Kısıtlama süresi içerisinde arazisini ve varsa üzerindeki tesisleri satmak isteyen gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerin müracaatları halinde, uygulayıcı kuruluş bu kişilere ait tarım toprağını ve varsa üzerindeki tesisleri, altmış gün içinde bu Kanun hükümlerine göre kamulaştırır veya yönetmelikle tespit edilecek esaslar dahilinde bunların başkalarına satışına izin verir. Yukarıda belirtilen süre içinde, bu gibi arazi sadece T.C. ... Bankası, Türkiye ... Kurumu ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ipotek edilebilir. Bu kısıtlama süresi içerisinde ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğinde bedel, bu Kanun hükümlerine göre uygulayıcı kuruluş tarafından alacaklıya ödenerek arazinin Hazine mülkiyetine geçirilmesi sağlanır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde mahkemeler veya icra iflas daireleri tarafından bu arazi hakkında devir ve temliki gerektiren bir karar verilemez. Miras yoluyla intikaller, bu hükmün kapsamı dışındadır....
borcunu ödemediğini, davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını, ancak itiraz üzerine açtıkları davanın reddine karar verildiğini, bunun üzerine usul eksikliğinin giderilmesi için müvekkilinin davalı ...’ye ihtarname göndererek borcun ipotek limiti tutarı olan kısmının ödenmesini ihtar ettiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, tekrar borçlulara ödeme emri gönderildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, haksız itirazların iptalini ve takibin devamını, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını 21.03.2012 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin kendi hissesi ve kardeşlerinin hissesi dahil taşınmazı raiç bedel üzerinden 750.000 TL'ye sattıklarını, 404.000,00 TL ipotek bedeli dışında kalan tutarın 3 adet bono ile ödenmesinin kararlaştırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., aynı yönde savunma yaparak davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/2184 sayılı takip dosyası ile davalı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, kesinleşen takip üzerine taşınmazın 05/08/2009 tarihi itibarıyla 50.000,00 TL bedelle satıldığı, taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davacılar tarafından aile mahkemesinde açılan dava sonucunda yapılan ipotek işlemi hukuka aykırı kabul edilerek taşınmazın tespit edilen 80.000,00 TL değerinin banka tarafından davalılara ödenmesine karar verildiği, davalının kredi alacağının temini için davacının taşınmazı üzerine ipotek tesis ettirmesinde ve kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle takip yapıp alacağını tahsil etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davacının aile hukukuna dayalı istemleri de, görevli aile mahkemece değerlendirilerek karara bağlandığı, ipotek tesisi sırasında davacının eşinin muvafakatının usulüne uygun olarak alınmamasından dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı, zira ipotek akit tablosu ve resmi senedin tapuda resmi olarak düzenlendiği ve davacının...
ın hissesi üzerinde bulunan haciz şerhi ile Z.. B..'nın hissesi üzerinde bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan A.. K..'ın hissesi bulunan haciz şerhi ile Z.. B..'nın hissesi üzerinde bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki miras hissesi devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; 1. Davacıların murisi ... ile davalıların murisi ...'ın kardeş olduklarını, her ikisinin de ortak miras bırakanının... olduğunu, 2. Davalılar muris ...'a babası...'den miras olarak kalan ve kendilerine düşen Gaziantep ili, ... ilçesine bağlı ......
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:Asıl Davanın kabulü, davacı T7 için 81.105,48- T8 için 81.105,48- T9 81.105,48- TL, T1 için 81.105,48- TL, T2 için 108.140,64- TL, T4 için 108.140,64- TL, T6 için 108.140,64- TL olmak üzere toplam 648.843,84 TL nin dava tarihi olan 09/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak söz konusu davacılara verilmesine, Antalya ili Alanya ilçesi Oba Mah. 2580 parselde Davacı T7'nun 1/16 hissesine tekabül eden 17,76 m2 nin ,Ümran Dere'nin 1/16 hissesine tekabül eden 17,76 m2 nin,,Hasan Tahsin Sipahioğlu'nun 1/16 hissesine tekabül eden 17,76 m2 nin, T1'nun 1/16 hissesine tekabül eden 17,76 m2 nin, T2'in 6/128 hissesi ile muris T2den gelen 6/384 ile Muris Selim Sevimden gelen 8/384 hissenin, T4'in 6/128 hissesi ile muris T2den gelen 6/384 ile Muris Selim Sevimden gelen 8/384 hissenin, T6'in 6/128 hissesi ile muris T2den gelen 6/384 ile Muris Selim Sevimden gelen 8/384 hisselerinin Tapularının İptali İle Davalı adına Tapuya...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında tapu kayıtları, ifraz, irsen intikal, harici hisse satışları ve taksim nedeniyle 108 parsel sayılı 8.600 metrekare miktarındaki taşınmaz ... ..., 109 parsel sayılı 12.400, 136 parsel sayılı 2.200 ve 138 parsel sayılı 9.250 metrekare miktarındaki taşınmazlar ... ..., 110 parsel sayılı 48.700 metrekare miktarındaki taşınmaz ... ..., 134 parsel sayılı 9.400 metrekare miktarındaki taşınmaz’ın 3/8 hissesi ... ..., 2/8 hissesi ... ..., 2/8 hissesi ... kızı ... ve 1/8 hissesi ... kızı ..., 135 parsel sayılı 9.450 metrekare miktarındaki taşınmazın 16/48 hissesi ... ...'a, 16/48 hissesi ... ......'a, 4/48 hissesi ... oğlu ..., 3/48 hissesi ... oğlu ..., 3/48’er hissesi ise.......... adlarına tesbit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ... tapu kayıtları ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır....
" ve "..." isimli gemilerin inşa edilmesinin taraflarca kararlaştırıldığını, gemilerin inşası için finansman sağlayan diğer davalı firmanın lehine gemi sicil kütüğüne 66.000.000 EURO bedelli ipotek tesis edildiğini, tesis edilen ipotek için Genel Kurul'dan izin alınması gerekli olduğu halde alınmadığını, yine ipotek tesisi için gerekli işlemleri tamamlamak üzere görevlendirililen şahıs adına düzenlenen vekaletnamede, yetkisi sona ermiş yönetim kurulu üyesinin imzasının bulunduğunu ileri sürerek, yetkisiz kişi tarafından imzalanan vekaletnamenin alınan tüm karar ve yapılan tüm işlemlerin geçersizliğinin tespiti ve gemi sicilindeki ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı Tasfiye Halinde ... Denizcilik A.Ş. tasfiye memuru vekili ile, birleşen davada davalı ... ... vekili, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece bu kez, hükümde bahsedilen 2/4 payın davalıların hissesi olarak anlaşılması gerektiği, davacının kendi 2/4 payı için dava açmasına gerek olmadığı gerekçesiyle hüküm fıkrasının silinmesine ve taşınmazın tümünün davacı adına kayıt ve tesciline tavzih istemi kabul edilerek karar verilmiştir. HUMK.nun 455.maddesine göre, hüküm müphem ve gayrıvazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse tavzih istenebilir. Tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesi olanaklı değildir. Vasiyetnamenin tenfizi hakkında istem ve hüküm bulunmadığı da gözetilerek başka bir davada sonuçlandırılabilecek istemin tavzih yoluyla istenmesi yerinde olmadığından tavzih isteminin bu nedenle reddi gerekirken, mahkemece istemin kabulüne ve tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesine karar verilmesi bozma nedenidir....