O halde, miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ile değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak, paylaştırmanın mı yoksa mal kaçırma amacının mı üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur....
Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
in maliki olduğu, 20 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölümü kızı davalıya mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, mirasbırakanlarının sağlığında diğer mirasçılara da mal devirleri yaptığını dolayısıyla denkleştirme iddiasında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairece; "...murisin amacının mal kaçırma olmadığı sağlığında tüm mirasçıları arasında denkleştirme amacıyla hareket ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabul edilmesi doğru değildir." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mirasbırakanın tüm mirasçılar arasında denkleştirme amacıyla hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
No:6 Sultanbeyli/İstanbul adresinde kain taşınmaz da aynı şekilde bedelsiz olarak oğlu T4'e devredildiğini, miras bırakan tarafından eşi T5 (Eğer) ve T4'e miras paylarına mahsuben yapılan karşılıksız kazandırmaların denkleştirmeye tabi olduğunu, dolayısıyla zilyetlik devri yapılan gayrimenkullerin ve pazar tezgahlarının tereke iadesinin zorunlu olduğunun açık olduğunu, miras bırakan tarafından alt soya ve eşe yapılan bu kazandırmaların denkleştirmeye tabi olduğunu tekrarla, talebin kabul görmemesi müvekkillerinin saklı paylı miras hissesi oranında tasarrufların tenkisinin gerektiğini, yukarıda yapılan işlemlerin tamamının miras bırakanın çocukları arasında yapmış olduğu ayrım neticesinde müvekkillerinin saklı paylı miras hissesini ihlal saikiyle yapıldığının kabulünün zorunlu olduğunu, dava konusu Mecidiye Mahallesi Ağrı Cad....
Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01/04/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 (Türk Borçlar Kanununun 237.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MİRAS SEBEBİYLE -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; terekeye iade ve mirasta denkleştirme istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık 4721 sayılı TMK.' nun "miras hukuku hükümlerinden kaynaklanmaktadır.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,3.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mirasbırakanın altsoy lehine yaptığı sağlararası kazandırmalar kural olarak miras payına mahsuben yapılmış sayılır ve denkleştirmeyi sağlamak için iadeye tabidir. Mirasbırakan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını açıkça belirtmediği gibi davalıda kazandırmanın iadeye tabi olmadığını kanıtlayamamıştır. (TMK.md.669/2) O halde dava konusu paranın mirasta denkleştirme hükümleri çerçevesinde (TMK.md.671 vd.) iadesine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." şeklinde, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi ise 2017/5086 Esas, 2018/4810 Karar sayılı ilamında; "...Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer almasıdır. TMK’nın 669. maddesi gereğince “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler....
Davalı, dava konusu taşınmazların bir kısmının halen muris adına, bir kısmının ise şirket adına kayıtlı olduğunu, intikal işlemlerinin yapılmadığını, şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallara ortakların payı oranında sahip olduğunu, murisin mal kaçırma amacı olmadığını, davacının hem muris ile hem de kendisi ile yaptığı 23.05.2003 ve 22.06.2004 tarihli mirastan feragat sözleşmeleri ile bedel karşılığında miras hakkından feragat ettiğini, hakkını aldığını, yine de böyle yöntemlere başvurarak haksız taleplerde bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazlar ile araçların muris tarafından davalıya temlik edilmediği, muris tarafından sadece şirket hissesi devri yapıldığı, ancak davacının mirastan feragat sözleşmeleri ile hem murisin sağlığında hem de ölümünden sonra miras hakkından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Bu durumda, taşınmazların yüzölçümleri, kıymetini etkileyecek diğer nitelik ve unsurları, bunların ayrı ayrı değerlerini, vergiye esas değerleri, resmî makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, davalıların (miras bırakanlarının) taşınmazı edinirken ödedikleri bedel veya harcadıkları emeği de nazara alınarak taşınmaza kıymet takdiri yapılmalı ve ekolojik dengenin korunması için devletlerin, kurumların ve kişilerin yükümlülükleri dikkate alınarak denkleştirme suretiyle uygun bir tazminata hükmedilmesi kanatinde olduğumdan bozma ilâmının gönüllü bir alıcı ile satıcı arasındaki satım ilişkisinde dikkate alınabilecek ilkelere göre taşınmaza arsa veya arazi olarak değer takdiri yöntemiyle gerçek zararın belirlenmesine ilişkin bozma gerekçesine katılmıyorum....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/02/2009 gününde verilen dilekçe ile miras ve mülkiyet hakkından kaynaklanan istihkak davası üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, miras ve mülkiyet hakkından kaynaklanan istihkak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....