Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi nitelikli sözleşmenin düzenlendiği tarihte tarafların ortak miras bırakanları ... ölüdür. Her ne kadar sözleşme metninde davalıların yakın miras bırakanı Şengün Tezel vekilinin 50.000 TL karşılığında miras hakkından feragat edildiği belirtilmiş ise de; düzenlendiği tarihte ortak miras bırakanın ölü olması ve sözleşme bütün olarak gözönünde bulundurularak değerlendirildiğinde TMK.nun 677. maddesinde düzenlenen miras payının devri niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Aynı kanunun 1.fıkrasına göre bu tür devir senetlerinin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Başka bir anlatımla, mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payının devrinin geçerli olması için noterde yada tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir. Ayrıca, davalı tarafça sözleşmede belirtilen devir bedelinin ödenmediği de ileri sürülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ...'nin sağlığında kendilerini miras hakkından mahrum etmek amacıyla ve saklı payı zedeleme kastıyla 9 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalı ...'e ve torunu diğer davalı ...'ye rücu şartı ile hibe ettiğini, daha sonra rücu şartını da kaldırdığını, 71 ve 161 parsel sayılı taşınmazları da kayıtsız ve şartsız olarak davalı ...'e hibe ettiğini, murisin tasarruflarının tenkise tabi olduğunu ileri sürerek, davacıların saklı payını aşan temliklerin tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., davaya bir diyeceği olmadığını belirtmiş, diğer davalı ise bir savunma getirmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., babası ...’ın 11 parsel sayılı taşınmazını oğlu Murat’ın kayınvalidesi olan davalıya temlik ettiğini, babasının hukuki işlem ehliyetine haiz olmadığını, Murat’ın babasının hastalığından faydalanarak kendisini miras hakkından mahrum bırakmak amacı ile temliki sağladığını, işlem karşılığında bedel alınmadığını ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile babası ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında ...’ın vefat etmesi nedeniyle mirasçılardan ... müdahale talebinde bulunmuş, davacılar tapunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, işlemin gerçek satış olduğunu, temlik tarihinde ...’ın ehliyetli ve davacının da satıştan haberdar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Davalılar, davacının ..... 27.Noterliği’nin 11.09.1997 tarih ve ..... yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki miras hak ve hisselerinden ivazsız olarak lehlerine feragat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının 11.09.1997 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ile kendisine intikal edecek miras hakkından peşinen feragat etmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.70....

          ın zilyetliğinde olan taşınmazların bir bölümünün kadastroca 106 ada 42, 45; 103 ada 13; 215; 216; 111 ada 85, 86, 87; 1439 parsel numaraları ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, bir bölümünün de muris tarafından bağış suretiyle davalılara devredildiğini ,davalıların el ve işbirliği içinde dava konusu taşınmazları davacı ve diğer kız kardeşlerini miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla hareket ederek tespit,satış ve bağış suretiyle adlarına tescil ettirdiklerini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, zamanaşımı ve esastan davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, muvazaa olgusunun gerçekleşmediği, hile iddiasının ve tenkis isteminin ise hak düşürücü süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmazda fiili taksimin olmadığını, miras taksimi yapılmış olduğunu, 1566 nolu parsel paylı tescil edilmiş olduğunu, satışın karşılıksız miras hissesine karşılık veya akrabaya yapıldığının kanıtlanamadığını, dava konusu hissede pay satan paydaş ve davalının hissede aynı zemini kullandığı sabit olduğu anlaşıldığından fiili taksimden söz edilemeyeceği yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir....

            hakkından yoksun bırakmak amacıyla yapılmadığını, dava dilekçesinde iki taşınmaz ile ilgili olarak yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu, davacıdan mal kaçırmak, davacıyı miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla bu işlemlerin yapıldığı iddialarının mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, açılan mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmişlerdir....

            E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil (miras payı oranında) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

              Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

                UYAP Entegrasyonu