Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mah.sinin 2014/87 Esas, 2017/439 Karar sayılı temyizde bulunan davasında ise temyiz talebinden feragat edeceğini, istinaf hakkı ve temyiz taleplerinden feragatlerde 11.temmuz 2018 tarihine kadar (Yani anlaşmanın imzalanmasından 24 saat içinde) yapılmasının mecbur tutulduğunu, Denizli 1.İcra Müdürlüğünün 2018/3858 sayılı dosyasındaki kabul edilen 150.000 TL üzerindeki alacak hakkından feragatler - ile istinaf ve temyiz haklarından feragatlerin gayrikabilirücu olarak yapıldığı hususunun da açıkça belirtildiğini, Davalılar ödemesi gereken 28.750 TL nin 28.000 TL sinin nakit olarak ödediklerini, ancak buna karşılık T1 29.06.2018 tanzim tarihli 28.000 TL teminat senedi davalılardan T3 protokol gereği teslim edildiğini, miras taksim sözleşmesi gereği taşınmazların devirleri yapıldığında teminat senedi iade edileceğini ve bakiye 750.TL de T1 ödeneceğini, miras sözleşmesinde belirtilen taşınmazların devrinin de 31.07.2018 tarihine kadar yapılacağının taraflarca kabul ve taahhüt edildiğini...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında olduğu iddia edilen alacağın tapu devrinden kaynaklanan bir alacak olduğunu, davacının müvekkile 2017 yılında kendilerine ebeveynlerinden miras kalan taşınmazda bulunan payını satış yoluyla devrettiğini, satış işlemi yapılırken tapu müdürlüğü tarafından taraflara aralarında herhangi bir alacak verecek kalıp kalmadığı sorulmuş, müvekkil tarafından davacı ve kardeşlerine miras olarak kalan taşınmazın satış alımı gerçekleştirildiğini, bütün kardeşlerin taşınmaz üzerindeki hakları ödenerek söz konusu taşınmaz satış alındığını, davacının da diğer kardeşlerin de taşınmaz satımı nedeniyle hiçbir alacağı kalmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine davacının kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında olduğu iddia edilen alacağın tapu devrinden kaynaklanan bir alacak olduğunu, davacının müvekkile 2017 yılında kendilerine ebeveynlerinden miras kalan taşınmazda bulunan payını satış yoluyla devrettiğini, satış işlemi yapılırken tapu müdürlüğü tarafından taraflara aralarında herhangi bir alacak verecek kalıp kalmadığı sorulmuş, müvekkil tarafından davacı ve kardeşlerine miras olarak kalan taşınmazın satış alımı gerçekleştirildiğini, bütün kardeşlerin taşınmaz üzerindeki hakları ödenerek söz konusu taşınmaz satış alındığını, davacının da diğer kardeşlerin de taşınmaz satımı nedeniyle hiçbir alacağı kalmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine davacının kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

    Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

      Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

        Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

          Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili "Samsun İli, Terme İlçesi, Kesikkaya Mahallesi 289 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kadastro çalışmaları yapıldığını ve kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın davacı T1'e miras payı olarak verilmiş yer olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşamasının miras hakkından ve zilyetlik hakkından feragat ettiği anlamına gelmeyeceğini, kendisinin düzenli olarak yaz aylarında Türkiye'ye geldiğinde miras payı olarak kendisine kalan parselde ve üzerine inşa ettiği evde ikamet ettiğini, dava konusu parselin müvekkiline babası Hamdi Orhan'dan miras kaldığını, o tarihten beri de zilyet olarak maliki olduğunu, fiili hakimiyetin geçici nitelikteki sebeplerle kullanılmaması veya kullanma olanağının kalkmasının zilyetliği sona erdirmeyeceğini, müvekkilinin dava konusu parseldeki zilyetliğini hiçbir zaman kaybetmediğini, parsel üzerindeki evi de kendisinin inşa ettiğini, bir kimsenin kendisine ait olmayan bir taşınmaz üzerine ev inşa etmesinin hayatın...

            doğmayacağı, bu nedenle; yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralının, geçmişe de etkili olacağı bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, bu itibarla; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 1. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ve 26/11/2022 tarihinde yürürlüğe giren "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür." hükmü ve usul kurallarının derhâl uygulanırlığı ilkesi gereğince, malik olunan taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin olarak açılan işbu davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun Ek.1. maddenin 1. fıkrası uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmakla davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden; 03/09/2022 tarih ve 31942 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Görevsizlik...

              UYAP Entegrasyonu