İİK’nın 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir..." hükmüne yer verilmiştir. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, borçluya yapılan ödeme emrine ilişkin tebligat evrakı incelendiğinde "adresin sürekli kapalı olması sebebiyle Belde Mah....
İcra Dairesinin 2015/34040 Esas sayılı takip dosyasında; davalı hakkında 34.237,09 TL enerji bedeli, işlemiş faiz ve KDV olmak üzere toplam 62.773,45 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yapılmıştır.İcra dosyası içinde davalı-borçluya ait itiraz dilekçesi bulunmamaktadır.Takip kesinleşmiş kabul edilerek ,icra dairesince haciz işlemleri yapılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde itiraz dilekçesi fotokopisi sunulmuştur.Sunulan bu belge fotokopisine göre ,borca süresinde itiraz edildiği görülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının sözkonusu tesisatın abonesi olduğu,aboneliğin sonlandırılmasına ilişkin davalının herhangi başvurusu bulunmadığı davacı tarafça bildirilmiş,davalı da bu yönde belge ibraz etmemiştir....
Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) isteğine ilişkindir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür....
ettiklerini, icra takibinde işletilen faizi kabul etmediklerini, icra takibi açılmadan müvekkilini temerrüde düşürecek hiçbir hukuki işlem olmadığını beyanla, davanın kabulüne, borca ve faize itiraz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı ... tarafından ödeme emrine 15.01.2015 tarihinde itiraz edilmiş ise de davalı 26.08.2015 tarihli icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile takibe konu borca hiçbir itirazı ve şikayetinin bulunmadığını, borcu, içeriğini ve müstenidatını aynen kabul ettiğini bildirerek itirazını geri aldığı, bu durumda davacı ... yönünden asıl borçlu olarak takibe itiraz etmediği, iptali gerekir bir itirazın bulunmadığı, avalı ... aynı dilekçe ile borçlu müteveffa ...’nin itirazı sebebi ile mirasçı olarak da itirazından vazgeçtiğini bildirdiği, dava tarihinden sonra açılan mirasın gerçek reddi davası sonucu verilen karar ile anneleri ...’ın mirası reddi sebebiyle mirasçı olan davalılar ... ve ...’nun da mirası reddettikleri kararın kesinleştiği dolayısıyla bu davalıların pasif husumet ehliyetlerinin ortadan kalktığı, bu eksiklik giderilmesi mümkün olmayan bir eksiklik olması sebebiyle davanın HMK 114/1 ve 115/2 maddesi gereği usulden reddi gerektiği...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2019 NUMARASI : 2019/46 ESAS 2019/317 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı, borca itiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İzmir 25....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik itirazında bulunduklarını, davacılardan T2 yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, reddi miras sebebine dayalı itirazların 5 günlük yasal hak düşürücü sürede yapılmasının gerektiğini, davanın yasal sürede açılmaması sebebiyle reddinin gerektiğini, takibe ve borca itiraz edilemeyeceğini, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; mirasçılar aleyhine yapılan takip sonucunda yapılan itiraz borca itiraz olarak değerlendirildiğinden, itiraza ilişkin davanın ise İİK 168/5 ve 169. maddelerinde düzenlenen 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 18/10/2021 tarihinde açıldığı, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin gecikmiş itirazda da bulunulmadığı anlaşılmakla İİK 168/4- 170 maddesi gereğince süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Borçlu, itirazında imzaya itiraz ettiğini ayrıca ve açıkça bildirmezse (o icra takibi yönünden) adi senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır (İİK m. 60/3, 62/5). İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken, borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun hiç bir sebep göstermeden, yalnız "itiraz ediyorum" şeklinde yaptığı itiraz da geçerlidir ve böyle bir itiraz borca itirazdır. Başka bir deyimle, itiraz sebeplerinin bildirilmesi, itiraz için bir geçerlik (muteberlik) şartı değildir (Kuru, s. 224-226). 15. Borca itiraz hâlinde alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını (İİK m. 68) isteyebilir. Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlıdır. İİK’nın 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. 16....
Mahkemece, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce henüz itiraz hakkı doğmayacağından yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklının yeniden tebligat yaptırmaması sebebiyle takibi ve anlaşmazlığı sürdürme iradesi bulunmadığı gerekçesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden verilen borca itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilen karara yönelik olarak söz konusu kararın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla bu işlemin iptali cihetine gitmeyerek itirazın iptali davası açmıştır ve takibi sürdürme iradesini göstermiştir....
uğradığı, takas vs. tüm itirazlara borca itiraz denildiğini, davacıların reddi mirasa ilişkin talepleri 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir....