Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşme sinden itibaren, Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve Anayasa'nın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Sağ Eşe İntifa Hakkı Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunda miras payına mahsuben sağ kalan eşe intifa hakkı tanınmasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.03.2013 (Pzt.)...

    Mülkiyet, ayni hakların en önemli tipidir. 1982 Anayasasının "Temel Haklar Ve Ödevler" başlığını taşıyan ikinci kısmının "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlığını taşıyan ikinci bölümünde yer alan ve "Mülkiyet Hakkı" başlığını taşıyan 35. maddesi; "Herkes, mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmünü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683.maddesi:"Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." hükmünü içermektedir. TMK'nun 683. maddesinde düzenlendiği üzere "bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....

    Aile konutu Madde 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. … Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. …” ve “İyiniyetli üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1023. maddesi Madde 1023- Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. şeklindedir. TMK 193 maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, TMK 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Özgüleme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

        ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İncesu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 24.12.2009 gün ve 63/309 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... dava dilekçesinde, dava konusu 291 ara 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde satın alınarak miras bırakan eşi ...adına tescil edildiğini, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre edinilmiş malların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptaliyle 1/2'sinin adına tesciline, ev eşyalarının ise eşi tarafından bağışlandığından tamamının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, sonradan vekili aracılığıyla sunduğu 24.11.2009 havale tarihli dilekçede ise, dava konusu taşınmazın müşterek aile konutu olduğunu kanunen söz konusu konut üzerinde sağ eşe mülkiyet...

          Hukuk Dairesi'nin 2012/26800 Esas, 2013/18681 Karar sayılı ilamı) göz önüne alınarak davacı vekiline eksik harcı tamamlamak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekilince eksik 1.707,75 TL harcın yatırılarak, makbuzun dosyaya sunulduğu anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir. ''...4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....

          İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katkı payı ve katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir. Mahkemece tasfiye...

            Dereceden ipotek tesis edildiğini, ipotek tesis işleminin dayanağının müvekkilinin oğlu Mehmet Yaman tarafından 23/10/2012 tarihinde davalı bankadan alınmış olan Tüketici Kredisi Borçlanma Rehin Sözleşmesi olduğunu, ortak çocuk Mehmet Yaman'ın davalı bankadan kredi alırken müvekkilinin eşi Hüseyin Yaman'ın da alınan tüketici kredisine kefil olduğunu ve kredinin teminatı olarak da adına kayıtlı dava konusu taşınmazı bankaya ipotek ettirdiğini, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1 maddesine göre eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutu devredemeyeceğini veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamayacağını, bu madde hükmü ile aile konusu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetlerinin sınırlandırıldığını, aile konutunun maliki olan eşin aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına bir ayni hakla sınırlandıramayacağını...

            Dereceden ipotek tesis edildiğini, ipotek tesis işleminin dayanağının müvekkilinin oğlu Mehmet Yaman tarafından 23/10/2012 tarihinde davalı bankadan alınmış olan Tüketici Kredisi Borçlanma Rehin Sözleşmesi olduğunu, ortak çocuk Mehmet Yaman'ın davalı bankadan kredi alırken müvekkilinin eşi Hüseyin Yaman'ın da alınan tüketici kredisine kefil olduğunu ve kredinin teminatı olarak da adına kayıtlı dava konusu taşınmazı bankaya ipotek ettirdiğini, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1 maddesine göre eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini, aile konutu devredemeyeceğini veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlayamayacağını, bu madde hükmü ile aile konusu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetlerinin sınırlandırıldığını, aile konutunun maliki olan eşin aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına bir ayni hakla sınırlandıramayacağını...

            UYAP Entegrasyonu