DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; 25.10.2017 tarihinde ölen tarafların ortak murisi ile davacının 20.10.2015'te noterde mirastan ivazlı feragat sözleşmesi akdettiklerini, müvekkilinin sözleşmede ivaz olarak gösterilen 760.000TL'yi almadığını, murisin farklı tarih ve miktarlarda "mirastan feragat karşılığında" açıklamasıyla bankadan müvekkiline paralar gönderdiğini, murisin geri istemesi üzerine müvekkilinin davalı ...'a paraları iade ettiğini, havale açıklamalarındaki "mirastan feragat karşılığında" ibarelerine hiç dikkat etmediğini, bu ibareleri ancak ayrıntılı hesap dökümünü temin ettiği tarih olan 04.10.2018'de fark ettiğini, davalı ve murisin bu şekilde müvekkilini kandırdıklarını, bu hususta davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Şarkışla Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 09/07/2013 NUMARASI : 2013/140-2013/411 Şarkışla Noterliği vekili tarafından, 01.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin kabulüne dair verilen 09.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi mirasçılardan M.. Y.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması talebine ilişkindir. Şarkışla Noterliği tarafından Şarkışla Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan ihbar üzerine mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir. Hüküm,mirasçılardan M.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. M.. Y.. ile H.. H.. ve A.. H.. arasında 17.07.1992 tarihinde düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi imzalanmış olup, H.....
Noterliğince düzenlenen 07.10.2010 tarihli ve ... yevmiye numaralı mirastan karşılıklı olarak kısmi feragat ve miras sözleşmesinin açılıp ilgililere okunduğunun ve tebliğ edildiğinin tespitine karar verilmiştir. Hükmü mirasçı ... temyiz etmiştir. ... Noterliğince düzenlenen 07.10.2010 tarihli ve 17966 yevmiye numaralı mirastan karşılıklı olarak kısmi feragat ve miras sözleşmesi vasiyetname niteliğinde değildir. TMK'nın 596. maddesi vasiyetnamelerin açılıp okunmasını düzenlemiştir. Aynı Kanunun 527. maddesinde düzenlenmiş miras sözleşmesi ve TMK'nın 528 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddede alacaklıların mirastan feragat sözleşmesinin iptalini isteyip isteyemeyeceği konusunda düzenleme yapılmamıştır. İsviçre Federal Mahkemesi mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün, kıyas yolu ile mirastan feragate de uygulanması istemine ilişkin davada kıyas yolu ile uygulamanın mümkün olmadığı yönünde karar vermiştir. Kanundaki düzenleme eksikliği bir ihmalin sonucu olmayıp; bilinçli bir tercihin ürünüdür. Kanun koyucu bilinçli olarak susmuş ve olumsuz bir çözüm tarzını benimsemiş; bir diğer ifade ile reddin iptaline ilişkin hükmün, kıyas yolu ile ivazsız feragatin iptaline uygulanmamasını istemiştir....
Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Iskat, mahrumiyet, ret ve feragatin hukuki sonuçları terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinden "sadece terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybettiği ve payın kime kalacağını belirleyen" sözlerin hüküm sonucuna eklenmesi suretiyle miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerekmektedir. Somut olayda, davalı ..., muris eşi ...'ın mirasından ... 4. Noterliği 17.10.1984 tarih ve 35014 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi ile ivazsız olarak feragat etmiştir. Asli müdahil ...’ın ise doğum tarihinin 18.12.1984 olduğu, mirastan feragat sözleşmesinin yapıldığı tarih olan 17.10.1984’te ise cenin olduğu ve sağ doğmakla mirasçılık sıfatını kazandığı anlaşılmaktır....
(eMK. md. 475) maddesi uyarınca ölüme bağlı bir işlem (sözleşme) mi sayılacağı açık değil ise de; gerek davacılar, gerekse davalılar, bu işlemleri ölüme bağlı mirastan feragat işlemi olarak benimsediklerinden; hukuki değerlendirmenin bu benimsemeye uygun olarak yapılması gerekecektir. Bu işlemlerin Noterde yapıldığı 1990 yılında yürürlükte olan 743 sayılı eMK.'da mirastan feragat sözleşmesinin şekli bakımından bir hüküm bulunmadığından; “olumsuz miras sözleşmesi” niteliğinde olduğu; olumlu miras sözleşmelerinin şekline ilişkin eMK. 492. maddesindeki “miras mukavalesi resmi vasiyet şeklinde tanzim edilmedikçe geçerli değildir” biçimdeki hükmün mirastan feragat sözleşmeleri için de uygulanması gerektiği, Yargıtay'ın 11.12.1959 tarih ve 16/14 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilmiştir. Bu İBK gereğince mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyet şeklinde yapılmadığı takdirde geçerli olmayacaktır....
Ne var ki; mirastan feragat edenin altsoyu (çocuğu) olan ..., sözleşmenin düzenlenme tarihi olan 20.04.1999 tarihinde 1982 doğumlu olarak annesinin yanında yaşamaktadır.....’ün annesi ile feragat eden mirasçı, 22.09.1997 tarihinde boşanmış ve ...'ün velayeti anneye verilmiştir. Mirasbırakanın mirastan feragat eden oğluna ivazı olarak gösterdiği tasarrufları oldukça düşük bir değerde, feragat edilen miras payı ise yüksek değerlidir. Mirasbırakanın bu boşanma olayının etkisi ve mali sonuçlarını bertaraf etmek için mirastan feragat sözleşmesi yaptığı, kastının torunu... sebebiyle eski gelini olan ....'ün annesini zararlandırmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple hükmün davacılardan Ayşegül yönünden bozulması gerektiğini düşünüyorum....
Miras sözleşmesinin ve bu kapsamda yer alan mirastan feragat sözleşmesinin "resmi vasiyetname şeklinde yapılması hususu yalnızca" geçerlilik şekline ilişkin olup, mirastan feragat sözleşmelerinin vasiyetnamelerdeki usul doğrultusunda açılıp okunacağına ilişkin kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi noterde düzenlenmiş olan mirastan feragat sözleşmesinin mirasbırakanın ölümü halinde sulh hakimine gönderilmesine dair de bir düzenleme söz konusu değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden mirasçı Mahfuze'ye iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HMUK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.12.2018 günü oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirastan Feragat Sözleşmesinin İptali K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacılar,davalılar ile noterde 19.4.2007 tarihinde mirastan feragat sözleşmesi imzaladıklarını,bu sözleşmeye göre davalıların ... mevkii 254 parseldeki iki katlı evi davacılardan baba ...’a ölünceye kadar bakmaları karşılığında diğer kardeşlerin sahip oldukları miras haklarından feragat ettiklerini, ancak davalıların davacı ...’a bakmadıkları gibi anneleri olan ... ’ın vefatından sonra davacı ... ile oturdukları 254 parseldeki evden taşındıklarını belirterek miras sözleşmesinin iptali ve davacılara mirasçılık hakkının tanınmasını istemişlerdir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/306 Esas sayılı dosyasında davacılar ..., ..., ... tarafından açılan Mirasçılıktan Çıkarma Sözleşmesinin iptali davasının kabulü ile muris ... tarafından düzenlenen Bakırköy 1. Noterliğinin 26/11.2002 tarihli mirastan çıkarma sözleşmesinin iptaline; birleştirilen Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/57 Esas sayılı dosyasında davacılar ..., ..., ... tarafından açılan sözleşmenin sahteliğinin tespiti davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Hüküm, asıl dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/b. maddesinde, “Avukat aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa, işi red etmesi gerektiği” hükmü yer almaktadır. Yasa maddesinde düzenlenen husus kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olaya gelince; asıl dava davacısı ... vekilsiz olarak, 25.07.2013 tarihinde vasiyetnamenin tenfizini talep etmiştir....