WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 27.06.2005 tarihli ve 2005/1077 Esas, 2005/997 Karar sayılı mirasçılık belgesinde murisin terekesinden 1/2 oranında miras payı verilmiş ise de veraset ilamının iptaline ilişkin olarak açılan dava sonucunda mahkemece davanın kabulü ile murisin eşinin mirasçılarına 1/4 mülkiyet hakkı yanında ayrıca 1/2 oranında intifa hakkının da intikal edeceği belirtilmiştir. İntifa hakkı, intifa hakkı sahibinin ölümü ile sona erer ve çıplak mülkiyet sahibinin hakkı intifa hakkının sona ermesi ile tam mülkiyete dönüşür. Bu nedenle 1980 tarihinde öldüğü anlaşılan murisin eşi ...'ın ölümü ile kendisine miras payı olarak intikal eden intifa hakkının sona ereceği ve 1/4 payın mirasçılarına intikal edeceği kuşkusuzdur....

    İDDİA, SAVUNMA VE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa eşin vefat etmesi nedeniyle taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiğini, evlilik birliği içinde edinilen ve müteveffa eş adına tapuda (1) Eskişehir İli, Odunpazarı Mah, 488 ada, 3 parsel, (2) Eskişehir İli, Tepebaşı Mah., 465 ada, 25 parsel, (3) Eskişehir İli, Tepebaşı Mah., 6323 ada, 9 parsel ve (4) Aydın İli, Didim İlçesi, Akbük, 3654 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazlar bulunduğunu, bu taşınmazlardaki eşin mirasçıları olan davalıların miras payları üzerinde davacının mal rejiminden kaynaklanan tasfiye alacağı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 250.000,00 TL katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağının, eşin vefat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte miras payları oranında davalılardan tahsili, ayrıca alacak hakkına masuben Aydın İli, Didim İlçesi, Akbük, 3654 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazda mülkiyet hakkı tanınarak bu taşınmazın tapusunun iptali...

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...’un, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 2 numaralı bağımsız bölümün ½ payını, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci eşi davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, aynı zamanda taşınmazın tamamı üzerinde davalı lehine intifa hakkı tanıdığını, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalı adına olan ½ payının tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmazsa tenkisini ve davalı lehine tesis edilen intifa hakkının da kaldırılmasını istemiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamış; aşamalarda, mülkiyet hakkının tespiti ile aile konutu şerhine ilişkin dosyalar bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur....

      Değerli çoğunluk, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olan eş, diğer eşin "açık rızası bulunmadan" üzerinde aile konutu şerhi bulunmayan taşınmazını devretmişse işlem tarafı üçüncü kişinin varsa "iyiniyeti korunur" düşüncesindedir. Düşüncemize göre aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olan eş, diğer eşin "açık rızası bulunmadan" üzerinde şerh bulunmayan aile konutunu devretmişse hiçbir şekilde işlem tarafı üçüncü kişinin "iyiniyeti korunmaz." Başka bir anlatımla değerli çoğunluk, aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini istememişse işlem tarafı üçüncü kişinin "kötüniyetini kanıtlamak" (TMK m. 1023) zorundadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, mülkiyet hakkı bulunmaksızın, aile konutu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 2.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 24.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "açık" olması gerekir. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Nitekim TMK'nın 194. maddesinin uygulanabilmesi için, taşınmazın aile konutu niteliğini haiz olması gerekir....

          Mülkiyet, ayni hakların en önemli tipidir. 1982 Anayasasının "Temel Haklar Ve Ödevler" başlığını taşıyan ikinci kısmının "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlığını taşıyan ikinci bölümünde yer alan ve "Mülkiyet Hakkı" başlığını taşıyan 35. maddesi; "Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683.maddesi:"Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." hükmünü içermektedir. TMK'nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere "bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....

          ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 24.12.2009 gün ve 63/309 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... dava dilekçesinde, dava konusu 291 ara 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde satın alınarak miras bırakan eşi ...adına tescil edildiğini, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre edinilmiş malların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptaliyle 1/2'sinin adına tesciline, ev eşyalarının ise eşi tarafından bağışlandığından tamamının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, sonradan vekili aracılığıyla sunduğu 24.11.2009 havale tarihli dilekçede ise, dava konusu taşınmazın müşterek aile konutu olduğunu kanunen söz konusu konut üzerinde sağ eşe mülkiyet...

            TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşme sinden itibaren, Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve Anayasa'nın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....

            TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşme sinden itibaren, Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve Anayasa'nın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....

            UYAP Entegrasyonu