en açık göstergelerinden biri de devir işleminin bizzat muris tarafından değil, murisin tek erkek çocuğu olan Mehmet Çağlar tarafından vekaletle yapılmış olduğu, kayıtlı bulunan taşınmazların devirin yapıldığı, ayrıca davalı T8, Mehmet Çağlar’ın eşi olan Zahide Çağlar’ın yeğeni olduğunu, davacıları miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışladığı taşınmazı tapu sicil memurluğunda yaptığı resmi sözleşmede satış gibi göstermek suretiyle devir ve temlik ettiği, belirtilen nedenlerle muvazaalı olarak yapılan Hatay İli Defne İlçesi Dermaşta Mah. 2494, 2495 ve 2496 parsel sayılı taşınmazların yapılan devir ve satışlarının muvazaa nedeniyle iptaline ve miras payı oranında tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; T3 sözleşmenin tarafı olduğunun açık olduğunu, tanıkların davayı doğruladığını, taşınmazın müvekkili adına tescili için bu paranın verildiğini açık olduğunu, müvekkilinin davalılara ulaşamamasından dolayı mülkiyet hakkını kullanamadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Miras payının devri sözleşmesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “miras payı üzerinde sözleşme” başlıklı 677. maddesinde, “Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır....
Somut olayda, davacı taraf, ticari plaka satış sözleşmesinin iptali ile trafik sicil kaydının miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde araç ve ticari plaka hat bedelinin tespiti ile miras payına isabet eden bedelin faizi ile birlikte tahsilini ayrıca, dava konusu aracın temlik tarihinden itibaren davalı tarafça işletilmesinden kaynaklı kazanç kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin devir tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ederek davayı açmıştır. Dava konusu aracın ve ticari plaka hat bedelinin dava tarihindeki değeri mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesine bağlı olabileceğine göre, dava değerinin dava açarken tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından, davanın belirsiz alacak davası olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Ne var ki mahkemece bu yönde bir işlem yapılarak dava değeri belirlenmediği gibi harçta ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir....
Birleşen davada davalı cevap dilekçesinde özetle: vefat eden eşi Sabri Of'a davacı evlatlarının bakmadığını, buna karşılık davalı oğlu T1'un ölünceye kadar babasına baktığını bu nedenle davalı taşınmazı eşi Sabri'nin oğlu Nuri'ye devir ettiğini bu konunun muvazaa ile alakası olmadığını, mevcut taşınmazın içinden eşi Sabri'nin sadece 4 dönümünü Nuri'ye devir edildiğini, geri kalan yaklaşık 8 dönümlük bölümün ise zaten miras hakkı olduğunu oğlu Nuri'nin kendisinin evleneceğini ve evlendikten sonra kendisine yeterince bakamayacağını ve diğer evlatlarının ise hayatını güvence altına almak amacıyla dava konusu edilen 357 ada 11 parsel sayılı taşınmazı devir ettiğini, bu devir işleminden kasıt ve maksadın söz konusu olmadığını muvazaa da olmadığını beyanla davanın reddini talep ve beyan etmiştir....
Hal böyle olunca, davacının bu parsel yönünden açmış olduğu davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4- Dava konusu 199 ada 2 parsel ve 216 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, çekişmeli taşınmazların murisi ...’den intikal ettiğini belirterek, 199 ada 2 parsel sayılı taşınmazın miras payı oranında, 216 ada 6 parsel sayılı taşınmazda ise diğer paydaşların payını satın alma ve devir suretiyle bu taşınmazın 1/4 payının kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece, taksim edilmedikleri gerekçesiyle davacının miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir....
İptali talep edilen Yenişehir Noterliği'nin 14/03/2022 tarih 2423 yevmiye numaralı mirasçılık belgesinin incelenmesinde; Hüseyin Bülbül'ün vefatı nedeniyle mirası yasal mirasçılara intikal edecek şekilde mirasçılık belgesinin düzenlendiği görülmektedir. Davacının dayandığı Yenişehir Noterliği'nin 28/07/1999 tarih ve 7651 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde miras hakkı devir sözleşmesi ile mirasçılardan Orhan Bülbül'ün kendisine intikal edecek miras payı yönünden bedelli olarak T1 temlik ettiği, murisin temlike muvafakat ettiği görülmektedir. Yenişehir Noterliği'nin 20/03/2000 tarih ve 2529 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde miras hakkı temlik senedi ile mirasçılardan Aynur Erdoğanlı'nın kendisine intikal edecek miras payı yönünden bedelli olarak T1 temlik ettiği, murisin temlike muvafakat ettiği görülmektedir. TMK.'...
Davalı vekili 21/03/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının katılma alacağı ile diğer talepleri haksız olup hukuka aykırı olduğunu, dava konusu edilen taşınır ve taşınmaz malların müvekkilinin kişisel malı niteliğinde olduğunu, dava konusu taşınmaz babasından müvekkiline kalan miras olup araç ise babadan kalan miras payının paraya çevrilmesi ile alınarak müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkilinin babası Hüseyin Umur 14/02/2018 tarihinde vefat etmiş olup geriye mirasçıları olarak dört çocuğu kaldığını, davaya konu edilen 2621 ada, 13 parselde kayıtlı taşınmaz Hüseyin Umur'dan müvekkile miras kalmış olup müvekkilinin kişisel malı sayıldığını, dava konusu edilen diğer 34 XX 625 plaka numaralı araç ise müvekkile babasından miras kalan 2616 Ada, 3 Parsel numaralı taşınmazın satılması ile alındığını, taşınmaz mirasçılarla satıldığını, müvekkilinin payına düşen taşınmaz bedeli 23/06/2021 tarihinde Denizbank A.Ş.'...
Şu hale göre devir anına kadar borçlu bu işlemin dışında iken devir anından itibaren evvelki alacaklı devir işleminin dışına çıkmaktadır. Alacağın devrinin, alacağı devredenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira alacağı devralan evvelki alacaklının (yüklenicinin) yerine geçmiş, borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü devralan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle devir işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat devir işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifa isteğine derhal uymak zorunda değildir....
payı bulunduğunu, katılma alacağı ve miras payı alacağı olmak üzere toplam 58.419 TL nin davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Dava; muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil taleplidir. Dava konusu 36. Bağımsız bölüm, devir eden dedesi Abdurrahman oğlu T5 ile aynı ismi taşıyan, Doğan oğlu davalı T5 arasındaki devir 4.9.2006 yılında olmuştur. Davalının babası halen sağ olup davalı mirasçı değilir. Bu nedenle mirasçılar arasında terekenin pay edilmesi iddiası dinlenemez. Kaldı ki; diğer varislere babalarından satışla devir bulunmamakta olup tüm varisler intikal ile muris babalarının taşınmaz mallarına hissedar malik olmuşlardır. Davalı da;29.09.2021 tarihli 5. Celsede dava konusu taşınmazın, dedesi tarafından bedelsiz devredildiğini ikrar etmiştir. Açıklanan nedenlerle dava kabul edilerek davacının miras hissesi olan 1/4 oranında iptal ve tescil kararı alınmıştır....