Mahkemece mirasın reddi kararının 16/11/2018 tarihinde kesinleştiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece davacıya hangi tarihte murislerinin mirası reddettiklerini öğrendikleri yönünde delilleri sorulup, davacı çocukların mirasın reddi tarihindeki yaşları da gözetilerek, kendilerin veya velilerine mirasın reddine veya kendilerinin mirasçı olduğuna dair bir mahkeme kararının tebliğ edilip edilmediği, özellikle mirasın reddine ilişkin dava dosyasının incelenerek davacılara bu dosyada bir tebligat yapılıp yapılmadığı incelenmeli, davacının beyan ettiği tasarrufun iptali davasının hangi tarihte davacılara tebliğ edildiği incelenmeli, davacıların beyanının aksine bir öğrenme tarihi tespit edilemez ise mirasın gerçek reddine karar verilmesi gerekirken, davacının üstsoyunun mirası reddettiğini bilmesi gerektiği kanaati ile dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesi isabetsiz olduğu, Kabule göre de; mahkemece dosya üzerinden karar verildiği, yapılan uygulamanın...
, mirasın reddinin gerçek iradelerini yansıtmadığını, 3.kişileri yanıltmak amacıyla muvazaalı bir işlem olduğunu borçtan kurtulmak ve alacaklıları zarara uğratmak maksadıyla mirasın reddi yapıldığını, yapılan tüm görüşmelere rağmen iyi niyetli çabalarının sonuçsuz kaldığını belirterek Samandağ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/211 Esas 2019/261 Karar sayılı mirasın reddi ilamının iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Reddinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/273 Esas, 2012/492 sayılı Kararıyla mirası gerçek reddi bulunduğunu, davalının 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davayı açtığını belirterek ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/273 Esas, 2012/492 Karar sayılı mirasın gerçek reddi kararının iptalini talep etmiştir. Mahkemece ilk olarak davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin 08.10.2015 tarihli, 2015/9616 Esas, 2015/8686 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK 618. maddesinde düzenlenen mirasçının mirası reddinin murisin borcundan dolayı iptali talebine ilişkin olup herhangi bir süreye tabi değildir....
un amacının işbu mirasın gerçek reddi ile esasen vergi borcunun tahsilini engellemek olduğunu, zira davalı borçlunun bu dönemde eşi ile de anlaşmalı olarak boşandığını, çocukların velayetinin anneye verildiğini, mernise kayıtlı adreslerinden de anlaşılacağı üzere birlikte yaşamaya devam ettiklerini belirterek vergi borcu nedeni ile icra takibini sonuçsuz bırakmak amacıyla ..., ... 1799 Ada, 8 Parselde kaim 234 m2 taşınmazın kendisine intikalini önlemek amacıyla yapmış olduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.02.2010 tarih 2010/448 sayılı mirasın gerçek reddi kararının muvazaalı olması nedeni ile tapunun iptaline ve taşınmazda vergi borcunun tahsili bakımından davacı alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ...'a velayeten ...; açılan davayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemişlerdir....
idarece mirasın kamu alacağının tahsiline engel olmak amacıyla reddedildiği gerekçesiyle tasarrufun iptali davası açıldığı görülmekte ise de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 30. maddesi gereği açılan davanın mirasın reddinin iptaline ilişkin bir dava olmayıp, tasarrufun iptali davası olduğundan ve tasarrufun iptali davasının sonucuna göre bu tasarruftan yararlananlardan amme alacağının tahsil edilmesi söz konusu olacağından, söz konusu davanın da davacının ehliyetli olmadığı durumunu değiştirmeyeceği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1/b. bendi hükmü uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir....
idarece, mirasın kamu alacağının tahsiline engel olmak amacıyla reddedildiği gerekçesiyle tasarrufun iptali davası açıldığı görülmekte ise de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 30. maddesi gereği açılan dava mirasın reddinin iptaline ilişkin bir dava olmayıp, tasarrufun iptali davası olduğundan ve tasarrufun iptali davasının sonucuna göre bu tasarruftan yararlananlardan amme alacağının tahsil edilmesi söz konusu olacağından, söz konusu davanın da davacının ehliyetli olmadığı durumunu değiştirmeyeceği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1/b. bendi hükmü uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir....
Murisin ilâma bağlanmış bir borcu için takip yapıldığında daha önce mirasın reddi kararı almış kişi, kendisine karşı yapılan takip işlemlerinin iptalini ancak şikâyet yolu ile ileri sürebilir. Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir....
ile daha önce davadan vazgeçtiğini bildirdiği halde aynı mahkemeden dosyayı yeniden ele aldırarak mirasın reddi talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/1 E., 2022/105 K, 16/02/2022 tarihli kararı ile borçlunun mirası red talebinin kabulüne karar verildiğini, davalı borçlunun mirası reddetmesindeki amacının müvekkili alacaklı bankayı zarara uğratmak ve alacaklılardan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek davalının mirasın reddine ilişkin Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/1 E., 2022/105 K. mirasın reddi kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davalıların savunmasında miras bırakanlarının ölüm tarihinde terekesinin borca batık durumunda olduğunu savunması neticesinde 2016/156 Esas sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddine karar verildiği, murisin ölüm tarihinde borca batık durumda olduğunun tespit edildiği ve davalılar yönünden mirasın hükmen reddi kararı verildiği. davalıların murisin borçlarından sorumlu tutulamayacakları gerekçesi ile davanın tümden reddine karar verilmiş ise de, söz konusu mirasın hükmen reddi nedeni ile açılan 2016/156 Esas 2017/162 Karar sayılı kararının incelenmesinde davacılardan sadece T3 T4 ve T5 tarafından mirasın hükmen reddi davası açıldığı, davacılarından murisin eşi olan T2 tarafından mirasın hükmen reddi davası açılmadığı, dolayısıyla bu davalının miras bırakanın mirası reddetmiş sayılmasının şu an için mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. TMK 610 maddesi " Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur....