Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalıların iyiniyetli oldukları ve üzerine düşen görevleri yerine getirerek gerekli araştırmayı yaptıkları gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin reddine, alacak talebinin dava tarihinden sonra için olduğu gerekçesiyle de kira alacağına yönelik talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım aksi takdirde alacak isteklerine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazda davacılar ve davalı ... ile birlikte dava dışılar kişilerin de paydaş bulunduğu, yargılama sırasında yapılan kadastro çalışması sonucu taşınmazın 161 ada 40 parsel olarak düzenlendiği, kadastro tutanağının düzenlenmesi üzerine elatmanın önlenmesi isteği yönünden görevsizlik kararı verilerek davanın kadastro mahkemesine gönderildiği, davalı ......... A.Ş.'...

    O yüzden mahkemece açıklanan bu yön üzerinde durulması, başka bir anlatımla taşınmazın tüm paydaşların katıldığı kullanma paylaşımına konu olup olmadığının, tarafların bu konudaki delilleri istenerek açıklığa kavuşturulması gerekir. 2010/14527 - 2011/948 Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın bütün paydaşlarının katılması suretiyle kullanma taksimine tabi tutulduğu ve bilirkişilerin rapor ve krokilerinde belirledikleri alanın davacıya veya onun murislerine bırakıldığı saptanırsa, davalının taksimen davacıya bırakılan taşınmaza elatması haksız olacağından elatmanın önlenmesi kararı verilmeli, aksi halde payı sebebiyle davalının da taşınmazda yararlanma hakkı olacağından, elatmanın önlenmesi isteği reddolunmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme sonucu verilen hükmün bozulması gerekmiştir....

      Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olayda; davalının yargılama sırasında paydaş hale geldiği gözetilerek yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir....

        İddiaya dayanak yapılan miras taksim sözleşmesi yazılı olarak yapılmadığına göre, TMK'nin 676. maddesi gereğince sözlü miras taksim sözleşmesi geçerli değildir. O halde; ortada geçerli bir miras taksim sözleşmesi bulunadığına göre Mahkemece kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılardan ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Yanlar arasında birleştirilerek görülen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde, temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava ve birleşen dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 461, 475 ve 479 parsel sayılı taşınmazlarda; davacılar ve birleşen dosya davacısı ....in paydaş oldukları, birleşen dosyada dava konu edilen 2379 parsel sayılı taşınmazda da davacı ... ile davalı ...'in paydaş oldukları anlaşılmaktadır....

            Mahkemece, çekişmeli taşınmazda dava dışı çok sayıda paydaş olduğu ve uyuşmazlığın ortaklığın giderilmesi suretiyle giderilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tapu iptal ve tescil davası açtıklarını, mahkemece davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Her ne kadar mahkemece davaya konu sözleşmeye dayanarak tapu kayıtlarında tescil talebinin mümkün olmadığı ve sözleşmede tarafların tescil için yetkilerinin belirlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için bu hususun şart olmadığını, Yine geçerli bir miras taksim sözleşmesinden bahsedebilmek için, taşınmazın tüm paydaşlarının katılımı ile yazılı bir belgenin düzenlenmesi gerektiğini, 10.12.1952 gün ve 1950/2 E., 1952/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da aynı yöne işaret edildiğini, bu şekilde hazırlanmış geçerli bir miras taksim sözleşmesinin bulunması durumunda paydaşların bu belgeye dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunabileceklerini, Dosya içerisinde yer alan adi yazılı şekilde düzenlenen 22/03/2012 tarihli miras taksim sözleşmelerinde tüm mirasçılarının imzalarının...

              O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Öte yandan, davaya konu edilen taşınmazda tüm paydaşların kullandığı veya kullanabileceği çekişmesiz bölümler bulunmaması durumunda paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluştuğu söylenemez. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tek başına davalı ... tarafından ... A.Ş.'ye kiralandığı ve diğer davacı paydaşların rızası olmadığından bu kira sözleşmesi davacıları bağlamayacağından men'i müdahale yönünden davalı ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMLANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, 100 parsel no’lu taşınmazın 750/2000 oranında paydaşı olduğunu, taşınmazdan faydalanamadığını belirterek, elatmanın önlenmesine, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 12/12/2012 tarihinden itibaren dava tarihine kadar aylık 500 TL’den az olmamak üzere, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 800 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, herhangi bir tecavüzünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur ....

                  Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; binaların ,tapu kaydında yer alan şerhteki binalar olduğu binanın bir bölümünü davacının bir bölümünü davalının kullandığı, davalı tarafından yapılan ve krokide kırmızı ile gösterilen bölümün taşınmazın niteliğini değiştirmediği açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu