Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/201 Esas 2017/357 Karar sayılı kararla mirasın reddi kararının iptaline karar verildiği, Mahkemece reddi mirasın iptali kararının kesinleşmediğinden bahisle takibi iptalinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu kararın bekletici mesele yapılması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesince verilen kaldırılması gerektiği, davacıların yaptığı reddi mirasın iptaline dair açılan davanın tespit hükmünde olmayıp reddi miras yapan mirasçıların hukuka aykırı mirasın reddi kararını ortadan kaldıran iptal davası niteliğinde olduğu, dosya borçlusu avalist Muhammet Kurtul'un yasal mirasçıları olduklarınını hüküm altına alması nedeniyle mirasçılıklarının sabit olduğu, kesinleşmeden icraya konulamayacak ilamlar yasada sınırlı sayıda sayıldığı, reddi mirasın iptali ilamının bunlardan olmadığı, HMK 367....
İcra Hukuk Mahkemesi dosyasının getirtilerek incelenmesi, mirasın hükmen reddi şikayeti hakkında mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına kararının kesinleşmediği görülür ise derdestlikten bu yöne ilişkin davanın reddine karar verilmesi, aksi halde mirasın reddi davasının bekletici mesele yapılması, bu dava sonunda mirasın hükmen reddi kararı verilir ise takibin iptali yönünde hüküm tesisi, anılan dava reddedilir ise borçluların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu görülmüştür. Bilindiği üzere; mahkemece, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde, mahkeme, artık bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi avacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.07.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddi kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirasın reddinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın TMK'nın 617/1 maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Davalıların murisi ..........'ın 16.10.2012 tarihinde vefatı üzerine mirasçıları ..... Sulh Hukuk Mahkemesine yaptıkları beyan ile mirasın reddinin tescilini istemiş, 14.01.2013 tarihinde verilen karar ile mirasın reddinin tespit ve tesciline karar verilmiştir....
Mahkemece, davanın TMK'nun 617. maddesine dayalı, mirasın reddi işleminin iptali olarak değerlendirilerek süre yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda Tasf. Hal. Dereli Çiçekçilik Paz. ... Ltd. Şti.'nin kanuni temsilcisi olan davalı T3 hakkında 6183 sayılı AATUHK'nun 35. maddesi gereğince takip yapıldığı, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, adı geçen borçlunun İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/03/2018 tarihli ve 2018/295 E. 2018/348 K. sayılı ilamı ile 09.01.2018 tarihinde ölen babası muris Ahmet Dereli'nin mirasını reddettiği, davacı vekilinin de mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir (Yargıtay 17. HD'nin 2016/3030 E 2018/7630 K)....
Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir. O halde, şikayetçilerin mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve haczin kaldırılması talepleri süresiz şikayet olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçi-borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Mirasın reddi kararının şikâyetçiler aleyhinde kesinleşen takibe etkisi bulunmayacağından haczin kaldırılmasına ilişkin memur işleminin iptali gerekeceği gerekçesi ile direnme hükmünün bozulması ve karar düzeltme talebinin bu değişik gerekçe ile reddi düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. KARŞI OY Alacaklının 20/09/2013 tarihli memur işleminin iptali yolundaki isteminin icra mahkemesince reddi üzerine dosyayı temyizen inceleyen 12. Hukuk Dairesince bu karar önce onanmış; ancak alacaklı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine yapılan inceleme sonucunda kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda özetle; "mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce alınıp kesinleştiği anlaşılmıştır....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı lehine bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 609 uncu maddesi şöyledir; "Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; mahkemenin 2021/74 esas, 2021/54 karar sayılı ilamına ilişkin kararın 29/01/2021 tarihinde yazıldığı, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde mirasın reddi iptali davası açılabileceği, mahkemenin mevcut dosyadan el çektiği, dolayısıyla bu aşamada yapılacak herhangi bir işlem olmadığı anlaşıldığından iş bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil adına her ne kadar mirasın reddi talep edilmiş ise de, müvekkilin bu husustaki iradesi değiştiğini ve mirasın reddi talebinden feragat etme gereği hasıl olduğunu, bu iradelerinin İstanbul 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinin kararı ile; "Davanın hukuki nitelendirmesi mahkemeye ait olup her ne kadar davacı dava dilekçesinde davalı borçlunun murisinin mirasını reddine dair işlemin İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası olarak nitelendirip , davalı borçlunun mirasın reddine dair tasarrufun iptalini ve haciz ve satış yetkisi tanınmasını talep etmişse de; murisin mirasın reddine dair kararın iptali davası MK 617 maddesinde düzenlenmiş olup, İİK 277 e devamı maddelerindeki tasarrufun iptali davasıyla ilgisinin ve koşulların olmadığından davanın hukuki nitelendirmesi mirasın reddi kararının iptali davası olarak nitelendirmeyi gerektirmiştir. (Benzer nitelikte Y.14.HD'nin 2019/2816 E.-2020/4371 K. Sayılı ilamı) M.K'nun 617....
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesince özetle; Tasarrufun iptali davasının sadece kazandırıcı işlemleri değil aynı zamanda borçlunun mal varlığının artışını engelleyen, alacaklının cebri icra imkanını kısıtlayan işlemleri de konu edinebileceğini, mirasın reddine konu olan terekenin borca batık olmadığını, mirasın reddini gerektirecek hiçbir durum yokken mirasın reddedilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalılar tarafından mirasın alacaklılardan mal kaçırma amacıyla reddediğinin aşikar olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir. Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs....