Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en  son  adresi  olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."...

    Bu sebeple taşınmazın aile konutu olarak özgülenmesi için diğer ortakların oybirliği gerekmez. Diğer eşin taşınmazdaki hissesine aile konutu şerhi konulması da diğer ortakların taşınmazla ilgili bu ortaklıktan kaynaklanan haklarını kullanmasına engel olmaz. Aile konutu şerhi konulmasındaki amaç, taşınmaz adına kayıtlı eşin aile konutuyla ilgili tasarruf hakkını sınırlandırmaktır. Somut olayda davalı eşin hissesi üzerindeki tasarruf hakkının sınırlandırılmasında davacı eşin hukuki yararı vardır ve bu hisse üzerine aile konutu şerhi konulmasına kanunen bir engel yoktur. Bu sebeple davalı eşin hissesi üzerine “aile konutu şerhi konulması” gerekirken hatalı değenlendirme sonucunda talebin tümünün reddi doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

      “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK m. 194/1). Aile konutunun tapu kaydında aile kontu şerhi olmasa bile, malik olmayan eşin açık rızası alınmamış ise malik eşin ipotek tesisi ile ilgili tasarrufu hükümsüzdür. (Benzer nitelikte , YHGK.nun 15.04.2015 gün ve 2013/2-2056 E.2015/1201 K. sayılı kararı. ) "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir (HMK m. 389/1)....

        Kanun koyucunun; bu hükümle, evliliğin devamı süresince aile konutunun kaybedilmesini önlemek, diğer eşin ve çocukların barınma haklarını etkin güvence altına almak amacını güttüğü açık ve tartışmasızdır. Hüküm, aile konutu üzerindeki, mülkiyetin nakledici ve ya sınırlandırıcı işlemin geçerliliği için diğer eşin açık rızasını aramıştır. Zımmi rıza yada onay verildiğine delalet eden bir takım davranışlardan çıkartılan rıza, işleme geçerlilik kazandıramaz. İşlem için rızası aranan eş, haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığı takdirde , işlemi yapacak olan eş, Türk Medeni Kanununu 194/2. maddesine göre hakime başvurarak, o işlemin yapılmasının ailenin çıkarına olduğunu ve işlemin yapılmasının aile konutunun kaybına yol açmayacağını ve diğer eşin haklı bir sebep olmaksızın rıza vermekten kaçındığını kanıtladığı , bu konuda ikna edici deliller getirdiği takdirde o işlem için diğer eşin rızasının gerekmediğine karar alabilir....

          Bolu Aile Mahkemesi'nin 2016/618 esas sayılı dosyasının getirtilerek incelendiği ve incelenmesinde; davacı T3 tarafından davalı T1 karşı aile konutunun özgülenmesi, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması ve davalı adına bulunan diğer taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması için açılan davada; görülen iş bu dava dosyasında, davaya konu edilen Akçaalan Köyü 483 parsel ve Berk Köyü 395 parsel sayılı taşınmazların davacı T3'ın çalışması ile bedeli ödenmek sureti ile alındığı iddiasında bulunulduğu anlaşılmıştır. HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/3265 KARAR NO : 2022/2945 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GAZİPAŞA ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 14.09.2022 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2022/440 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı kadın tarafından evlilik birliliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri, aile konutunun tahsisi, ziynet eşyası alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı istemlerine, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; evlilik birliliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri ile aile konutunun tahsisi istemlerine ilişkin açılan dava ve karşı davada; davacı-karşı davalı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "-Davacının davasının kabulü ile tarafların M.K. 166/1 maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, -Müşterek çocuğun velayetinin takdiren anneye verilmesine, -Müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, -Küçük için aylık 1500,00TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile küçüğe velayeten davacıya ödenmesine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren nafakanın aylık 2000,00TL tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, kabul beyanı bulunmadığından üfe oranı artış talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine -Davacının çalıştığı anlaşıldığından tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, -Aile konutunun özgülenmesi talebinin reddine, -150.000,00TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine Karşı davanın REDDİNE,"karar verilmiştir....

          “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir” (TMK.m.652/2). Evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile eşlerin birinin ölümü sebebiyle sona ermesinin, hukuki sonuçları farklıdır. Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Diğer durumlarda ise eşler birbirine mirasçı olamazlar. Bu sebeple, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca Türk Medeni Kanunun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal hakları bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, nafaka ve ortak hanenin aile konutu olarak özgülenmesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, tedbir nafakasının miktarı ile müşterek konutun tedbiren davalı kadına özgülenmesi isteği yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 28.01.2014, 08.08.2014 ile 11.11.2014 tarihli ara kararlar ile müşterek konutun tedbiren davalı lehine özgülenmesi (TMK.md.169) konusunda karar verilmiş olduğunun ve boşanma davasının reddine ilişkin hükmün davacı erkek tarafından temyiz edilmemesi sebebiyle kesinleşmiş olmasıyla, bu yöndeki tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalkmış olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine,...

                UYAP Entegrasyonu