Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü üzere davalı, mirasçı sıfatı bulunmayan üçüncü şahıs konumunda olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nın 637- 639. maddeleri kapsamında miras hukukuna dayalı miras sebebiyle istihkak iddiasından kaynaklanmaktadır. Şu halde dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 495- 682. maddelerinin düzenlendiği 3. Kitabının 2. Kısım, 2. Bölümünde yer alan ve "Miras Sebebiyle İstihkak Davası" başlığını taşıyan 637, 638 ve 639. maddelerine ilişkin olup söz konusu uyuşmazlığın, miras hukukundan kaynaklı alacak istemine yönelik olduğu, bu nedenle inceleme görevinin Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 01.07.2022 tarih ve 1047 sayılı kararının 3. Hukuk Dairesi işbölümünün 26. maddesinde yer alan "4721 sayılı TMK'nın 'Miras Hukuku' (TMK 3. Kitap) hükümlerinden kaynaklanan ve diğer dairelerin görevine girmeyen davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar, " ibaresi gereğince 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis-alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı alacak istemine ilişkindir....

      Davacı, miras bırakanı ...'in maliki olduğu 216 parsel sayılı taşınmazını damadı ...'a 20/02/2009 tarihinde satış suretiyle muvazaalı olarak devrettiğini, muris babasıyla aralarındaki ailevi anlaşmazlık nedeniyle kendisini miras hakkından mahrum etmek amacıyla taşınmazın temlik edildiğini, para ödenmediğini, ölünceye kadar muris tarafından kullanılmaya devam edildiğini temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek 216 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalılar, miras bırakanın maddi sorunları nedeniyle, taşınmazını satılığa çıkardığını, damadı Kemal'in taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, Kemal'in 2009 yılında ölümünden sonra, taşınmazla miras bırakanın ilgilendiğini, satışın gerçek olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, satışın gerçek olduğu, işlemde muvazaa bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Üye ...'...

        Mahkemece, Samandağ Noterliğinde düzenlenen 22.10.2007 gün 8689 yevmiye numaralı feragatname ile davacının 20.000 lira karşılığında miras hakkından feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 898 sayılı parselin tümü ile 897 sayılı parselin 2/3 payı mirasbırakan Recep’e aitken değişik tarihlerde paylarını çocuklarından bir kısmına bağış ve satış suretiyle temlik ettiği, 897 sayılı parselin 1/3 payı mirasbırakan Safa’ya aitken bunun 780/2400 payını 23.04.1982 tarihinde oğlu Malik Doğan’a satış suretiyle devrettiği, her iki parselin ifrazı sonucu çekişme konusu parsellerin oluştuğu kayden sabittir. Davacı 22.10.2007 tarihinde Samandağ Noterliğinde düzenlendiği belge ile babası Recep ile annesi Safa tarafından kardeşlerine temlik edilen taşınmazlardaki miras hakkından 20.000 TL. karşılığında feragat etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanları ... ... ... Şirketi'indeki paylarını 13.06,2005 tarihinde davalı oğulları ... ... 'a devrettiğini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, şirket hisselerinin yasal miras payı oranında iptali ile adına tesciline; olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının ... Noterliği'nce düzenlenen 26.07.1989 tarihli "mirastan feragat sözleşmesi" ile miras hakkından feragat ettiği ve böylece mirasçılık sıfatını kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            Hukuk Dairesine ait bulunduğu, davacıların öncelikli taleplerinin vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı alacak olduğu, uyuşmazlığın miras hukukundan kaynaklanmadığı, gerek bu talebin gerekse ikinci kademe istem olan tenkisin Dairemiz görev alanı içinde kalmadığı ancak ilgili Dairece gönderme kararı verildiğinden istinaf itirazlarının inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın 5235 sayılı Yasanın 35/1.maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi....

            Somut olayda; davalı T2 sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, dava konusu taşınmazlardan doğan hakkını yıllar önce davalılardan alıp bu dava konusu taşınmazlardaki miras hakkından vazgeçtiğini, bu durumun bütün davalılarca bilindiğini, davanın hiçbir aşamasında davacıya mirastan doğan hakkını alıp almadığının sorulmadığını beyan etmiş ise de; dava ortaklığın giderilmesi davası olup ileri sürülen hususların bu davada görülmesinin mümkün olmadığı, mahkemenin tapu kaydı ile bağlı olduğu, davalı tarafça bu konuda açılmış bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığı, dava açmak için de talepte bulunmadığı anlaşıldığından istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

              Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır....

                Dava, davacıların ortak miras bırakanının davalıya muvazaalı olarak sattığı ticari aracın trafik kaydının davacıların miras payları oranında iptali-tescili ve ecri misil isteminine ilişkindir. Mahkemenin kabul gerekçesinde belirttiği ........1974 tarih ve .../... Sayılı ......

                  UYAP Entegrasyonu