WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Modern mülkiyet anlayışında mülkiyet hakkı yetki ve ödevlerden oluşmaktadır. Malikin hem yetkileri hem de yakınlarına ve topluma karşı ödevleri bulunmaktadır. Hakkın kapsamında yer alan ödevler, mülkiyet hakkına yabancı, ona dıştan ve sonradan yükletilen sınırlamalar olarak kabul edilmemeli, aksine bunları kamu yararı amacıyla malike yükletilen ve mülkiyet hakkını oluşturan ödevler olarak düşünmelidir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Mülkiyet ancak kanunla ve kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Başka bir deyişle, kanun koyucunun malikin yetkilerini sınırlamak yetkisi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının (Anayasa) 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın özü “kamu yararı”, şekli ise “kanun”dur. Kanun koyucunun mülkiyet üzerinde yaptığı sınırlamalar bu hakkın özüne dokunamaz. 4. Anayasada modern mülkiyet anlayışı benimsenmiştir ve mülkiyet hakkına saygılı ve bu hakkı koruyan bir rejimi öngörmektedir. 5....

    Davalı Zuhal vekili, davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, muris tarafından verilen paranın zaten davalının olduğunu, davalının eşiyle 1 yıldır şiddetli geçimsizlik yaşadığını bu nedenle birikimlerini babasının banka hesabı üzerinde tuttuğunu, davacının "alt soya bir kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığı ve terekeye iadeye tabi olduğunun karine olduğu" iddiasının bu davada uygulama yeri olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen davalıya yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığını kabul etmediklerini, bu durumda ispat yükünün davacıya düşeceğini, sonuç olarak dava konusu kazandırmayı diğer iddiaları kabul olmasa bile "bakım karşılığı" murisin davalıya "iadeye tabi olmamak" ve "miras payına mahsup edilmemek "şartı ile yapıldığını kabul etmek gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin maliki bulunduğu 697 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı tarafından 1/5 payının 04.06.2015 tarihinde davalıya satıldığını, müvekkiline satışla ilgili noter bildirimi yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkı nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.06.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....

          "İçtihat Metni"Daire : BİRİNCİ DAİRE Karar Yılı : 1989 Karar No : 112 Esas Yılı : 1989 Esas No : 130 Karar Tarihi : 13/09/989 HARÇLAR KANUNUNA EKLENMEK İSTENEN İDARENİN SATINALMA HAKKININ BİR ZORALIM YÖNTEMİ OLMASI NEDENİYLE MÜLKİYET HAKKINI ZEDELEYECEK NİTELİKTE OLDUĞU HK. Başkanlığın ve Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü yazısıyla Danıştay Başkanlığına gönderilen ve Dairemize havale edilen 492 sayılı Harçlar Kanununa Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının genel gerekçesi, madde gerekçeleri ve madde metinleri okundu ve gereği görüşüldü: 2709 sayılı T.C. Anayasasının Temel Haklar ve Ödevler başlıklı İkinci Kısmında yer alan 35.maddesiyle, mülkiyet hakkı başlığı altında, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir....

            DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 03.12.2015 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden ve uyulan bozma ilamından da anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nın 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.)...

              Bu durumda değinilen yasal düzenleme ve yargısal uygulamaya göre pay ve paydaş çoğunluğuna dayanan kira sözleşmelerine geçerlilik tanınması gerektiğinde kuşku yoktur. Somut olayda çekişmeli taşınmazın ... ve ...adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, her iki malikinde öldüğü davacının paydaş Hüseyin’in mirasçısı olduğu, davalı ...’in ise paydaş Ahmet’in mirasçısı olup diğer mirasçılarında yasal temsilcisi olduğu, ayrıca miras bırakanı Ahmet’in aynı zamanda davacının murisi Hüseyin’inde mirasçısı olması nedeniyle de paydaş Hüseyin’inde mirasçısı konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır....

                Anayasamızda modern mülkiyet anlayışı benimsenmiştir ve mülkiyet hakkına saygılı ve bu hakkı koruyan bir rejim öngörülmektedir. Modern mülkiyet anlayışında mülkiyet hakkı yetki ve ödevlerden oluşmaktadır. Malikin hem yetkileri hem de yakınlarına ve topluma karşı ödevleri bulunmaktadır. Hakkın kapsamında yer alan ödevler, mülkiyet hakkına yabancı, ona dıştan ve sonradan yükletilen sınırlamalar olarak kabul edilmemeli, aksine bunları, kamu yararı amacıyla malike yükletilen ve mülkiyet hakkını oluşturan ödevler olarak düşünmelidir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. Mülkiyet ancak kanunla ve kamu yararı amacı ile sınırlandırılabilir. Başka bir deyişle, kanun koyucunun malikin yetkilerini sınırlamak yetkisi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 35. maddesinin 2. fıkrasında sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırmanın özü “kamu yararı”, şekli ise “kanun”dur. Kanun koyucunun mülkiyet üzerinde yaptığı sınırlamalar bu hakkın özüne dokunamaz....

                  Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." hükümlerini içermektedir. Somut olaya gelince; davalı 30.11.2012 tarihinde kesinleşen hükmen tescil kararıyla dava konusu edilen taşınmazların mülkiyetini kazanmıştır. Mülkiyetin kazanılması tescilden önce doğmuştur. Tescil üçüncü kişilere karşı aleniyeti sağlar, ayrıca malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi için tescil şartı öngörülmüştür. Yasal düzenlemede hükmen tescil kararı ile mülkiyet hakkı kazanan bir kişiye karşı önalım hakkının ileri sürülebilmesi için tescil şartı aranmamaktadır. Taşınmaz üzerindeki payın satılması ve mülkiyetin üçüncü kişiye geçmesi yeterlidir. Kaldı ki hükmen tescil kararı her zaman infaz edilebilecek bir karardır....

                    İLGİLİ MEVZUAT: Anayasa'nın ''Mülkiyet Hakkı'' başlıklı 35. maddesinde; ''Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.'' hükmüne yer verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ''Paylaşma istemi'' başlıklı 698. maddesinde; ''Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir....

                      UYAP Entegrasyonu