Yönetmeliğe göre, yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi ifade eder. Ancak meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Burada önemli olan hastalığı belirleyen rapor tarihi değil, tıbbi verilere göre hastalığın ortaya çıktığı tarihtir. Bir olayın kanuni anlamda meslek hastalığı sayılabilmesi için tek başına hastalığın ya da bedensel veya ruhsal engellik halinin varlığı yeterli değildir. Meydana gelen hastalığın görülen işle uygun illiyet bağı içinde bulunması gerekir. İlliyet bağı sorumluluğun temel öğesidir....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: İnceleme konusu eldeki davada, Kurum sağlık Kurulu tarafından verilen 02/04/2015 tarihli raporda, “davacıdaki intrensek astıma hastalığının meslek hastalığı olmadığına”, Yüksek Sağlık Kurulu tarafından verilen 02/12/2015 tarihli raporda, “sigortalıda mevcut bronş astımı hastalığının meslek hastalığı olmadığına” karar verildiği, yargılama safhasında alınan ATK 3 İhtisas Kurulunun 24/04/2019 tarihli raporunda, “A) Mahmut oğlu/kızı 1987 doğumlu ...’da 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre meslek hastalığı niteliğinde solunumsal hastalık tespit edilmediği cihetle maluliyetine mahal olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor verildiği anlaşılmıştır....
Bu durumda öncelikle davacıya, meslek hastalığına yakalandığının tespiti hususunda Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunması, Kurumun bu iddiasını kabul etmemesi halinde ise Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile davalı işveren aleyhine “meslek hastalığının tespiti” davası açması için süre verilmesi ve açılacak davanın sonucunun beklenmesi; davacının talebinin Kurumca yerinde görülerek meslek hastalığına yakalandığının kabul edilmesi halinde ise davalı işverene, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile davacı sigortalı aleyhine “davacının meslek hastalığına yakalanmadığının tespiti” davası açması için süre süre verilmesi ve açılacak davanın sonucunun beklenmesi; davacı sigortalının meslek hastalığına yakalandığının kesinleştirilmesinden sonra kusur aidiyet ve oranlarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi; davacının meslek hastalığına yakalanmadığının kesinleşmesi halinde ise uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken...
Bu nedenle meslek hastalığının meydana gelmesinde tüm kusurun işverene ait olduğunu kabul etmek çoğu zaman hakkaniyete uygun düşmeyecek bir kısım etkenin kaçınılmazlık sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekecektir. Sonuç olarak sigortalıda meslek hastalığının ortaya çıkması hâlinde işverenin mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, gerekli özeni gösterip göstermediğinin ve kaçınılmazlığın etkisinin titizlikle araştırılarak ortaya konulması gerekmektedir. Diğer yandan, meslek hastalığına ilişkin uyuşmazlıklarda, sigortalının, dava dışı işyerlerinde bir çalışması mevcutsa, bu çalışma sürelerinin de meslek hastalığının meydana gelmesindeki etkisinin belirlenmesi, kusur raporlarının davacının, işyerlerindeki çalışma sürelerine göre değil, işyeri koşullarına göre düzenlemesi gerekir....
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Yerel mahkeme kararının kusur oranlarının tespiti yönünden hatalı olduğunu, bu anlamda kusur raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, kusur raporunun olay ile ilgili tutulan SGK inceleme raporu ve tazminat dava dosyasında düzenlenen kusur raporu ile çelişkili olduğunu, işverenin kusurunun sigortalının işten ayrıldığı tarihteki maluliyet oranına göre belirlenmesinin yasaya aykırı olduğunu, artan maluliyet kusurunun esas alınması gerektiğini, -Kaçınılmaz maluliyet oranının belirlenmesinin hatalı olduğunu, kaçınılmazlığın tüm önlemlerin alınmış olmasına rağmen engellenemeyen olaylar için söz konusu olacağını, meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğini, meslek hastalığının oluşumunda davalı işverenin tam kusurlu olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur....
ve ölüme mevcut meslek hastalığının etkisi ve katkısı olup olmadığının tespiti açısından kuşku ve çelişkiye yer vermeyecek şekilde yeraltı meslek hastalıkları konusunda profesör düzeyinde uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kurulundan rapor alınmak üzere dosyanın tıp fakültesinin ana bilim dalı başkanlığına gönderilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur....
Bu nedenle meslek hastalığının meydana gelmesinde tüm kusurun işverene ait olduğunu kabul etmek çoğu zaman hakkaniyete uygun düşmeyecek bir kısım etkenin kaçınılmazlık sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekecektir. Sonuç olarak sigortalıda meslek hastalığının ortaya çıkması hâlinde işverenin mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, gerekli özeni gösterip göstermediğinin ve kaçınılmazlığın etkisinin titizlikle araştırılarak ortaya konulması gerekmektedir. Diğer yandan, meslek hastalığına ilişkin uyuşmazlıklarda, sigortalının, dava dışı işyerlerinde bir çalışması mevcutsa, bu çalışma sürelerinin de meslek hastalığının meydana gelmesindeki etkisinin belirlenmesi, kusur raporlarının davacının, işyerlerindeki çalışma sürelerine göre değil, işyeri koşullarına göre düzenlemesi gerekir....
dikkate alındığında işverenin önlem almadığının kabulü yaşam gerçeklerine aykırı olduğunu, işverence alınan önlemlere uyan, gerekli dikkat ve özeni gösteren, maske takan, sigara içmeyen, bünyesel yapısını kuvvetli tutan işçilerin hiç hastalanmadıkları anlaşıldığını, Bu nedenlerle sigortalının meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru daha yüksek kabul edilmesi gerektiğini, SGK İnceleme raporu ile iş bu dosyada alınan kusur bilirkişi raporları çelişkili olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı işveren işyerinde meslek hastalığının önlenmesi için her türlü teknik ve tıbbi önlemi aldığını, bu nedenle meslek hastalığının doğmasında müessesenin kasıt veya ihmali olmadığını, davacının işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uymamak suretiyle meslek hastalığının oluşumunda kusurunun bulunduğu da dikkate alınması gerektiğini, meslek hastalıkları özellik ve nitelikleri gereği ne kadar önlem alınırsa alınsın önlenemeyen hastalıklardan...
Yapılacak iş, meslek hatalığının Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edildiği, tahkikat yapıldığı ancak tahkikat raporunda olumlu olumsuz bir sonuca ulaşılamadığı dikkate alındığında, davacının mirasçılarına davacıda meydana gelen akciğer kanseri hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için Kuruma başvuruda bulunmaları, hastalığın Kurumca meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “meslek hastalığı tespit” davası açması için önel verilmesi, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre; hastalığın Kurumca meslek hastalığı olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacı müteveffanın, hastalığına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra, usulüne uygun şekilde meslek hastalığından kaynaklanan sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin rapor alınarak kesinleştirilmesi; itiraz halinde sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu'ndan ve Adli Tıp 3....
davalı işverenin %80 oranında kusurlu olduğunun, meslek hastalığının oluşumunda %20 oranında kaçınılmazlık faktörünün etkili bulunduğunun, sigortalının kusurunun olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır....