Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.03.2013 gün ve 2011/66-2013/97 sayılı kararı onayan Daire’nin 20.12.2013 gün ve 2013/9483-2013/23374 sayılı kararı aleyhinde davalı banka vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Manavgat Şubesi’nde vadeli mevduat hesabı bulunduğunu, kesinleşen cezasından dolayı hükümlü olarak Kepez E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalırken davalı bankaya gönderdiği yazı ile “bilgisi dışında hesabından kimseye ödeme yapılmamasını istediğini” ancak buna rağmen bilgisi ve talimatı olmadan davalı bankadaki parasının Eskişehir Odunpazarı Şubesi'ne aktarıldığını, buradan da boşandığı eşi ...’ın düzenlediği sahte belgelerle hesaptaki paranın çekildiğini,...
Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ticari nitelikteki araç üzerindeki rehnin kaldırılması ve davalı bankadan kullanılan genel-ticari kredinin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. Bu durumda, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre temyiz incelemesini yapacak dairenin Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından belirlenmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Dosyanın YARGITAY HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İnceleme konusu karar, davacının davalı banka tarafından plaka kredisi kullandırılası iddiası ile başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, aracı üzerindeki rehnin kaldırılması istemine ilişkindir. Bu durumda Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın görevi içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değişik 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Yargıtay Hukuk İş bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Otomotiv firmasından davalı bankadan kredi kullanmak suretiyle minibüs satın aldığını, davalı bankaya kredi borcunun tamamını ödediğini, ancak davalı bankanın araç üzerindeki rehini kaldırmadığını, sonrasında yaptığı araştırmada dava dışı ... Otomotiv adlı firma ile bankanın o tarihteki müdürünün organize bir şekilde kendi evrakıymış gibi başka evraklara da imza attırarak insanları birbirine kefil edip borçlandırdığını, kendisinin de hiç tanımadığı ... isminde bir şahsa kefil yapıldığını, bu nedenle aracı üzerindeki rehnin kaldırılmadığını öğrendiğini ileri sürerek, araç üzerindeki rehnin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl borçlu ve davacıya atfen atılan imzaların bu kişiler tarafından atılıp atılmadığının tespitinin gerektiğini, davacı ve asıl borçlunun ceza dosyasında müşteki sıfatıyla yer almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
ın birlikte hissedar olduğ hesaba konan tedbir kararında ... hissesi üzerindeki tedbirin kaldırılmasına, dosya kapsamına göre ... hissesi üzerindeki tedbirin kaldırılması talebinin reddine” karar verilmiştir. 18.12.2008 ve 23.06.2009 tarihli celselerde de yine “tedbirin kaldırılması talebinin reddine...” karar verilmiştir. Mal rejiminden kaynaklı davanın reddine dair mahkeme kararının 8. Hukuk Dairesi'nin 29.11.2011 tarihli ilamı ile bozulması üzerine dosya yeniden esasa kaydedilmiş, bu yargılama devam ederken 17.04.2012 tarihli oturumda davanın davalısı ve karşı davacısı ... vekili (aynı zamanda ... vekili), müvekkilinin bankadaki hesabı üzerine dava dilekçesindeki miktar ile sınırlı olarak tedbir konulmasını talep etmiş, aynı tarihteki 5 nolu ara kararı ile “davalı – karşı davacı vekiline müvekkilinin hesabı üzerinde dava dilekçesindeki miktarla sınırlı olarak tedbir konulmasını (değiştirilmesini) talebinin reddine” karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya verilen ...hesap cüzdanı ile mevduat hesabı açıldığının ve bu hesaptaki paranın davacıya iade edilmediğinin tartışmasız olduğu, konu ile ilgili ceza yargılamasında ve ticaret mahkemelerinde görülen benzer dosyalarda toplanan delillerden davalı ...aracılığıyla tahsil edilen paraların gerçekte hiçbir zaman ... bankasına gönderilmediğinin, davalı banka nezdindeki hesaplarda tutulduğunun, bu şekilde toplanan paranın ...in firmalarına aktarıldığının, ... bankasının paravan olarak kullanıldığının anlaşıldığı, bu durumda davacıya ait mevduat hesabından davalı bankanın sorumlu bulunduğu, davalı ....'...
İcra Müdürlüğünün 2019/26157 Esas sayılı dosyası üzerinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, Alacaklı vekilinin talebi ile rehinli araç kaydına rehnin paraya çevrilmesi ve yakalama şerhi işlenmesine karar verildiği, her ne kadar örnek 8 ödeme emri borçluya bila tebliğ edilmiş ise de borçlu tarafça borca ve yakalama kararına itiraz edildiği ve yakalama kararının durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce, takibin borca itiraz nedeni ile durdurulmasına, borçlunun araç üzerindeki yakalama şerhinin kaldırılmasına yönelik talebin ise takibin şeklinin örnek 8 olması nedeni ile İİK 150 ve devamı maddeleri gereğince reddine karar verildiği, borçlu tarafça işbu kararın kaldırılması istemi ile mahkememizde şikayette bulunulduğu görülmüştür. Şikayet süresindedir. Taşıt rehni, tescile tabi olduğundan diğer menkul rehinlerinden ayrılarak ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takiple benzer özellikler taşımaktadır....
Mevduat hesabı birden fazla kişiye ait iken mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa hesaptaki paralar eşit paylara bölünür ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenir, hesap sahibi payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket eder, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibinin mirasçılarına karşı sorumlu olur. Dosya içeriğinden somut olayda; İhsan Türkcan'ın 01/07/2018 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak; kardeşi davacı Nezaket ile davalı kardeşi Nizamettin'in kaldığı, davalının abisi İhsan ile müşterek banka hesabının bulunduğu anlaşılmakla, davalı, müşterek hesaptaki paranın yarısı kendisine ait olup, paranın diğer yarısından dolayı davacılara karşı sorumlu olacaktır....
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında Tarımsal Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca borçlunun temerrüde düşmesi halinde müvekkili bankanın takas ve mahsup hakkı bulunduğunu, mevduat hesabına yatırılan para maaş olduğu belirtilmişse de, müvekkili banka açısından hesabın sadece mevduat hesabı olduğunu, sözleşme gereğince müvekkili bankanın borca mahsup hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan mevduat sözleşmesinin 3.7-e fıkrasında belirtildiği şekilde davalı tarafa takas yetkisinin verildiği, bu takas yetkisine istinaden blokenin konulduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir....
Somut olayda, yargılama aşamasında sigortalı araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan banka 13.7.2010 tarihli yazısı ile tazminatın bankaya ödenmesi halinde muvafakat edecekleri belirtilmiş, mahkemece bu yazıya göre banka şubesinin muvafakatı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyiz dilekçesi ile dosyaya sunulan rehin hakkı sahibi banka şubesinin 15.10.2010 tarihli yazısı ile araç üzerindeki rehnin kaldırılması için ilgili trafik şube müdürlüğüne yazı yazıldığı anlaşılmıştır.Her ne kadar temyiz aşamasında yeni delil ibrazı mümkün değilse de, bankanın rehin hakkının kaldırılmış olması aktif husumete yönelik bulunmasına göre yargılamanın her aşamasında husumetin re'sen gözetileceği dikkate alınarak, mahkemece rehin hakkı olan banka şubesinden rehnin devam edip etmediği, dava açılmasına ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatinin olup olmadığı araştırılarak, bankanın rehin hakkının kaldırıldığı veya muvafakati sağlandığı takdirde yargılamaya...