WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/12/2014 NUMARASI : 2014/1474-2014/1510 Dava, Türk Medenî Kanununun 652. maddesi uyarınca aile konutu üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması ve evin sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 23/2. maddesinde, “Bölge Adliye Mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 04/12/2012 tarihli görevsizlik kararına karşılık Ankara 5. Aile Mahkemesince de 10/07/2013 tarihli görevsizlik kararı verildiği, bunun üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/02/2014 gün, 2013/19794 -2014/2750 sayılı kararı ile Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği görülmüştür. Bu kararın mahkemeleri bağlayıcı özelliği vardır....

    “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1)....

      Sulh Hukuk Mahkemesi ve...Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik,İzmir 10.Sulh Hukuk Mahkemesince de iade kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için ....Sulh Hukuk Mahkemesince gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sağ kalan eşin miras hakkına mahsuben ev eşyalarının üzerinde mülkiyet hakkı tanınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 652. Maddesine göre, eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Bu tür işlerde görev sulh hukuk mahkemesine aittir....

        Davalılar vekilinin TMK'nın 240. maddesi kapsamındaki istinafı hakkında; Türk Medeni Kanununun 240. maddesi; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası ve eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisinin katılma alacağı hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini; Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesi ise; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça TMK'nın 652. maddesi kapsamında miras haklarına mahsuben taşınmazla ilgili mülkiyet hakkı talebinde bulunduklarını, bu amaçla sulh hukuk mahkemesinde açtıkları davada, kendilerine eldeki davayı açmak üzere süre verildiğini bildirmiş olup, TMK'nın 240. maddesi kapsamında bir talep bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İntifa hakkı tesisi ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki intifa hakkı tesisi davasının kabulüne dair Salihli 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 12.11.2009 gün ve 317/712 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ... ile ortak miras bırakan ...'nın evlilik birliği içinde edindikleri ve 35 yıl boyunca birlikte yaşadıkları 2017 ada 36 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanın 06.04.2008 tarihinde ölümü ile davacılar ve davalıya intikal ettiğini, taşınmaz aile konutu niteliğinde olup, davacı ...'in hayatının geri kalan kısmını bu konutta geçirme arzusunda olduğunu açıklayarak lehine intifa hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ......

          Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının TMK'nın 652. Maddesi uyarınca aile konutunun kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle konutun aile konutu olduğunun tespitine ilişkin kararın Türk Medeni Kanununun 652. maddesindeki hukuki yarar çerçevesinde verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalının istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir” (TMK.m.652/2). Evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile eşlerin birinin ölümü sebebiyle sona ermesinin, hukuki sonuçları farklıdır. Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Diğer durumlarda ise eşler birbirine mirasçı olamazlar. Eldeki davada, yargılama sırasında davalı erkek eş ölmüş, bu sebeple evlilik sona ermiştir....

            “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” (TMK.m.194/1). “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklemek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır” (TMK.m.240/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1)....

              Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davada sulh hukuk mahkemesinin görevli olmadığını, davacının derdest paylaştırma davasında verilen süreye uymayarak işbu davayı açtığını, kararın kamu düzenine aykırı olduğunu, paylaştırma davasının derdest olduğunu, dava konusu dairenin aile konutu olduğuna dair açılan davanın süresinde olmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 nci maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 nci maddesi; "Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir." 2....

                Dosya arasında yer alan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlardan aile konutu olan 103 ada 97 parselde bulunan 15 nolu dairenin değeri 174.000 TL, eşler adına ½ oranında kayıtlı bulunan 13 ada 47 parseldeki yazlık evin değeri 150.000 TL, ev eşyalarının ise 4.442 TL sı olduğu belirlenmiştir. 103 ada 97 parsel tapuda ½ payı davacı, diğer ½ payı ise miras bırakan ...’ın ölümü üzerine intikal suretiyle iştirak halinde mülkiyet hükümleri uyarınca davacı ve davalılar adına tescil edilmiştir. 13 ada 47 parsel ise ½' şer paylı olarak davacı ile miras bırakan adına kayıtlı bulunmaktadır. Mirasçılık belgesine göre davacı ... ölen eş Yaşar adına bulunan ½ oranındaki payda da 8640/17280 oranında miras hakkına sahiptir. Diğer bir deyişle davacı taşınmazlarda ¾ oranında miras hakkı sahibidir....

                  UYAP Entegrasyonu