Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Dava dilekçesini tekrarla, satışa konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, davada hiçbir delilin toplanmadığını, dava açılışından 2 ay geçtikten sonra duruşma dahi yapılmadan karar verildiğini, icra takibinde taraf olmayan eşin aile konutu için meskeniyet şikayetinde bulunabileceği hususunun Anayasa Mahkemesi'nin bağlayıcı kararları ile sabit olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C....

    Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, Türk Medeni Kanunun 683. ve Anayasanın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2020/1149 ESAS - 2021/1383 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip borçlusunun eşi olduğunu ve aralarında boşanma davası bulunduğunu, borçluya ait üzerinde aile konutu şerhi bulunan ve çocukları ile birlikte aile konutu olarak oturdukları haline münasip meskene haciz konularak satışa çıkarıldığının borçluya gönderilen 103 davetiyesi ile öğrenildiğini, TMK'nın 194. maddesi gereğince aile konutu üzerinde eşin rızası alınmadıkça tasarruf yapılamayacağını, İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca aile konutu olarak oturdukları haline münasip meskenin haczedilemeyeceğini...

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/555 Esas ve 2015/1765 Karar sayılı ilâmıyla 993 ada 25 parselde kayıtlı taşınmazın ...’in miras hakkına mahsuben adına mülkiyet hakkı tanınmasına ve bu şekilde ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, fen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra Kadastro Müdürlüğü’nce yapılan yenileme çalışmasında taşınmazın 13063 ada 4 parsel olduğu, sistemden yapılan kontrolde ise bilahare taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; dava tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaz taraflar arasında elbirliği mülkiyeti üzerine kayıtlıdır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle ipoteklerin tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmamasına, ipoteklerin davalı kocanın borcu için tesis edilmesine, kocanın borcu için aile konutu üzerinde iki defa ipotek tesis edilmesinden davacı kadının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun bulunmamasına, davalı bankanın kötü niyetli olduğunun kanıtlanmayıp Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğine tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazananın 3. kişinin bu kazanımının korunacağının tabii bulunmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu...

          Aile Mahkemesi'nin 2017/210 E - 2018/473 K sayılı dosyasında boşanma davasının karara bağlandığını, evlilik birliği devam ederken, tarafların fiilen ikamet etmekte oldukları ve davacıya ait İzmir ili, Konak İlçesi, 6025 Ada, 3 parselde kayıtlı olan daireye 08/03/2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, evlilik birliğinin fiilen 22.03.2017 tarihinde sona erdiğini karşı tarafın samimiyetsiz olduğunu,davacıya miras kalan bu evin davalı tarafından kullanıldığını, davacının tek sahip olduğu bu evi satıp yeni bir ev almak istediğini, davalı adına kayıtlı başka gayrimenkuller bulunduğunu davacının mağdur edilmemesi için kişisel konutu niteliğindeki daireden aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2017/210 E - 2018/473 K sayılı dosyasında boşanma davasının karara bağlandığını, evlilik birliği devam ederken, tarafların fiilen ikamet etmekte oldukları ve davacıya ait İzmir ili, Konak İlçesi, 6025 Ada, 3 parselde kayıtlı olan daireye 08/03/2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, evlilik birliğinin fiilen 22.03.2017 tarihinde sona erdiğini karşı tarafın samimiyetsiz olduğunu,davacıya miras kalan bu evin davalı tarafından kullanıldığını, davacının tek sahip olduğu bu evi satıp yeni bir ev almak istediğini, davalı adına kayıtlı başka gayrimenkuller bulunduğunu davacının mağdur edilmemesi için kişisel konutu niteliğindeki daireden aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir....

          Aile Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih ve 2019/189 Esas 2019/1054 Karar sayılı kararı ile; aile konutu şerhi konulmasının tapu müdürlüklerinden talep edildiği, muris muvazaasına dayalı tapu iptali davasında mahkemenin görevli olmadığı, görev uyuşmazlığı nedeni ile dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmış, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, taşınmazın aile konutu olması nedeni ile muvazaalı satış işleminin iptali ve taşınmazın davalı eş adına tescili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi uyarınca "eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz."...

          Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Dolayısıyla taşınmazda paydaşların tamamını mülkiyet hakkı bulunduğundan 94 parselin her noktasında sadece davalının miras bırakanının değil bütün paydaşların mülkiyet hakkı vardır. Kanıtlanmış olsa dahi davalının miras bırakanının harici satışı davacıya hak sağlamaz. Bu nedenle davacının iyi niyetli olarak kabulü olanaksızdır. İyiniyetli malzeme sahibi olmayan kişi Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanamayacağından dava reddolunmalıdır....

            Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu dosya kapsamı itibarıyla taraflar arasında tartışma konusu değildir....

            UYAP Entegrasyonu