Kabule göre de, murisin tüm mirasçıları davacı olmamasına rağmen, tüm mirasçıların mirası hükmen reddettikleri anlamına gelebilecek şekilde hükümde "muris ...'ın mirasçılarının mirası reddetmiş sayılmalarına" karar verilmesi de yerinde değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
TMK'nun 612.maddesine göre, “en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir”.Davalının en yakın miraşçıları mirası reddettiğinde konunun miras hükümleri çerçevesinde çözümü gerekir. Bu durumda mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sağlanmalı, anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunmalıdır. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. (HGK'nun3.7.2002,15/572-577; 29.1.1975 ve 1682-100,; Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.1.1995 gün ve 1995/13145,1995/947 sayılı ilamları da aynı doğrultudadır). Olayımıza gelince;Davada davalı olan kiracı Bülent ..'...
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” hükmünü düzenlemiştir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17.11.2014 tarih, 2014/22191 esas - 2014/20926 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere; En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesi'nce iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK. 612/1. madde). Bu durumda; alacaklının, mirasın gerçek reddini tespit ve tescil eden Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurmak suretiyle, Mahkemeyi harekete geçirerek iflas hükümlerine göre (İİK.180, 208 vd. madde) tasfiye işlemlerine geçilmesini sağlaması varsa, alacağını iflas masasına kaydettirmek üzere başvurması, gerektiğinde bu konuda iflas memurluğunu hasım göstermek suretiyle dava açması mümkündür. Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " Davacılar dava dilekçesinde özetle; muris Hasan Erdeniz'in 04/09/2022 tarihinde ölüm haberini aldıklarını, babaları ile 32 yıldır görüşmedilerini, muristen kalan mirası kayıtsız ve şartsız reddettiklerinin tespit ve tesciline, TMK 609. Maddesi uyarınca mirasın reddedildiğine dair kararın özel kütüğe işlenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Dava Türk Medeni Kanunu'nun 605 maddesi gereğince yasal mirasçının kendisine kalan mirası reddettiğinin tespitine ve tesciline karar verilmesi isteğidir. Uyap sisteminden alınan nüfus kaydında muris Hasan Erdeniz'in 04/09/2022 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır....
Davacı vekili dava dilekçesinde, muris T15 yasal mirasçılarının mirası ret ettikleri ve bu sebeple mirasçılık sıfatının müvekkillerine geçtiğini beyan etmiş ve müvekkillerinin murisin mirasını kayıtsız ve şartsız olarak ret ettiğinin tespit ve tescilini istemiştir. Davacı vekilinin dosya arasına mirasın reddi yetkisini içeren vekaletname sunmuş olduğu anlaşılmıştır. TMK'nın 612.maddesinde yer alan "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası ret etmişler gibi hak sahiplerine verilir" hükmü uyarınca somut olayda murisin en yakın yasal mirasçıları olan eşi ve çocuklarının mirası reddetmesi sonucunda miras davacılara geçmeyecek, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Miras kendisine geçmemiş olanların ise mirası ret etmeleri söz konusu olmayacaktır....
Uyuşmazlık, davalı işveren mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu' nun 612 ve devamı maddeleri uyarınca mirasın tasfiyesi yoluna gidilerek, bir tasfiye memuru atanır ve ilgili memurun davaya dahil edilmesi suretiyle davaya devam edilir. Türk Medeni Kanunu' nun 612 ve devamı maddelerine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir....
Nitekim HGK'nun 12.10.2011 tarih 2011/13- 697- 610 Esas ve Karar sayılı kararında da mirası reddeden kişilerin miras paylarının mirası reddetmeyen diğer mirasçılara paylaştırılmak suretiyle veraset belgesi düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Somut olayda, muris T3'in veraset belgesinin düzenlendiği tarihten önce ve süresinde yasal mirasçılar T4 ile T5 mirası reddettikleri anlaşıldığından ilk derece mahkemesince düzenlenen 27.05.2021 tarih ve 2021/849- 899 esas ve karar sayılı veraset belgesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle yukarıda belirtilen esaslar dairesinde yeniden veraset belgesi düzenlenmesi gerektiğinden T4 ve T5 istinaf itirazlarının kabulü ile İlk derece mahkemesinin kararın 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; murisin en yakın yasal mirasçılarının Sivrihisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/499 Esas 2021/151 Karar sayılı ilamı ile mirası reddettikleri, kararın 19/04/2021 tarihinde kesinleştiği, tüm yasal mirasçıların mirası reddetmiş olmasına rağmen iflas hükümlerine göre tasfiye kararı kurulmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; TMK'nın 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer." aynı Kanun'un 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar." TMK'nın 613. Maddesi gereğince, altsoyun tamamının mirası reddetmesi durumunda, bunların payı sağ kalan eşe geçer. Aynı kanunun 612....
nin mirası ve mirasçılarının sayıldığı belirtilmiştir. Buna göre 4/20 pay ... kızı ...'nin tasarrufunda iken 1898 senesinde ölümü ile mirası Erzurum Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.03.1934 tarihli veraset senedi gereği evlatları ..., ... ..., ... ve ...'ye kaldığı, bunlardan ...'in 1906 senesinde ölümü ile mirası oğulları ..., ..., ... ve kızı ...'ya kaldığı, bunlardan ... oğlu ...'nin de 1912 senesinde ölümü ile mirası karısı ... ile evlatları ..., ... ve ...'e kaldığı, ...'nin 1915'de ölümüyle mirası kardeşleri ..., ... ve kendinden evvel ölen kardeşleri ...'in evlatları ..., ..., ... ve ... ile ...'nin evlatları ..., ... ve ...'e kaldığı, gene ... oğlu ...'in de 1915'de ölümü ile mirası karısı ... ve oğulları ...'ye, ...'...
Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610 uncu maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606 ncı maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. 3.2. Miras bırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, miras bırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 3.3....