Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. ./.. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
Mahkemece, devrin bedelsiz yapıldığı, murisin denkleştirme amacının olmadığı ve diğer mirasçıların miras dışı tutulmak istendiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mirasbırakanın 24.10.2014 tarihinde öldüğü, geriye kızları davalı ..., davalı ..., kendisinden önce ölen oğlu ....’nın çocukları dava dışı ..., davacı ..., kendisinden önce ölen oğlu...’ın çocukları dava dışı ..., .... ve ....’in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 2682 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki ½ arsa paylı zemin kat 1 nolu bağımsız bölümü 25.06.2014 tarihinde davalılara satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanı babası ...'in maliki olduğu 494 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını, miras bırakanın denkleştirme yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; denkleştirme savunmasının kanıtlanamadığı, taşınmazın temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/140 ESAS-2022/300 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Bakırköy Zeytinlik Mahallesi 100 ada 7 parselde kayıtlı 83 bağımsız bölüm nolu taşınmazın 1/2 pay oranında maliki olduğunu, taşınmazın bilinmeyen bir tarihte devredildiği, satış işleminden önce taşınmazı satın alıp almayacağı hususunda noter ihtarnamesi ile davacıların bilgilendirilmediği, davacıların şufa hakkının doğduğunu, davalıların yasal bildirim yapmadı nedenleriyle şufa hakkı nedeniyle tapunun iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2013 NUMARASI : 2010/229-2013/114 Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık, TMK'nun "Miras Hukuku" başlıklı 3.kitabının 2.kısmındaki yer alan Mirasta Denkleştirme(md. 669-675) hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, yerel mahkemenin nitelendirmesi de aynı yöndedir. Diğer bir anlatımla, ortada sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir dava ve hüküm bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 115 ada 140 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün miras bırakan S..... B.... adına kayıtlı iken vekili olan B.... Z.... tarafından dava dışı 3. kişiye 16.05.2003 tarihinde şatış suretiyle devredildiği, 3194 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün ise dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı iken 16.05.2003 tarihinde davalı N... Z... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır. Davacı, 15 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün miras bırakana ait olan 140 nolu parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para ile davalı adına alındığını ve yapılan işlemler ile miras hakkından mahrum edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, yargılama sırasında da davadaki isteğini tazminat ve 2 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak kira paralarının tespit edilerek kira bedelinin tazminine hasretmiştir....
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu' nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 (818 s....
Mirasta denkleştirme (iade), miras bırakanın öncelikle alt soyları arasındaki eşitliğin sağlanmasına, daha geniş olarak bütün mirasçılar arasındaki denkliği sağlamaya yönelik bir amaç taşır. Denkleştirmenin amacı, yasal mirasçılar arasında, miras bırakanın sağlığında bunlardan birine veya bazılarına yaptığı kazandırmalarla bozulan eşitliği, yeniden meydana getirmektir. Mirasta denkleştirme, kanundan veya miras bırakanın iradesinden kaynaklanan bir borç yükümlülüğü doğurur. Miras bırakan tarafından yapılmış bulunan kazandırmanın, denkleştirmeye tabi olabilmesi için; miras bırakanın ivazsız (karşılıksız) bir kazandırma olmalıdır. Kazandırma sağlar arası bir nitelik taşımalıdır. Kazandırmada miras bırakanın kendi malvarlığından yapılmalıdır. Kazandırmanın kazandırmadan yararlanan yasal mirasçının miras payına mahsuben yapıldığı miras bırakanın iradesinden anlaşılması gerekir....
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....