borçlusunu vasiyetname ile mirasından çıkardığını, böylelikle takip borçlusunun gerek babasından intikal eden, gerekse borçlunun babasından annesine intikal edip annenin ölümü ile borçluya geçen tüm malların, mirasın reddi nedeniyle kardeşlere intikal ettiğini, borçluya intikal etmiş bir malvarlığının kalmadığını, buna karşılık borçlu İsmail Dükel'e annesinden intikal edecek hisselere haciz konulduğunu, oysa mirasın reddi kararları üzerine takip borçlusuna intikal eden mal bulunmadığını, mirasın reddi kararı uyarınca takip borçlusuna Tapu Müdürlüğünce hisse intikali ve tescili yapılmadığını, bu nedenle hacizlerin konusunun kalmadığını, icra müdürlüğünden haczin fekki talebinde bulunulduğunu, ancak icra müdürlüğünce 06.12.2021 tarihli tensip tutanağı ile taşınmazların haciz tarihinin vasiyetname ve mirasın reddi kararından önce olduğu, alacaklı vekilince yasal süresinde satış talep edilerek satış avansının yatırıldığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini, vasiyetnamenin 02/05/...
Madde hükmü olduğunu, bu madde hükmünde davanın açılma süresinin düzenlendiğini, madde hükmüne göre "ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." düzenlemesi uyarınca ret tarihinden itibaren 6 ay içinde dava açılması gerektiğini, mirasın ret tarihinin, ret beyanının sulh hukuk mahkemesine ulaştığı tarih başka bir deyişle mirasın reddi davasının açıldığı tarih olduğunu, taraflarınca mirasın reddine dair davanın 26.06.2019 tarihinde ikame edildiğini, davacının davasının en geç 26.12.2019 tarihinde açmış olması gerektiğini, ancak dava tarihinin 17.01.2020 tarihi olduğunu, bu haliyle hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerektiğini, belirterek hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/76 Esas sayılı dosyasında 06.04.2016 tarihinde davanın kabulüne mirasın reddedildiğinin tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Takip tarihinden önce mirasın reddi davası açıldığı, mirasın reddi davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmakla takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için; miras açılmış olmalıdır, ödemeden aciz bir muris bulunmalıdır. Miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmelidir. Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi değildir. Murisin ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş olabilir. Borç mirasbırakana ait olmalıdır. Murisin ödemeden aczi her türlü delille ispatlanabilir. İspat yükü davacıdadır. Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır....
Maddesine aykırılık taşıdığını, zira mirasın reddi için kanunen 3 aylık süre öngörüldüğünü, hak düşürücü süre içerisinde reddilmeyen miras iktisap edilmiş olunduğunu (TMK.nun 610. md), bu sebeple davalı tarafından 3 aylık hak düşürücü sürede usul ve yasaya uygun olarak açılmayan mirasın reddi davasının mahkemece kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırılık taşıdığını, bu süre hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerekirken uyulmadığını, davalının borçlarını ödememek için bu yola başvurduğunu, davaya konu 3228 parsel sayılı taşınmazın satışı talebinden sonra bu durumun ortaya çıktığını, aslında mirasın aktifinin pasifinden daha fazla olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafın amacının borcunu ödememek ve davacıyı zarara sokmak ve alacağı hususunda mahrum etmek olduğunu, zaten hak düşürücü yasal süre bittikten sonra davalı tarafça mirasın reddi davası açıldığını, bu itibarla mahkemece davalıya, muristen kalan mirasın reddine ilişkin kabul kararı kanuna aykırılık taşıdığından dolayı verilen...
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, mirasın reddi kararı nedeniyle davacıların ödeme emirlerine konu borçlardan sorumlu tutulamayacağı, davanın kabulüne ilişkin kararın gerekçesinin mirasın reddi kararı olduğu, mirasın reddi kararından Kurumun davadan önce davacıların Kurum'a ekli mirasın reddi kararları ile yaptıkları itirazlar ile haberdar olduğu anlaşılmakla mahkeme kararının maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı görülmekle davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/2192 Esas sayılı “mirasın reddine dair” mahkeme kararının ...’yü kapsamadığı, ... hakkında mirasın reddine dair bir başka karar olduğu iddiasının ise iddianın genişletilmesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle ... hakkındaki istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlular vekilinin icra mahkemesine 10.02.2015 tarihli başvuru dilekçesinde, mirasın reddine dair.... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/2192 Esas sayılı mahkeme kararına dayandıkları, ancak icra takip dosyası içeriğinden ... hakkında mirasın reddi kararının .... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/2844 Esas sayılı mahkeme dosyasından verildiği görülmüştür. Bu durumda, borçlu ... vekili, takibin iptalini mirasın reddi kararına dayandırdığı için mirasın reddine dair .... Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait dava dosya numarasını yanlış bildirmiş olması yeni bir iddia olmayıp, iddianın genişletilmesi kapsamında değerlendirilemez. Dolayısıyla takip dosyasında borçlu ... hakkında ........
Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/77 esas sayılı dosyası ile mirasın reddinin iptali davası açıldığını, mirasın reddinin iptali davasının sonucu eldeki davayı da etkileyeceğini, mirasın reddinin iptaline karar verildiği halde davacılar yeniden borçlu sıfatına haiz olacağından yerel mahkeme kararı istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak mirasın reddinin iptali davasının sonucu beklenmesi gerektiğini, davacılar, murisin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla pek çok muvazaalı işlemler yaptıklarını, davacılar, murisin mirasını reddetmiş olsalar dahi muris hakkındaki icra takibi 09/11/2020 tarihinde başlatıldığını, davacılar ise mirasın reddi davasını söz konusu takip açıldıktan yaklaşık 8 gün sonra 17/11/2020 tarihinde açtıklarını, takip tarihinden önce kesinleşmiş bir mirasın reddi kararı bulunmadığını, davacılar tamamen murisin alacaklılarını mağdur etmek ve borçlarından kurtulmak için böyle bir yola başvurduklarını, işbu nedenle davacıların sadece takibi durdurmak adına yapmış olduğu şikayetlerinin...
Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda, davacı temyiz dilekçesinde mirasın reddi iradesinden döndüğünü beyan ettiği anlaşıldığında, mahkemece 25.04.2015 tarihinde vefat eden muris ...'ın davacıdan başka mirasçılarının da bulunduğu göz önünde bulundurularak, diğer mirasçılarının, davacının mirasın gerçek reddi beyanından dönmesi konusunda muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz taleplerinin kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/147 esas, 2019/175 karar sayılı kararı ile mirasın reddinin tespiti ve tesciline karar verildiğini, 09.10.2019 tarihinde mirasın reddi kararının kesinleştiğini, mirasın yasal sürede reddedilmiş olduğunu, murisin ölümünden sonra üç aylık mirası ret süresi dolmadan mirasçılar aleyhine icra takibine geçildiğinden takip borçlusu olan mirasçı müvekkillerinin İİK 53. maddesine aykırı olarak başlatılan bu takibi süresiz şikâyet yolu ile iptal ettirme hakkı bulunduğunu belirterek şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mesut Kemal Boynukısa mirasçıları aleyhine İstanbul Anadolu 7. Asliyet Ticaret Mahkemesinin 2018/9842 D.İş sayılı dosyasından senede dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu 6....