Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ...'ın diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 333 ve 335 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara satış suretiyle devrettiğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal ile adlarına tescilini istemişlerdir. Davalılar, murisin denkleştirme ve gelinine vefa saiki ile hareket ettiğini bildirip, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "yapılan temliklerin muvazaalı olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

    DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, muristen kalan terekedeki paranın vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle miras payına düşen hisseye göre eksik ödendiğinden bahisle kendisine düşen miras hisse değerinin 2014 yılı itibariyle hesap edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 20.000 TL miras hissesine düşen alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir....

    Bir kimsenin, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizil bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilirler..."...

      Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

      rızası ile miras payına karşılık verdiğini, davacının, muvazaalı olarak devredildiğini iddia ettiği taşınmazların ikisi bunlar olup muvazaalı (mal kaçırma amacı ile) devredilmediğini, miras bırakana ait tapu kayıtları incelendiğinde1993 yılında 3 tanesi büyük parsel olmak üzere toplam7 parselin satışını 1993 ila 1999 yılları arasında yaptığı görüleceğini, muris, taşınmazları satmadan önce bu parselleri miras paylarına karşılık kızlarına vermek istemiş, kızların kendi aralarında anlaşamadığını görünce taşınmazları satıp bu bedelleri kızları arasında paylaştırmış olduğunu, murisin bu satışlarından elde edilen gelir sadece kız çocuklarına dağıtıldığını, kız kardeşler bu bedeli almış, aldıklarına dair ibraname imzalamış olduklarını, davacı ve diğer kız kardeşler, dosyaya sunmuş oldukları 20.04.1994 ve 06.09.1999, 06.09.1999 tarihinde imzalamış oldukları “ mirastan feragat” belgeleri ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki “miras hakkından feragat ettiklerini, kalacak mirası peşinen aldıklarını...

      Dava konusu taşınmazların temliki sırasında miras bırakanın gerçek amacının satış değil mirasçı davacıdan mal kaçırma amaçlı bağış olduğu sabittir. O halde, miras bırakanın temlikinin muvazalı olduğu, anlaşılmıştır. Muvazaa nedeniyle miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemekte ancak, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil şartlarına uygun olmadığından geçersiz olup davacının sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayalı olarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteme hakkı bulunmaktadır....

      Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

        Burada miras bırakan gerçekte sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını tapudan yaptığı resme sözleşmede iradesini farklı açıklamak sureti ile devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarından 01/04/1974 tarih ve 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından gizli bağış sözleşmesi de TMK'nın 706 ve Borçlar Kanunu ile Tapu Kanunun aradığı şekil şartlarından yoksun bulunduğundan saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilir. Bu davalarda murisin asıl irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya konması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı 451 ada 47 parsel sayılı taşınmazını, davalının hilesi ve baskısı sonucunda dava dışı de muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, bu şekilde miras hakkından mahrum edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu bilirkişi raporunun eksik incelemeler neticesinde oluşturulduğunuş, tüm taşınmazlar tespit edilmeden terekenin toplam değerinin hesaplanması yoluna gidildiğini, ilgili eksikliklerin tamamlanması gerektiğini, bilirkişi raporunda sadece dava dilekçesinde belirtmiş oldukları taşınmazların dikkate alındığını, fazlaya ilişkin taleplerinin göz önünde bulundurulmadığını, murisin yaptığı temliklerde miras kurallarını pratikte geçersiz kılmak ve kız çocukları olan müvekkilleri miras hakkından yoksun bırakmak (ikinci evliliğin ardından yaptığı temliklerle de hem kızlarını hem de ikinci eşini miras hakkından yoksun bırakmak) amacıyla, davaya konu taşınmazları gerçekte davalılara bağışladığı halde, tapuda satış gibi muvaazaalı işlem yapmak suretiyle temlik ettiğini, yerel mahkeme tarafından verilen nihai kararda davanın reddine karar verilerek davalılar lehine, her bir davacı aleyhine ayrı ayrı olacak şekilde vekalet ücretine...

          UYAP Entegrasyonu