"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti ile Miras Hakkına Mahsuben Aile Konutu ÜzerindeMülkiyet Hakkı Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında .... Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, ".......
Maddesi uyarınca eşlerin birlikte ve sürekli oturduğu, aile hayatının olduğu ev aile konutu olduğunu, eşlerinden birden fazla evi, ölen eşin birden fazla evi olmasının bu durumu değiştirmeyeceğini, önemli olanın birlikte oturulan ev olduğunu, aile konutu eşlerin birlikte oturduğu ev olduğunu, aile konutunun eşlerin birlikte oturduğu ev olduğunu, başka evleri varsa da aile konutu olamayacağını, yazlık, devre mülk, yılın belli dönemlerinde kullanılan konutların ortak yaşamın asli unsurlarını taşımadığı için aile konutu olmayacağını, yerel mahkemenin araştırma yapmadan karar verdiğini, talebin Beldibi 329 parselde kayıtlı bulunan konuta ilişkin olduğunu, emsal Yargıtay kararı bulunduğunu, sair hususlarla birlikte yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
"; Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Somut olayda; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, TMK'nın 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık tereke malları arasında bulunan 3 no'lu bölümün aile konutu olduğundan bahisle miras hakkına mahsuben Medeni Kanunun 652. maddesine göre sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınarak davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevinde olmayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevi dahilindedir. Ne var ki adı geçen daire başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Birinci Başkanlığa gönderilmesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(TMK.nun 225/1.madde) Türk Medeni Kanununun 240 ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılım alacağına ya da miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Davacı, 09.02.2010 tarihinde vefat eden eşi Eyüp Durmuş'un sahibi olduğu 5038 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince, araç üzerindeki hakkının, miras payı ve katılma alacağına mahsuben konutun mülkiyetinin kendisine bırakılmasını istemiştir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı "Aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi" istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; "Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir." Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara dair miras hukuku hükümleri saklıdır” hükmünü içermektedir....
birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.1.2011 tarihli dilekçesiyle ve harç ta yatırmak suretiyle yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla istek miktarını 140.000,00 TL olarak ıslah etmiş, 18.8.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına, yine 26.1.2011 tarihli, başka bir dilekçesiyle de aile konutu içinde bulunan ev eşyaları üzerinde miras payıyla, katkı payına mahsuben davacı yararına mülkiyet hakkı tanınmasına, bu mümkün olmadığı taktirde aynı alacak haklarına mahsuben intifa oturma ve kullanım hakkı tanınmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
Davalı ...vekili, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın birinci katının aile konutu olduğuna ilişkin karar verildiğini, mülkiyetin miras hakkına mahsuben müvekkiline aidiyeti için dava açtıklarını, davanın sonucunun beklenilmesini, taşınmazın satılmasını istemediklerini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ...vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir....
No'lu meskene ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır. Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı ve elbirliği mülkiyetine konu taşınır ve taşınmaz mallar ile haklarda ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde, aile konutunun özgülenmesi davası, sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içermekte olup, iki taraflı bir dava olduğu söylenemez. Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren davada görevli mahkeme, taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava, müstakil olarak açılabildiği gibi, açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de görülebilir....
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiştir. 2-Davacı, taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu şerhi" konulması isteği yanında, bu konut üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet, bunun kabul edilmemesi halinde intifa veya oturma hakkı tanınmasını da talep etmiştir. Bu talep Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanmaktadır. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde yeralan, tereke malları arasında bulunan eşlerin birlikte yaşadığı konutun veya ev eşyasının sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde olup, o mal üzerindeki mirasçıların "elbirliği" şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder. O nedenle Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayanan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmelidir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştınlmasına karar verilmesini Sulh Mahkemesinden isteyebilir....