İlk derece mahkemesince, ortaklığın giderilmesi davası sona erdikten ve verilen karar kesinleştikten sonra aynı taşınmaz hakkında açılan sağ kalan eşe miras payına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkının tanınması davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle bazı farklıkları olan davalardır. Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde, aile konutunun özgülenmesi davası sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içerdiğinden iki taraflı bir dava olduğu söylenemez....
Mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşe tereke malları arasında bulunan aile konutu ve ev eşyaları üzerinde yasal miras payına mahsuben mülkiyet hakkı, eğer haklı nedenler varsa mülkiyet yerine oturma veya intifa hakkını isteme olanağı getirmiştir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir. Eğer eşin mirastan payına düşen miktar aile konutunun değerini karşılamıyorsa, eş miras payı dışında kalan aile konutunun değerini ödeyerek onun mülkiyet hakkını talep edebilecek, bakiye değeri ödeyecek gücü yok ise aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkı talep edebilecektir. Bu madde gereğince, eşin miras hakkına mahsuben aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etmesinde, öncelikle mülkiyet hakkı talebinin değerlendirilmesi gereklidir. İntifa hakkı tanınmak suretiyle özgüleme için haklı sebeplerin varlığını aramak gerekmektedir. (Yargıtay 14....
Dava, Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı “aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi” istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır”, hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi, ev ve eşya üzerinde mülkiye ve intifa hakkı tanınması ... ile ......
daki taşınmaz yönünden aile konutu olarak tespiti ve taşınmaz üzerinde TMK'nin 240 veya 652. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı tanınması istenmiştir. Birleşen dava dosyasında ise davacı tarafça TMK'nin 227 madesi gereğince ...'daki taşınmaz için 5.000,00 TL ve Kartal'daki taşınmaz için 2.500,00 TL olmak üzere alacak talep edilmiş ve yine ...'daki konut ile ilgili olarak aile konutu olduğunun tespiti ve taşınmaz üzerinde TMK'nin 240 veya 652. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı tanınması istenmiştir. Davalı vekili, murisin malvarlığının edinilmesinde davacının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya talebinin TMK 240. maddesi gereğince 'katılma alacağını mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı yoksa TMK 652. maddesi gereğince 'miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması veya intifa hakkı tanınması' mı olduğu açıklattırılarak sonucuna göre, öncelikle görev hususu düşünülmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Birleştirilen davada davacı, davalıların murisi olan eşi ...’in 10.06.2009 tarihinde vefat ettiğini, 843 ada 53 sayılı parselde 3 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı evin aile konutu olduğunu, TMK'nın 652 maddesi uyarınca intifa hakkının müvekkili adına tahsisine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ortaklığın giderilmesi olarak açılan asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı- birleştirilen dosyanın davacısı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir....
Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca, eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut (aile konutu) varsa sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Yargıtay 14. HD'nin 2016/12589 Esas - 2020/266 Karar sayılı, 13.01.2020 tarihli ilamına göre; Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Yargıtay 14....
Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca, eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut (aile konutu) varsa sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras haklarına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Yargıtay 14. HD'nin 2016/12589 Esas - 2020/266 Karar sayılı, 13.01.2020 tarihli ilamına göre; Dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulduğuna göre artık bu şerh, ortaklığın giderilmesine engel teşkil eder. Tapu kaydındaki aile konutu şerhi terkin edilmediği müddetçe ortaklığın giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir. Yargıtay 14....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davaya konu taşınmazın her ne kadar aile konutu olsa da davacının eşinin vefatı ile taşınmazın aile konutu olma özelliğini yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK m. 194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK m. 240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK m. 240/3)....