Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 669 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler (TMK m. 669/1). Bu hükme göre, altsoy dışındaki yasal mirasçıların mirasbırakandan elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaların denkleştirmeye (iadeye) tabi olması için, bunların miras payına mahsuben verildiğinin kanıtlanması gerekir. Davacı, mirasbırakanın 18.04.2005 tarihinde davalı (eşine) aktardığı paranın, miras payına mahsuben verildiğine ilişkin bir delil getirememiştir....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve davayı kabul eden davalılar ..., ... ve ... adına kayıtlı 1/12'şer tam ve 1/12'şer çıplak mülkiyet paylarının yarısının iptal edilerek, 1/2'şerden toplam 3/12 tam mülkiyet payının davacı adına tapuya tesciline; davayı kabul eden ...'ın murisi ... adına kayıtlı 1/12 (64/768) tam ve 1/12 (64/768) çıplak mülkiyet payından, bu davalının 3/32 miras payına isabet eden 12/768 tam mülkiyet payının yarısı olan 6/768 tam mülkiyet payının iptal edilerek davacı adına tapuya tesciline; davalı ... adına kayıtlı 1/48 (16/768) çıplak mülkiyet payının yarısı üzerindeki davayı kabul eden ...'ın 8/768 intifa payının iptal edilerek davacı adına tapuya tesciline; davalı ... adına kayıtlı 3/48 (48/768) çıplak mülkiyet payının yarısı üzerindeki davayı kabul eden ...'ın 24/768 intifa payının iptal edilerek davacı adına tapuya tesciline; davalı ...'...

      Türk Medeni Kanununun 669. maddesinin 1. fıkrasında yasal mirasçıların mirasbırakandan kanundaki miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlü oldukları; 2. fıkrasında miras bırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir mal varlığını devretmek veya borçtan kurtarmak v.b. gibi karşılık almaksızın alt soyuna yapmış olduğu kazandırmaların aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denkleştirmeye tabi olacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünden karine olup; kural olarak denkleştirme söz konusudur. Kazandırmanın miras payına mahsuben verilmediğinin ispat yükü kazandırmadan yararlanan davalılara düşer....

        ELATMANIN ÖNLENMESİPAYLI MÜLKİYET 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 702 ] "İçtihat Metni" (YİBK., 21.6.1944 tarih ve 1944-13/24 s.) Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı Rasim'in kayden paydaşı bulunduğu, dava konusu taşınmazlara, davalı Musa'nın hiç hakkı bulunmamasına rağmen burada mevcut ahırı yıkmaya çalışmak suretiyle elattığını bildirip, elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı, taşınmazları bir kısım paydaşlardan haricen satın aldığını, bu nedenle kullandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının, taşınmazda kayden bir hakkı bulunmadığı halde, elattığı sabit olduğu gerekçesiyle davacıların payına elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.03.2007 gününde verilen dilekçe ile TMK'nın 652. maddesi uyarınca sağ kalan eşin miras hakkına mahsube mülkiyet hakkı, 2. kademede intifa hakkı tanınması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, bu nedenle dava konusu taşınmazın murisin ölümüne kadar aile konutu olduğunun tespitini talep etmiştir. Mahkemece "Ölüm nedeniyle evlilik birliği sona erdiğinden dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle aile konutu özelliğini kaybettiği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır....

              Mahkemece; "Dosya içerisinde bulunan dava dilekçesi, getirtilen belgeler, sunulan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın miras hukukundan kaynaklanan denkleştirme alacağının tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Kanuni mirasçılar miras bırakandan miras payına mahsuben elde ettikleri sağlar arası kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle yükümlüdürler....

              İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından diğer mirasçılara karşı açılan artık değere katılma alacağı ve katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek artık değer katılma alacağı terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak müteselsilen (TMK m.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...'ın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....

                Davalı ...vekili, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın birinci katının aile konutu olduğuna ilişkin karar verildiğini, mülkiyetin miras hakkına mahsuben müvekkiline aidiyeti için dava açtıklarını, davanın sonucunun beklenilmesini, taşınmazın satılmasını istemediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ...vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir....

                  Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında eşlerin birlikte yaşadığı konut varsa sağ eş, bunlar üzerinde haklı sebeplerin varlığı durumunda, kendisine miras payına mahsuben oturma hakkı tanınmasını isteyebilir.(TMK. m. 652/2) Davacı sağ kalan eşin Türk Medeni Kanununun 652/2 maddesine dayanan oturma hakkı istemine yönelik davasında mirasçıların özgülenme değeri üzerinde uyuşmazlarsa değer belirlenmesini Türk Medeni Kanununun 658. madde gereğince sulh hukuk mahkemesi tarafından gerçekleştirileceği şeklindeki düzenleme karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Bu yön gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ....

                    UYAP Entegrasyonu