WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, tapulu taşınmazdaki paydaşlar arasında miras hakkından kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Anayasamızda modern mülkiyet anlayışı benimsenmiştir ve mülkiyet hakkına saygılı ve bu hakkı koruyan bir rejim öngörülmektedir. Modern mülkiyet anlayışında mülkiyet hakkı yetki ve ödevlerden oluşmaktadır. Malikin hem yetkileri hem de yakınlarına ve topluma karşı ödevleri bulunmaktadır. Hakkın kapsamında yer alan ödevler, mülkiyet hakkına yabancı, ona dıştan ve sonradan yükletilen sınırlamalar olarak kabul edilmemeli, aksine bunları, kamu yararı amacıyla malike yükletilen ve mülkiyet hakkını oluşturan ödevler olarak düşünmelidir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Mülkiyet ancak kanunla ve kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Başka bir deyişle, kanun koyucunun malikin yetkilerini sınırlamak yetkisi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 35 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın özü “kamu yararı”, şekli ise “kanun”dur. Kanun koyucunun mülkiyet üzerinde yaptığı sınırlamalar bu hakkın özüne dokunamaz....

      TMK'nın 705/2. maddesi gereğince; “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. Türk Medeni Kanununun 705/1 maddesi gereğince miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma hallerinde mülkiyet, tescilden önce kazanılır. Bu durumda taşınmaz, tescil ya da şerh edilmiş olan bütün yükleriyle birlikte yeni malike geçer. İyiniyetli olması şartıyla tescilsiz kazanımda bulunan kişiye karşı, kütükten anlaşılmayan bir hak ileri sürülemez, yani TMK’nın 1023. maddesi bu kişi hakkında da uygulanır. Mülkiyeti tescilsiz olarak kazanan kişi, tescilden önce de bir malikin sahip olduğu bütün hak ve yetkilerden yararlanır fakat bu hak ve yetkiler mülkiyet hakkı tapuya tescil edilmedikçe iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez, çünkü henüz açıklık kazanmış değillerdir....

        -Karı-kocaya, evlada veya yakın akrabaya pay devri halinde önalım hakkı ileri sürülemez; -Paylı mülkiyet halindeki bir taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkı ileri sürülemez. (27.03.1957 tarihli, 12/2 sayılı Y.İ.B.K.) Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez....

          Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Paylı mülkiyet halindeki bir taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkı ileri sürülemez (20.03.1957 tarihli, 12/2 sayılı Y.İ.B.K.). Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/11/2014 NUMARASI : 2014/276-2014/1094 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2014 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkindir. Davalı M...A.., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir....

              Kadastro mahkemesindeki davada talep sonucu doğrudan mülkiyet hakkına yönelik olup muhdesatla ilgili herhangi bir beyan ya da kayıt içermemektedir. O dava da kendisine pay verilmediği kuşkusuna dayanılarak açılmıştır. Davacıya zeminde pay verilen taşınmazlarla ilgili davacının tespite itiraz davası feragat nedeniyle reddedilmiş, diğerleri için ise dava kabul edilmiştir. Davacı şimdi eldeki davada kadastro mahkemesinde konu etmediği muhdesata ilişkin hakkı olduğu iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda dava konusu farklı olan bir davadaki feragatın eldeki davaya dayanak olarak alınması olanaklı değildir. Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir. Karar bozulmalıdır....

                Bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı biter davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Somut olaya gelince; davacının dava konusu 2421 ada 9 sayılı parselde dayandığı pay kendi adına değil murisi ... adına kayıtlı olup elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabidir. Murisin dosya içerisindeki mirasçılık belgesine göre davacı dışında ... ve ... adında mirasçıları da bulunmaktadır. Ancak, dosyada dava dışı bu mirasçıların açılan davaya muvafakat ettiklerine dair beyanlarına ve imzası noterce onaylı muvafakat belgesine rastlanmamıştır....

                  Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Kural olarak önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olup bu bedelin dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece makul süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesiyle birlikte vadeli bir hesapta değerlendirilmesi gereklidir. Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35.maddesine göre, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."...

                  Aksi yöndeki Kararın bu sebeple kaldırılması zaruridir. 4- ) MURİS TARAFINDAN DAVALI LEHİNE YAPILAN KAZANDIRMA DAVALININ MİRAS PAYINA MAHSUBEN YAPILMIŞTIR. Zira muris sağlığındayken davacı lehine 05.03.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de açıklığa kavuşan NET GELİR 1.044.544,71 TL değerindeki kazandırmada bulunmuştur. Bu kazanımlar ivazsız olup karşılık alınmadan yapılmıştır. Herhangi bir karşılığın alınmaması kazandırmanın davalının miras payına mahsuben yapıldığına karine oluşturur. Kazandırmanın miras payına mahsuben verilmediğinin ispat yükü kazandırmadan yararlanan davalıya ait olmakla beraber dava dosyasında davalı bu hususu ispatlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece 1.044.544,71 TL değerindeki kazandırmanın davalının miras payına mahsuben yapılmış olması sebebiyle denkleştirmeye tabi tutulması gerekirken aksi yönde karar verilmesi hataya sebebiyet vermiştir. *** YARGITAY 14....

                  UYAP Entegrasyonu