Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya talebinin TMK 240. maddesi gereğince 'katılma alacağını mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı yoksa TMK 652. maddesi gereğince 'miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı olduğu açıklattırılarak sonucuna göre, öncelikle görev hususu düşünülmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

    Birleştirilen davada davacı, davalıların murisi olan eşi ...’in 10.06.2009 tarihinde vefat ettiğini, 843 ada 53 sayılı parselde 3 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı evin aile konutu olduğunu, TMK'nın 652 maddesi uyarınca intifa hakkının müvekkili adına tahsisine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ortaklığın giderilmesi olarak açılan asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı- birleştirilen dosyanın davacısı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davaya konu taşınmazın her ne kadar aile konutu olsa da davacının eşinin vefatı ile taşınmazın aile konutu olma özelliğini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK m. 194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK m. 240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK m. 240/3)....

        Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca, eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut (aile konutu) varsa sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Yargıtay 14. HD'nin 2016/12589 Esas - 2020/266 Karar sayılı, 13.01.2020 tarihli ilamına göre; Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Yargıtay 14....

        Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca, eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut (aile konutu) varsa sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Yargıtay 14. HD'nin 2016/12589 Esas - 2020/266 Karar sayılı, 13.01.2020 tarihli ilamına göre; Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Yargıtay 14....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti ile Miras Hakkına Mahsuben Aile Konutu ÜzerindeMülkiyet Hakkı Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında .... Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, ".......

          Maddesi uyarınca eşlerin birlikte ve sürekli oturduğu, aile hayatının olduğu ev aile konutu olduğunu, eşlerinden birden fazla evi, ölen eşin birden fazla evi olmasının bu durumu değiştirmeyeceğini, önemli olanın birlikte oturulan ev olduğunu, aile konutu eşlerin birlikte oturduğu ev olduğunu, aile konutunun eşlerin birlikte oturduğu ev olduğunu, başka evleri varsa da aile konutu olamayacağını, yazlık, devre mülk, yılın belli dönemlerinde kullanılan konutların ortak yaşamın asli unsurlarını taşımadığı için aile konutu olmayacağını, yerel mahkemenin araştırma yapmadan karar verdiğini, talebin Beldibi 329 parselde kayıtlı bulunan konuta ilişkin olduğunu, emsal Yargıtay kararı bulunduğunu, sair hususlarla birlikte yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık tereke malları arasında bulunan 3 no'lu bölümün aile konutu olduğundan bahisle miras hakkına mahsuben Medeni Kanunun 652. maddesine göre sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınarak davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevinde olmayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevi dahilindedir. Ne var ki adı geçen daire başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna gönderilmek üzere Birinci Başkanlığa gönderilmesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "; Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Somut olayda; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, TMK'nın 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır....

            (TMK.nun 225/1.madde) Türk Medeni Kanununun 240 ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılım alacağına ya da miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Davacı, 09.02.2010 tarihinde vefat eden eşi Eyüp Durmuş'un sahibi olduğu 5038 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince, araç üzerindeki hakkının, miras payı ve katılma alacağına mahsuben konutun mülkiyetinin kendisine bırakılmasını istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu