dan kalan mirası kayıtsız şartsız reddetmek istediklerini bildirerek mirasın reddedildiğinin tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın süresi içerisinde açılmadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Somut olayda, muris ...'ın 30.10.2011 tarihinde vefat ettiği, muristen intikal eden mirasın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/188 Esas ve 2012 /958 Karar sayılı ilamı ile en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunmuş ve kararın 29.06.2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesi'nce iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK.m.612/1) Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler....
Mirasçılık belgesi isteyenin yahut mirasçılardan bazılarının mirası reddetmiş olmaları mirasçılık belgesi verilmesine engel değildir. Bu belge; muris ile mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Bu nedenlerle; mirası reddeden mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece murisin kızları Hatice ve Hayriye'nin ölüm tarihinden sonra mirastan feragat ettikleri, bu haliyle mirasçıların paylarının hesaplanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru bulunmamıştır....
Bu nedenlerle; mirası reddeden mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının) de gösterilmesi gerekir. Somut olayda, ... maliki ...'in 23.05.2010 tarihinde vefat ettiği ve mirasçısı ... tarafından ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/34 Esas, 2010/286 Karar sayılı ilamı ile murisi ...'in mirasının reddedildiğine karar verildiği anlaşılmıştır. Ölüm tarihinde yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 611/1. Maddesine göre; “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.” hükmü amirdir. Mirası reddedenin miras payının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir....
Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK'nın 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “H.. K..'nun Buldan Sulh hukuk mahkemesinin 24/05/2010 tarih ve 2010/52 Esas, 158 sayılı Kararı ile m.... G... K...'nun mirasını kayıtsız şartsız olarak reddetmesi nedeniyle mirasın paylaşılması sırasında bu hususun göz önüne alınmasına” şeklindeki kabul hatalı olmuştur. Somut olayda, murisin çocuğu H.. K.. mirastan feragat nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybetmiştir. Bu nedenle mirasçılık belgesinde H.....
İSTEM: Davacılar tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; T6 10/02/2018 tarihinde vefat ettiğini, kendilerinin diğer mirasçılar ile birlikte mirasçı durumunda olduklarını, kendileri T5 T4 T1 ve küçükler T2 ve T3 velayeten T1 olarak ölümüne müteakip üç aylık süre içerisinde miras bırakan T6 mirası reddettiğinin tescil edilmesini istediğini, muristen kendilerine kalacak olan mirası, Medeni Yasanın 605. maddesine göre mirası kayıtsız şartsız reddettiğini ve mirası reddettiğinin tesciline kararı verilmesi isteğinde bulunmuştur. YANIT : Dava hasımsız olarak açıldığından, davacıların dava dilekçesine karşı herhangi bir yanıt dilekçesi bulunmamaktadır....
Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-İstanbul). Öte yandan, İİK.'nun 53. maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı, mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK.'nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer, İİK.'...
Yargılama sırasında davalının vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmek istenmiş, mirasçıları olan çocuklarının 3 aylık yasal süre içinde mahkeme kararı ile mirası reddi nedeniyle davalının sağ olan babası tek mirasçı olarak davaya dahil edilmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, kanuni düzenlemeye göre yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payının kendisi sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal edeceği, en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, en yakın kanuni mirasçılardan kastın doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılar olduğu, bu kişilerin ise murisin çocukları olduğu ve tamamının mirası reddettiği bu durumda murisin sağ olan babasının yasal mirasçı sıfatının bulunmayacağı ve borçtan da sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın, reddine karar verilmiştir. Mirasın reddi Yeni Türk Medeni Kanununun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, TMK'nun 614 maddesine göre; mirasçıların mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce istiyebileceğini, bu takdirde ret, sulh hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilmesini, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılacaklarını, bunun üzerine miras iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini ve tasfiye sonunda arta kalan değerler önce gelen mirasçılara verileceği hükmü esas alınarak oğlu Özgür Taylan Öztürk ve kısı Özge Öztürk'e mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulduktan sonra karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava TMK'nun 605/1. maddesi gereğince hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddi istemini ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara yönelik olarak davacı asil tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlayacağı açıklanmış, 610’uncu maddesinde, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız koşulsuz kazanmış olacağı, ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği hüküm altına alınmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 08.05.2012 gün ve 2012/411-921 sayılı kararı ile mirası kayıtsız şartsız reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiğini belirterek, aleyhine başlatılan takibin durdurulması talebi ile icra mahkemesine itirazda bulunduğu görülmektedir. Mahkemece; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.nun 168, 169. maddesi uyarınca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekirken süresi içerisinde itiraz edilmediği görüldüğünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.'nun 53. maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı, mirası kabul veya reddetmemişse, mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için, icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK.'...