Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının iddiasına göre dava, kadastro tespitinden önceki miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı TMK'nun 713/1 ve 996, 3402 sayılı Yasanın 14.maddesi gereğince açılmış mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. Dava konusu 292 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, senetsizden davalı ... adına 6.11.2006 tarihinde tespit edildiği ve itiraz edilmeksizin kesinleşerek 20.3.2007 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Taraflar arasında dava konusu taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa çekişmeli taşınmazların bir bölümünün paylaşım sonucu davacıya isabet edip etmediği yönlerine ilişkindir....

    ancak tapu kaydında işbu 13.09.1985 tarihli miras taksim sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazın malikleri olarak davacıların isimlerinin yazması gerekirken, davaya konu taşınmazın diğer 1/2 hisse ile maliki olarak muris Hüseyin Kaymakcı'nın isminin gözüktüğünü, bu nedenle tapu kaydında geçen malik ismindeki bu yanlışlığın düzeltilmesi için huzurdaki davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, miras taksim sözleşmesinin, mirasçıların tamamının katılımıyla yazılı bir şekilde akdedildiğini, ayrıca davaya konu Lambalar mevkiindeki taşınmazın, aynı köy sınırları içerisinde yer alan dava dışı taşınmazlar ile aynı miras taksim sözleşmesine atıf yapılarak tapuya kaydedildiğini, ancak sadece işbu davaya konu Lambalar mevkiindeki taşınmazın tapu kaydında yazan isimde yanlışlık söz konusu olduğunu, bu nedenle; usul ve hukuka uygun, geçerli bir miras taksim sözleşmesine atıf yapılarak malikleri belirlendiğini ve isimleri yazılmış taşınmazlardan sadece davaya konu taşınmazın malik isminin yanlış...

    Noterliğinin 27/07/1994 tarih ve 22505 yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin iki şahit eşliğinde imzalanmış olduğu görülmekle, TMK'nın 676. ve 677. maddelerine göre el birliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda, elbirliği maliklerinin yazılı olması koşulu ile miras taksim sözleşmesi veya pay devri sözleşmesi yapmaları mümkün olup, ayrıca diğer mirasçıların da dava açmak suretiyle miras taksim sözleşmesi gereğince kendilerine düşen bağımsız bölümleri aldıkları ve tapuya tescil ettirdikleri anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Taksim Sözleşmesinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.06.2010 (Pzt.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan iş bölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nindir. Her ne kadar Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'nun 09/02/2016 tarih, 2016/5201 Esas, 2016/5670 Karar sayıl ilamı ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de, görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ula Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 5.10.2009 gün, 4586-16627 sayılı, 8.Hukuk Dairesinin 18.2.2010 gün 6032-852 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali isteminden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 2.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 2.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 13.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mayıs. 1985 tarihli 41503 yevmiye numaralı" düzenleme şeklinde rızaen miras taksim mukavelesi ile sahibi bulunduğu taşınmazlarını çocukları arasında taksim etmiştir. Taksimden sonra bu davanın tarafları olan miras bırakanın çocukları fiilen taksim sözleşmesine uygun bir şekilde taşınmaz tarlaları kullanagelmişlerdir. Adı geçeri düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesi tapuda kayıt ve tescilleri yapılmamış, yukarıda açıkladığımız gibi, taksim sözleşmesine uygun olarak fiilen taksim edilmiştir. Ortak miras bırakan tarafların babaları Mehmel ŞANLI 1994 yılında ölmüştür, Ölümü sonrasında taraf çocukları arasında uyuşmazlık çıkmış, mirasçı kardeşlerden ve taraflardan T6, miras bırakanı babası Mehmet ŞANLI adına kayıt ve tescilli taşınmazlar hakkında Sakarya 2. Sulh hukuk mahkemesinin 200311154 esas sayılı dava dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açmıştır....

          ve ... 01.02.2010 tarihli yargılama oturumunda; ortak miras bırakandan gelen taşınmazların 64 yıl önce taksim edildiğini, bu taksim sonucunda mirasçıların paylarının belirlendiğini, davacı dahil bütün mirasçıların o tarihten beri kendi paylarını kullanmakta olup, kadastro tespitlerinde de bu taksimin esas alındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların davalılar üzerindeki tapu kaydının iptali ile ortak miras bırakan ...'a ait veraset belgesindeki payı oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava; muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....

            H.D. 01/02/2011 T. 2011/10914 E.-1017 K.) mirasçıların TMK'nın 642. maddesi uyarınca açılmış olan dava içerisinde sulh olması mümkündür. 20/04/2020 tarihinde açılan bu davanın yargılaması esnasında, tarafların tümünün imzasını taşıyan 19/10/2020 tarihli "taksim sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin incelenmesinde, miras taksim sulh sözleşmesinin TMK'nın 676.maddesi uyarınca yapılmış miras paylaşım sözleşmesi olmadığı, sulh sözleşmesi niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, mahkemenin karar tarihi ve tebliğ tarihlerinden sonra vefat ettiği anlaşılan davalı T4'ün veraset ilamının temini, mirasçılarının davaya dahilleri ile taraf teşkili de sağlanarak mahkemece dosyaya sunulan miras taksim sözleşmesinin, tarafların yaptığı sulh sözleşmesi olarak kabulü ile sözleşme hükümlerine göre taksim kararı verilerek hüküm kurulması gerekmektedir....

            Uyuşmazlık, kadastro sırasında tam mülkiyet üzere davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın ortak miras bırakandan kalıp kalmadığı, murisin sağlığında bu yeri mirasçılarından birisine özgüleyip özgülemediği, ya da miras bırakanın ölümü tarihinden sonra mirasçılar arasında yöntemine uygun biçimde taksim edilip edilmediğinde toplanmaktadır.Bilindiği üzere ve kural olarak; miras bırakan adına olan bir taşınmaz ölümü ile tereke malı olup, elbirliği mülkiyet üzere tüm mirasçılarına intikal edeceği kuşkusuzdur. Mirasçıların bizzat veya yetkisi olan vekilleri aracılığıyla katılımları sonucunda muristen kalan taşınmazların tamamının veya bir kısmının taksim edilmesi olanaklıdır. Taksim sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ispat koşuludur. Ancak, sözlü taksim yapıldığı da tanık ve her türlü delille ispat edilebilir....

              UYAP Entegrasyonu