ve 13.07.2007 tarihli dava dosyasında muris ... için mirasçılık belgesi düzenlendiği, talep eden Hazine’nin ise muris ... için mirasçılık belgesi talep ettiği, bu haliyle farklı kişiler hakkında mirasçılık belgesi istendiğinden talep hakkında karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre yapılan değerlendirmede ise; mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmadıklarından açılacak bir iptal davası ile değiştirilebileceği gibi ortadan da kaldırılabilir....
Mahkemece; nüfus kayıtları ve bir kısım mirasçıların mirası reddetmelerine ilişkin beyanları ile mahkeme kararları değerlendirilerek; mirası reddedenler mirasbırakandan önce vefat etmiş gibi ret edenlerin alt soylarına pay verilerek mirasçılık belgesi düzenlenmiştir. Talepte bulunan, verilen mirasçılık belgesinde mirası reddedenlerin miras paylarının akıbetinin gösterilmemesi sebebiyle, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu belirterek; kararı temyiz etmiştir. Mirasçılık belgesi verilmesi hususu Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 598.maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; mirasbırakanla mirasçıları arasındaki irs(soy)ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir....
Bu olgunun sonucu olarak ister başkaları tarafından isterse kendisi tarafından hasımsız olarak açılan dava sonucunda mirasçılık belgesi alınmış olsa dahi, önceki mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesinde hata yapıldığını veya eski tarihli mirasçılık belgesinde ölümler nedeniyle paylarda değişiklik olduğunu ve bu hali ile eski tarihli mirasçılık belgesinin infazı hukuksal sorunlar oluşturacağını öne süren her mirasçının hasımsız olarak açacağı yeni bir dava ile mirasçılık belgesi verilmesini isteme veya önceki günlü mirasçılık belgesinde kendilerine pay verilen diğer mirasçıları hasım göstererek bu mirasçılık belgesinin iptali ile gerçeğe uygun yenisinin verilmesi istemiyle dava açma hakkı bulunduğundan kuşku duymamak gerekir. Mahkemece Bakırköy 6....
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.1999 tarih, 1999/2- 58 Esas, 1999/53 Karar sayılı ilmaında da belirtildiği gibi, nüfusa kayıtlı olamayan bir kişi için de mirasçılık belgesi istenilebilir. Murise ait olduğu belirtilen tapu kayıt ve dayanak belgeleri getirtilmeli, davacıdan tanık dahil bu konuda göstereceği diğer delilleri sorulup incelendikten sonra bir karar verilmelidir. (Yargıtay 14....