Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK.nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK. Nun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler. İİK.nun 53. maddesine aykırılık iddiası ise kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olacaktır....
ın 29.10.2015 tarihinde vefat ettiğini, muristen intikal edecek olan mirası ... isimli tek çocuğu olan Berat Pınar Postalcıoğlu’nun Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/826 Esas, 2015/903 Karar sayılı kararı ile mirası kayıtsız şartsız red ettiğini, muris adına açılmış pek çok icra dosyası bulunduğunu belirterek mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 07.09.2020 tarihli ve 2016/14883 Esas, 2020/4607 Karar sayılı ilamıyla "... gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. Öte yandan, TMK'nun 612. maddesi “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” hükmünü düzenlemiştir....
den kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, kararın 27.12.2018 tarihinde kesinleştiği, Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.10.2021 tarih ve 2021/995 E. -2021/1143 K. sayılı kararında ..., ..., ... ..., ..., ..., ... ve ...'un mirasbırakan ...'den kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, kararın 17.11.2021 de kesinleştiği görülmüştür. Dolayısıyla borçlu ...’nün mirasçıları şikayetçiler mirası reddettiklerinden, bu aşamadan sonra muristen intikal eden taşınmazlar üzerinde herhangi bir tasarruf hakları kalmadığı açıktır. O halde, mahkemece şikayetçilerin tasarruf hakkı kalmadığı mallar üzerinde haczin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Türk Medeni Kanununun 612.maddesinde "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin ise mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği" düzenlenmiştir. Yani murisin en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.Bu yasal düzenleme uyarınca, mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde miras ikinci derecedeki mirasçılara geçmez. Tereke tasfiye olunur, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilir. Türk Medeni Kanununun 614.maddesinde mirasçıların sonra gelen mirasçılar yararına mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş ise de, somut olayda bu maddeye göre yapılmış bir mirasın reddi talebi olmadığı gibi, murisin tüm mirascıları mirası red etmemişlerdir....
Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın reddi düzenlenmiş olup, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu' nun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda, yargılama sırasında vefat eden davalının dava ehliyeti sona erdiğinden ve yasal mirasçıları tarafından da davalının mirası reddedildiğinden mirasın, Türk Medeni Kanunu' nun 612. maddesi gereğince sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerekir. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir....
Mahkemece, davalının ölmesi ve en yakın mirasçılarının da mirası reddetmiş olmaları sebebi ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça istinaf edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın reddi düzenlenmiş olup, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/342 Esas 2013/398 Karar sayılı dosyasında reddettiğini, mirasbırakan ...’in ölmeden önce 5 adet taşınmazını davalıya bağış ve satış işlemleri ile devrettiğini, davalının mirası reddinin alacaklı davacıya zarar verme amacı taşıdığını ve reddin kötüniyetli olduğunu beyan ederek mirası reddin iptalini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Davacı, davalının murisinin alacaklısıdır. Kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar. Olağan eğitim ve öğrenim giderleriyle âdet üzere verilen çeyiz, bu sorumluluğun dışındadır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/55 esas, 2010/23 karar sayılı dosyası incelendiğinde ise; davalı ...’ın mirasçısı ...’ın mirası reddettiği anlaşılmaktadır. ......
Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın reddi düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu' nun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda, yargılama sırasında vefat eden davalının dava ehliyeti sona erdiğinden ve yasal mirasçıları tarafından da davalının mirası reddedildiğinden mirasın, TMK’nun 612. maddesi gereğince Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerekir. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirası reddin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04.04.2017 gün ve 2016/18671 Esas -2017/2678 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davacının... 1. İcra Dairesi'nin 2010/1195 sayılı dosyasında davalıdan alacaklı oluğunu, davalının muris ...'tan kalan mirası... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/774-772 E.K. sayılı kararıyla kayıtsız şartsız reddettiğinin tescil edildiğini, murisin terekesinin borca batık olmadığını, davalının borca karşılık teminat göstermediğini ve mirası reddetmekteki amacının alacaklılarından mal kaçırma olduğunu belirterek mirası reddin iptalini talep etmiştir....