Maddesi uyarınca reddetmişler, başlangıçta terekenin borca batık olduğuna inanmaları nedeni ile mirası reddetmişlerse de terekenin borca batık olmadığının anlaşıldığını belirterek reddin iptali talebiyle eldeki bu davayı açmışlardır. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarih ve 2017/4915 esas 2018/1179 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir. Somut olayda davalı Ömür Ali Tuğ velisi T5 muvafakatının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 4721 Sayılı TMK.nun 613. Maddesi uyarınca Altsoyun tamamının mirası reddetmesi hâlinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer....
Hükmü, davalılardan ...TC kimlik no’lu ... ve diğer davalılar ... ile ... ayrı ayrı temyiz etmişlerdir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, hükmü temyiz eden davalılardan ...TC kimlik no’lu ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Diğer davalılar ... ile ...’in temyiz itirazlarına gelindiğinde; dava, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (4721 sayılı TMK m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/819 E. - 916 K. sayılı dosyasında, murisi ...’dan intikal eden miras hissesini kayıtsız ve şartsız reddettiğine dair mahkeme ilamını ibraz ettiğini belirterek davalının murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/819 E. - 916 K. sayılı ilamı ile davalının murisi ...’ın mirasının reddine dair verilen kararın iptali istemine ilişkindir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeteri kadar bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilir....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, mirasın reddinin iptali davasıdır. TMK'nın 617.maddesi uyarınca; borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve mal varlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiye edilir. Sulh hakimi, reddeden mirasçıların yerine kayyım atar, diğer mirasçıların hakları korunur....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, mirasın reddinin iptali davasıdır. TMK'nın 617.maddesi uyarınca; borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve mal varlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası, ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiye edilir. Sulh hakimi, reddeden mirasçıların yerine kayyım atar, diğer mirasçıların hakları korunur....
nın 21.06.2014 tarihinde öldüğünü, babasını hiç tanımadığını, tüm hayatı boyunca bir kere 2007 yılında gördüğünü, babasının öldüğünü kendisine gelen borç tebligatı ile 26.01.2016 tarihinde öğrendiğini, mirasbırakanın borçlarını ve alacaklarını bilmediğini, ileride de borçlarla karşılaşmak istemediğini, 3 ay içinde kayıtsız şartsız mirası reddetmek istediğini, babası ile olan ilişkisini ve geç öğrenme olgusunu kanıtlayacak tanıkları olduğunu beyanla mirası reddin tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın mirasın hükmen reddi niteliğinde olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Davacı, talebinin mirasın gerçek reddinin tesciline ilişkin olduğunu, mirasbırakanın borçlarını ve alacaklarını bilmediğini, mirasbırakanın ölümünü 26.01.2016 tarihinde öğrenerek mirası süresinde reddettiğini, talebinin çekişmesiz yargı işi olduğunu beyanla hükmü temyiz etmiştir....
İstek, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötü niyetle) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup. Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesine dayanmaktadır. Mal varlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler (TMK. m. 617/1). Şu halde, kötü niyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir (TMK. m. 617). Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. Hakkında çok sayıda icra takibi bulunması tek başına acze delalet etmez. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanunu'nda gösterilmiştir. (İİK. m. 105 ve 143)....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2021 NUMARASI : 2020/304 ESAS, 2021/170 KARAR DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, TMK'nın 617. maddesine dayalı mirasın reddinin iptali ile resmen tasfiyesi istemine ilişkindir. Borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve malvarlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar vermek kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabilir. Reddin iptali davasının açılabilmesi için, mirasçının kendisi hakkında ödemeden aciz belgesi alınmasına gerek bulunmayıp, ödememe tehlikesi yeterlidir. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiyesiyle diğer mirasçıların hakları korunur....
Red süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2). Mirası reddetmek isteyen mirasçı alacaklılara husumet yönetmek suretiyle dava açarak, hükmen reddin tespitini isteyebileceği gibi murisi yahut kendisi aleyhine açılmış bir davada hükmen reddin tespitini defi olarak ileri sürme hakkına sahiptir. Ve bu seçimlik hak mirasçıya aittir. Bu nedenle mirasçının açılmış bir davada mirasın hükmen reddin tespitini defi olarak ileri sürmemiş olması, aynı amaçla dava açmasını engelleyen bir husus değildir. Terekenin korunması amacını güden davaya karşı koymak benimseme anlamına gelmez. (2 HD 141974. 2038 E/1987 K)....