Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, davacıların 16.10.1975 tarihinde düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi ile, babaları ...'ın ölümü halinde intikal edecek 3647, 3649, 3650 ve 3642 parsellerdeki miras haklarından ve bu gayrimenkullerdeki mahfuz hak ve hisselerinden diğer mirasçı ... oğlu ... adına ve lehine olmak üzere ivazsız olarak feragat ettikleri anlaşılmaktadır. O hâlde, dosya kapsamı ve özellikle, asıl davada mirasçı davacıların çekişme konusu edilen taşınmazlardaki miras paylarından usulüne uygun düzenlenmiş mirastan feragat sözleşmesi ile feragat etmiş oldukları gözetilerek asıl davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu yönden ONANMASINA. Davacıların öteki temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklandığı şekilde davacıların 16.10.1975 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ile kardeşleri ... oğlu ... lehine mirastan feragat ettikleri açık olup, muris ...'...

    Noterliğine başvurulmak suretiyle mirasçılık belgesi aldığını, ancak T4'ın muris Zemmey Hoşaf'ı kasten ve hukuka aykırı bir şekilde öldürmesi nedeniyle mirastan yoksun olduğu gözetilerek, Kilis 1. Noterliğince 25/09/2017 tarihinde düzenlenmiş olan mirasçılık belgesinin iptalini, T4'ın mirastan yoksun olduğunun tespiti ile yeniden mirasçılık belgesi düzenlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T4 vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiştir. Kararı, davalı T4 vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/393 Esas 2019/239 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava mirasçılıktan çıkarılma ve mirasçılık belgesinin iptali ile yeniden mirasçılık belgesi düzenlenmesi isteminden ibarettir....

    ın davacıya karşı evlatlık ilişkisinden kaynaklanan ailevi yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediği ileri sürülerek mirastan mahrum bırakılması için mirastan ıskatına karar verilmesi istenmiş, İlk Derece Mahkemesince, dava evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası olarak nitelenmiş ve davanın kabulü ile davacı ile davalı arasındaki evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabul kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davacının ileri sürüdüğü sebeplerin hiçbirisinin evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebeplerine uymadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davacının davasının reddine dair karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda belirtilen ilkelere göre davalıya yapılan temliğin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kabulü karşısında ilk talep olan tapunun miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tenkise karar verilmesi isabetsizdir....

        E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 50 tam gün olarak tayin edilmesi, 3-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/12/2013 tarihinde...

          üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, B-Sanık ... hakkında "kimliği hakkında yalan beyanda bulunma" suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; 1-Sanık savunmasında, soruşturma sırasında teyzeoğlusu Orhan Korkulu'nun ismini verdiğini belirttiğinden, Orhan Korkulu'nun gerçek kişi olduğunun tespiti halinde eylemin 268/1. maddesi yollamasıyla 267/1, 269. maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi, 2- 5237 sayılı TCK'nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz...

            kurulması, 2-) Kabul ve uygulamaya göre de; a-) TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, b-) Suça konu çekin akıbeti hakkında karar verilmemesi, Yasaya aykırı, c-) T.C....

              Maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçu kapsamında kalacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi, 2- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemesine şikayette bulunduğu ve 06/08/2008 tarihinde talebin reddedildiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından senetteki yazı ve imzaların sanık, .... ve tanık ... İ....’in eli ürünü olup olmadığı yönünde .........

                  şahsın araca taktığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, sanıkların savunmalarında geçen ... isimli şahsın araştırılarak, açık kimlik ve adres bilgisinin tespit edilmesi, sanık savunmalarına karşı diyeceklerinin sorulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, II) Kabul ve uygulamaya göre de; Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine, aynı maddenin diğer haklar ile a,b,d ve e bentlerindeki hak yoksunluğun ise infaz tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, ayrıca T.C....

                    UYAP Entegrasyonu