nın oğlu ... adına 06.08.1986 tarihinde davalı bankada vadeli mevduat hesabı açtırdığını ve toplam 23.000 TL para yatırdığını, müvekkilinin hesap açılışı yaparken ilgili şubede vadeli mevduat hesap defteri kalmadığından müvekkiline 18 yaşına kadar para çekilemez ibaresi bulunan vadesiz mevduat hesap defteri verildiğini, müvekkili ...’nın 25.11.2011 tarihinde davalı bankaya başvurduğunu ve davalı tarafından hesaptaki güncel tutarın 2,3 kuruş olduğunun bildirildiğini, oysa hesabın açıldığı dönemden itibaren davalı bankanın mevduatı kullanarak ve bu mevduatı işleterek kazanç ve kâr sağladığını ileri sürerek yatırılan paranın yatırıldığı tarihten itibaren 18 yıllık vade işletilerek ve devam eden yıllar içinde işletilmesi gereken faiz tutarları ile birlikte, dava tarihindeki alacağının güncel karşılığının tespiti ile bu bedelden şimdilik 23.000,00 TL'nin dava tarihi itibari ile işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün ...Bankası'nda bulunan banka hesabına haciz konulduğunu, ancak bu hesabın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6/son, İİK'nun 82. ve 6183 sayılı Kanun'un 70. maddesi gereğince haczedilemeyeceğini, bu hesaptaki paraların kamu hizmetinde fiilen kullanıldığını ileri sürerek, haczin kaldırılması talebinde bulunduğu, mahkemece, haczedilen hesabın havuz hesabı niteliğinde olduğuna dair bilirkişi raporu hükme esas alınarak şikayetin reddedildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, ... Bankası'nın 08.5.2014 tarihli icra müdürlüğüne hitaben gönderdiği yazı gereğince, şikayet konusu banka hesabının borçlu ... İl Özel İdaresi'ne ait olduğu, İl Özel İdareleri'nin 6360 sayılı Kanun'la kapatılarak ...'na devredilmesi nedeniyle haczin, ... Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında uygulandığı görülmektedir. İİK'nun 82/1-1. maddesi gereğince; devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez. O halde, mahkemece, haczedilen hesabın ...'...
Şubesinden araç kredisi kullandığını, müvekkillerinin sözleşmeyi kefil olarak imzaladıklarını, Banka tarafından araç üzerine rehin konulduğunu, bu rehnin kaldırılması için 22.04,2005 tarihinde müracaat ederek 14. ve 15. Taksitler ile bakiye borcun tamamını ve rehin kaldırma ücretini ödediklerini, ancak; davacı bankanın kredili mevduat hesabında borç bakiye bulunması nedeni ile rehni kaldırmadığını, 02.04.2005 tarihinde ... Bankası ......
ın katılanı telefonla aradığı ve galeride buluştukları, pazarlık sonucu aracın 58.000 TL'ye peşin ödeme yapılması şartıyla satışında anlaştıkları, aracın üzerindeki rehnin kaldırılması için sanık ... tarafından katılana 10.000 TL verildiği ve rehnin kaldırıldığı, kalan 48.000 TL'nin ödeneceğini söyleyen sanığa inanan katılanın aracı sanık ...'ın yanında çalışan diğer sanık ...'...
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı ...'ın müşterisi dava dışı ...'ın 02/02/2015 tarihinde 70.000,00 TL tutarında 120 ay vadeli konut kredisi kullandığını, davalı bankanın konut kredisinin teminatını teşkil etmek üzere mülkiyeti ...'a ait olan gayrimenkul üzerinde 02/02/2015 tarihinde 1.derecede 140.000,00 TL tutarında ipotek tesis etmiş olduğu, davalı banka müşterisi ...'ın konut kredisi ödemeleri devam ederken ...'ın ...bank lehine ipotek verdiği taşınmaz üzerindeki rehnin yine devam ederken davacı bankanın aynı taşınmaz üzerinde 16/02/2017 tarihinde 2.derecede 110.000,00 TL limit dahilinde ipotek tesis etmek suretiyle dava dışı ... 'na 110.000,00 TL tutarında 60 ay vadeli konut kredisi kullandırdığını, taşınmazın mülkiyetinin ...'...
Ancak ihtiyati haciz isteyen alacaklı banka, asıl borçlu yönünden zaten rehin tutarının üzerindeki kısım için ihtiyati haciz talep etmiş olup bu nedenle asıl borçlu yönünden ihtiyati haciz isteminin reddi doğru olmadığı gibi, 6098 sayılı TBK 586/2. maddesi gereğince rehnin alacağın tamamını karşılamayacağının açıkça belli olması karşısında, kefiller yönünden de ihtiyati haciz isteminin reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Müşterek hesabı açan ve müşterek mevduatın konusu olan parayı yatıran hesap sahibinin sözleşmeyi imzalaması ile sözleşmenin banka ile diğer hesap sahipleri arasında kurulmuş olduğunun kabulü gerekir. Diğer müşterek hesap sahiplerinin imzalarının sözleşmede bulunmaması sonucu etkilemez. Müşterek hesap açılırken bankaya aksine bir anlaşma sunulmamışsa, bankadaki müşterek hesabın, aktif teselsüllü müşterek hesap olduğu kabul edilmektedir. Müşterek hesaptaki paylar, aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Mevduat hesabı birden fazla kişiye ait ise, mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. (HGK,12.07.2006 tarih 2006/3-517/525E.-K.)...
HUKUK DAİRESİ Dava; davacı tarafça davalı bankadan kullanılan, tüketici-ihtiyaç kredisi, kredili mevduat hesabı ve kredi kartı borcu nedeniyle davacının maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Öte yandan, haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığının kabulü zorunludur. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine, havuz hesabı oluşturmasının iyi niyetle de bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHS'nin 6 § 1. ve Ek 1 no'lu Protokol'ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rehnin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasıdaki ticari iş nedeniyle davalı lehine müvekkilinin aracı üzerine 8.000.00.-YTL. bedelle rehin konulduğunu, borç miktarının bittiği için rehnin kaldırılması için açtıkları davada alınan bilirkişi raporunda davacının davalıya 3.000.00.-YTL. borcu bulunduğunun tespit edildiği ve davanın reddine karar verildiğini iddia ederek, 3.000.00.-YTL. borcun mahkeme veznesine depo edilerek rehnin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının verilen süre içerisinde eksik rehin bedeli olan 3.000.00....