Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.10.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 618. maddesi gereğince mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir....

    Nevarki, mirasın reddinin irade fesadı nedeniyle iptali isteğiyle sadece davacılar tarafından eldeki dava açıldığına göre, davacılar dışındaki mirasçıların (davalıların) mirası ret beyanlarını da ortadan kaldırır biçimde yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Hal böyle olunca; davacılar bakımından mirasın gerçek reddinin iptaline karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bu nedenle bozulması görüşüyle, sayın çoğunluğun davanın reddi gerektiğine ilişkin bozma gerekçesine katılamıyorum....

      Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur....

      MİRASIN REDDİMİRASIN REDDİNİN İPTALİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 617 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK md. 617). Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir (TMK md. 617/2). Açıklanan yasal hüküm gereğince, mirasçının alacaklılarının reddin iptalini isteme hakkı mevcuttur. O halde, taraflara delillerini sunmaları için mehil verilmesi, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken "mirasın reddinin şahsi bir hak olduğundan" söz edilerek isteğin reddi doğru görülmemiştir....

        Bunun için; miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç, mirasbırakana ait olmalıdır. Mirasbırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575). 4721 sayılı TMK'nin 618. maddesi kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, aynı kanunun 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali ... ve Cansel Doğru tarafından açılan mirasın reddinin iptali davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.06.2013 gün ve 179/302 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, muris babaları Süleyman Doğru'nun 02.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, akrabalarının yönlendirmesiyle babalarının terekesinin borca batık olduğunu düşünerek mirası reddettiklerini, ancak, o tarihte 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle yanıldıklarını açıklayarak mirasın reddine ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/562 Esas ve 2010/797 Karar sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemişlerdir....

            Bunun için; miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç, mirasbırakana ait olmalıdır. Mirasbırakanın ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK m 575). 4721 sayılı TMK'nin 618. maddesi kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, aynı kanunun 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Davanın Mirası Reddinin İptali ( TMK m.617 ) davası olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesine özetle; davalı aleyhine 150.000 TL bedelli iki adet bonoya istinaden icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalının mal varlığının borcuna yetmediğini, davalının babası Atıf Bilgü'nün vefat ettiğini, davalının kötü niyetli olarak mirasın reddi davası açtığını, davalının icra takibini sonuçsuz bırakmak için mirası reddettiğini, bu nedenle davalının miras bırakanı Atıf Bilgü'den kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; babasının kendisine miras bırakmak istememesi nedeni ile mirası reddettiğini, mal kaçırma amacının olmadığını, davanın reddini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülmekte olan tenkis davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Davacılar, tarafların ortak miras bırakanı olan ...'ın 30.01.1998 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında 19.12.1997 tarihinde yaptığı vasiyetname ile sahibi olduğu taşınmazların büyük bölümünü davalıya bıraktığını, ortada muvazaalı işlem olduğunu, murisin gerçek iradesini yansıtmadığını belirterek öncelikle vasiyetname ile davalıya temlik edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile, miras hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini, bu mümkün olmazsa davalıya yapılan temliklerin tenkisi ile yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendilerine verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 10.01.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne davanın niteliği gereği duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...'dan halen derdest olan onbeş icra takip dosyası ile toplam 2.085.900,00 TL alacaklı olduğunu, davalıların muris ...'...

                  UYAP Entegrasyonu