Davalı vekili 10/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davanın mükerrer olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulup açılan davada tazminat miktar ve niteliğinin açık olarak belirtilmediğini, meslek hastalığının kurum işyeri çalışmalarından doğmadığını, meslek hastalığının doğmasında müvekkilin kasıt veya ihmalinin bulunmadığını, kurum maden ocaklarında meslek hastalıklarının önlenmesi için işçi sağlığı mevzuatının gerektirdiği her türlü teknik ve tıbbi önlemi aldığını, meslek hastalıklarının nitelikleri gereği ne kadar önlem alınırsa alınsın önlenemeyen hastalıklardan olduğunu, davacının olay sonucu efor kaybının olmadığını, meslek hastalığının oluşumunda davacının müterafik kusuru ile kaçınılmazlık durumunun zarar hesabında dikkate alınması gerektiğini, bu itibarla Borçlar Kanunu gereğince zarardan hakkaniyete uygun indirim yapılması gerektiğini, SGK tarafından ödenen ve ilerde ödenmesi gereken gelirler, geçici iş göremezlik ödenekleri, sendika...
da Servikal ve lomber diskopati hastalığının mesleki olduğu, maluliyetine neden olacak düzeyde araz tespit edilmediğinden maluliyet tayinine mahal olmadığı, yine sigortalıda bilateral sinovit ve tenosinovit meslek hastalığı nedeniyle davalının meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 22,2 olduğu, meslek hastalığının ve maluliyetinin başlangıç tarihinin 18.08.2014 olduğu anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne, 1)Davacı ...'da servikal ve lomber diskopati hastalığının mesleki olduğuna ancak 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Rezmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz tespit edilmediğinden maluliyet tayinine mahal olunmadığına, 2-Davacı ...'...
Somut olay ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, sigortalı Yılmaz Altundaş'ın tutulduğu meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremez duruma geldiği, kurumca hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 10.08.2016 tarihli kararında sigortalının maluliyet oranının % 13,1 olarak tespit edildiği, yine davacının işvereni ve kurumu hasım göstererek açmış olduğu meslek hastalığının ve maluliyet oranının tespiti talepli davada Gebze 3....
meslek hastalığını önlemek için alması gereken tüm tedbirleri aldığını, tüm işçiler için en kaliteli maskelerin alındığını ve bu maskelerin sıklıkla değiştirildiğini, havalandırmanın son derece modern koşullarla yapıldığını, işçilerin muayeneleri periyodik olarak yapılmış ve en ufak meslek hastalıgı tespitinde işçinin bölümünün değiştirildiğini, ve sürekli eğitimler verildiğini, -Kusur raporunda kaçınılmazlığın değerlendirilmediğini, -Meslek hastalığı işin niteliğine göre tekrarlanan sebepler veya işin yürütüm şartlarına göre ortaya çıkan hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleri olduğunu, kusur incelemesi yapılırken, meslek hastalığının bu özelliği esas alınmak suretiyle kusur oranı belirlemesinin yapılması gerektiğini, Y.10.HD.' nin 14.10.2008 gün ve 2008/12312 E., 2008/12715 K. sayılı kararı) -Meslek hastalığı yapıcı işyerlerinde çıkan tozu bastırmak için gerekli teknik tedbirleri almak ve işçi sağlığına ilişkin tıbbi kontrol mekanizmalarını kurmak ve bunları uygulamak durumunda...
hastalığına yakalandığını, davacının meslek hastalığına neden olayın sürekli ağır malzemeyi indirip kaldırmak ve kesime hazırlanan parçanın tam olarak oturması için mengenenin elle sıkıştırılması işi olduğunu, zira sıkıştırma işinin kolu aşırı yorduğunu, davacının her iki kolunda da benzer rahatsızlıkla görülünce hekime muayene olduğunu, rahatsızlığının kaynaklarının işyeri yetkililerine bildirdiğini ancak işverenlikçe herhangi bir önlem ve tedbir alınmadığını, davacının 22/12/2016 tarihinde meslek hastalığı tespiti konusunda davalı kuruma müracaat ettiğini, kurumca 01/02/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını, belirtilen karara işyeri T.T.Çelikyay ..A.Ş....
Ancak, meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Anılan maddeler uyarınca; işverenlerin meslek hastalığından sorumlu tutulabilmesi için, sigortalının bu işverenlerin hizmetinde çalışırken meslek hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma güç kaybının bu hastalıktan kaynaklandığının tespiti, eski işinden fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana çıkması arasında, hastalık için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde (Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) belirlenen süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır....
Öte yandan, meslek hastalığının değişik işyerinde çalışma sonucu oluşması durumunda, davalıların sorumluluğunun dayanışmalı sorumluluk esaslarına göre değil davalıların kusur oranlarına göre çözümleneceği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. (Yargıtay HGK 21.05.1997 gün 10-181-446, 21.HD 20.10.2009 gün 6853-13199) Hal böyle olunca meslek hastalığının farklı işyerlerindeki çalışmalar sonucu ortaya çıktığı durumlarda müterafik illiyetin bulunduğu ve müterafik illiyetin bulunduğu durumlarda müteselsil sorumluluktan söz edilemeyeceği göz ardı edilerek, Davacının müteselsil sorumluluğa dayalı dava açtığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kabul ve uygulama açısından da davacıda tespit edilen meslek hastalığının kaçınılmaz nedenle meydana gelen bölümünün tamamından işverenin sorumlu tutulması suretiyle tazminatın belirlenmesi de hatalı olmuştur....
Bu açıklamalar ışığında, mahkemece yapılacak iş davacının maluliyetinin 07/09/2001 tarihinde tespit edildiği dikkate alınarak, bu tarihten sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri dikkate alınmadan, maluliyet tespit tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının iddia ettiği hastalığının meslek hastalığı olup olmadığı ile maluliyet oranının tespiti konusunda Adli Tıp Genel Kurulundan rapor almak, maluliyetin tespit edilmemesi halinde şimdiki gibi davanın reddine karar vermek; maluliyetin tespit edilmesi halinde ise davacının meslek hastalığına yakalandığı tarihe kadar farklı işyerlerinde çalıştığı anlaşılmakla, davacının çalışma süresi içerisinde görev yaptığı işyerleri arasında asıl – alt işveren ilişkisi yahut işyeri devri gibi müşterek müteselsil sorumluluğu gerektiren haller dışında, bağımsız işverenliğin bulunduğunun tespiti halinde, her iş yerinde geçen çalışma süresi ve koşullarının meslek hastalığı nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi farklı...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı işçinin maluliyeti böbrek rahatsızlığından/hastalığından kaynaklanmakta olup; davacı işçinin gerek hastalığı gerekse maluliyeti yönünden davalı müvekkiline işverene atfı kabil bir kusur bulunmamakta olduğunu, davacının hastalığının ve maluliyetinin meslek hastalığı veya iş kazasından kaynaklanmadığını, davacının diyabet ve diyabete bağlı böbrek hastalığının genetik bir hastalık olduğunu beyanla; davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacının meslek hastalığı olduğu iddiasının ve davalı şirkette yaptığı iş dikkate alınarak illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3....
Meslek hastalığının temel nedenlerinin; İşyerinin çalışma ortamında Detam Ltd....